“Şarkılarımda her biri dünyadaki başka bir ruha açılıyor”

Türkçe rock sahnesinin en üretken isimlerinden Ferit Tunçer, kendi solo kariyerinin ilk, müzik kariyerinin ise yedinci albümünü yayınladı. Aşkın türlü hallerini, yaşamın türlü halleri içinde yedirerek anlatan dokuz şarkılık “Başka Zamanlara Serbest Düşüş”, sound’undaki derinliği ile de dikkat çekiyor.

Uzun bir süredir single çılgınlığı içindeyiz ancak son birkaç aydır albümlerde artış gözlemliyorum. Bu sizin de dikkatinizi çekmiştir diye düşünüyorum. “Dinle, at” döneminde yavaştan çıkar mıyız sizce?

Tüketim çağının zirvesine yaklaştık mı bilmiyorum ama sanatında dahil olduğu her alanda “kullan, at” döneminde olduğumuz bir gerçek. Hatta insan ilişkilerinin en yüzeysel olduğu orada da “kullan, at” döneminin yaşandığı bir dünya var önümüzde. Böyle bir dünyada müzikte “dinle, at” döneminin yaşanması beni şaşırtmıyor. Bu hem toplumun yüzeyselleşmesi hem de endüstrinin tüketim şeklini yönlendirmesinin sonucu. Bu dönemin daha devam edeceğini düşünüyorum, ayrıca ülkemiz açısından konuşursam gençlerin, çocukların hatta ergin kişilerin ekonomik zorluklar sebebiyle hobi olarak bile enstrüman alması, eğitimine ya da stüdyoya para harcaması giderek lüks haline geliyor ve müzikte yeni ve farklı renkleri başlayamadan kayboluyor.

Siz albüm yayınlamaya ne zaman karar verdiniz? Fikir oluştuğunda aklınızda sound’undan sözüne kadar tam olarak “Başka Zamanlara Serbest Düşüş” mü vardı?

Şarkılar ve kayıtları uzun zamandır hazırdı, albümün hikâyesine uyan şarkıları seçerek bir araya getirdim. “Başka Zamanlara Serbest Düşüş” oluşturduğum hikâyeyi yansıtan, tam olarak olmasını istediğim ruhta oldu. Dönemin kurallarına uyup albümden önce 4 tekli yayımladım, ama anladım ki ben her zaman albümden yanayım. Albüm olarak bu şarkıların çıkması birbirini tamamlayan ve beni daha mutlu ve tatmin eden bir duygu veriyor, tabi bu hiçbir zaman tekli çıkarmayacağım anlamına da gelmiyor.

“Başka Zamanlara Serbest Düşüş” solo kariyerinizin ilk albümü. Daha önce çaldığınız gruplarla beraber altı albümde yer aldınız. Arada nasıl bir fark var?

Yer aldığım tüm grup ve albümlerde sadece şarkıcı kimliğimle değil şarkı yazarı, müzisyen, hatta birçoğunda kayıt, mix ve mastering’ini de yaparak yer aldım. Fark kısmına gelirsek, prodüktörlüğü de kendim yaptığım için tüm komuta bende. İlk albümlerde de stüdyoda okuma sonrası işi bitip giden değil her aşamasında stüdyoda olmayı tercih ederdim. Bu bana müzik prodüksiyonu konusunda büyük tecrübe kazandırdı. Eğitimlerle desteklediğim sürecin sonunda şarkıcı, şarkı yazarı ve müzisyen tarafımı bağımsız olarak sunmama olanak veriyor.

Albümün bütünsellik rayında ilerlemesi de bilinçli bir tercih miydi?

Kesinlikle bilinçli bir tercihti. Daha önce bahsettiğim gibi biriken şarkılardan bazıları zaten bir hikâyeyi oluşturuyordu ve artık onların dinleyici ile buluşmasının zamanı gelmişti.

Şarkıların çoğunda aşkı ve hayatı, aşkın hayat yüzünden yarıda kaldığını, aşkın kimi hallerinin hayatın içine yansımalarını anlatıyorsunuz. Aşk elbette hayattan ayrı düşünülemez, hatta düşünülmesi akıldan dahi geçemez! Ancak malum, bin bir türlü hâli var. Siz nerelerden beslenerek bu hâli anlatmaya çalıştınız? Mesela kendi hikâyenizden örnek var mı? “Biter mi Aşk” örneğin, tamamen gerçek hayattan alınmış gibi… “Sonunda Yıkıldı” ona keza, tam bir ayrılık öyküsü… Demek istediğim ucu çok açık bir konu. Bu size hem bir seçme rahatlığı hem de bu seçme rahatlığının getirdiği “seçememe” rahatsızlığı yüklemiştir diye düşünüyorum. Siz neler söylemek istersiniz?

Şarkılarımın sırrı sadece hissettiklerimi değil başkalarının hissettiklerinin hikâyelerini de yazmak. Sanatın içinde zaten başka yaşamlara duygulara empati yapmak vardır ve bu sanatçılara ilham kaynağıdır. Bunun yanında aşk tanımını yaparken sadece sevgiliye duyulan değil sevginin en derini ile bağlandıklarımızdan da bahsetmeye çalışıyorum. Toplum olarak sevgi ve takdir sözcüklerini kullanmaktan kaçınan ama eleştiri ya da hakaret ederken dur durak bilmeyen bir yapımız var. Bireysel anlamda giderek yalnızlaşan, empatiden kaçınan ve mutsuz insanlar görüyorum. Dünyaya farklı gözlerle ruhlarla bakmanın bir kapısıdır sanat ve şarkılarımda her biri dünyadaki başka bir ruha açılıyor.

Aşkın güzel taraflarını, şarkılarınızda yer vermemenizin özel bir sebebi var mı?

Özel bir sebebi yok ama sonraki şarkılarda güzel taraflarını da dinleyeceksiniz.

Üretken bir sanatçı olduğunuzu biliyoruz. Albüm süreci yorucu geçmiş olmalı. Bundan sonra aynı tempoda ilerlemeye devam edecek misiniz?

Tempoyu düşürmeyi pek düşünmüyorum. Albümün çıktığı gün, öncesi ve sonrası zaten stüdyodaydım. Yeni bir albüm için mevcut şarkılar ve kaydı devam eden şarkılar var. 2024 yılı Eylül ayında yeni albümümün çıkmasını planladım.

Sizi sahnede ne zaman izleme şansımız olacak?

Konserler için planlama ve görüşmelerim sürüyor. Sosyal medya hesaplarımdan gelişmeleri yayımlayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi