“Kimin bu memleket?”

Bundan 80 yıl önce Gazeteci Zekeriya Sertel’in sahibi olduğu Tan Gazetesi yıkılmış, matbaa yerle bir edilmişti. Tanin Gazetesi’nde Hüseyin Cahit Yalçın’ın yazdığı ‘Kalkın Ey Ehli Vatan’ yazısı muhalif sesleri susturmak amacıyla yazılan provokatif bir yazıydı. 4 Aralık 1945 tarihinde gençler Beyazıt’ta üniversite bahçesinde toplanmaya başladılar. Sınıflara girip herkesi vatanı kurtarmaya çağıran güruhun sayısı kısa sürede 10-15 bine ulaştı. O gün neler yaşandığını daha önce hazırladığımız Serteller dosyasında ele almış, bir aya yayılan bir yazı dizisi hazırlamıştık. İlgililer yazının altında yer alan linklerden video söyleşilere ulaşabilir.

gazeteci-zekeriya-sertel.jpg

Zekeriya Sertel anılarını yazdığı ‘Hatırladıklarım’ kitabında “Gazete bir aynadır. Gazeteci, toplumu, bütün istekleri, bütün dertleri ve kederleriyle bu aynaya yansıtır. Bunu namuslu bir gazeteci gibi sadakatle yaparsa yönetim başındakileri ürkütür” diye yazıyor. Onun ve eşi Sabiha Sertel’in başına gelenlerin sebebi de tıpkı bugün olduğu gibi gazetecilerin topluma tuttukları aynadır. Merdan Yanardağ casusluk suçlamasıyla içeride, sahibi olduğu Tele1 kanalına ise kayyum atandı. Fatih Altaylı cumhurbaşkanını tehditten 4 yıl iki ay hapis cezası aldı. Altaylı “Karar hukuki değil siyasi” demişti. Bir başka gazeteci, cezaevinden yazdığı insan hikâyeleriyle bizleri buluşturan Furkan Karabay…Daha yeni tahliye edildi. Gün geçmiyor ki gazeteciler yeni bir dosyayla, davayla karşılaşmasın. Açılan davalar nedeniyle her gün mahkeme koridorlarında dolaşan gazetecilerin yanı sıra sürgünde olanlar da var. Can Dündar ülkesine dönemiyor. Sadece gazeteciler de değil iktidarın karşısında olduğu düşünülen her ses susturuluyor.

Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 159. sırada

Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içinde 159. sırada. Burkina Faso, Madagaskar, Kenya, gibi Afrika ülkeleri basın özgürlüğünde Türkiye’nin önünde. Hal böyle olunca Sertellerin hikâyesinin hâlâ güncelliğini koruduğunu söyleyebiliriz. Gazeteleri yıkılıp matbaaları tarumar edildiğinde sorumlulara hiçbir şey olmadı. Olan yine Sabiha ve Zekeriya Sertel’e oldu, 114 gün hapis yattılar. Bir daha gazete çıkaramadılar, evlerinde gözetim altında tutuldular. Sertel çifti kızları Yıldız’la birlikte 1950 yılında ülkeden ayrılmak zorunda kaldı. Sabiha Sertel, ‘Kalkın Ey Ehli Vatan’ yazısını “Hüseyin Cahit Yalçın, vatandaşları hürriyet için, demokrasi için savaşanlara karşı kıyama çağırıyordu” diye yorumlamıştı.

tanin.jpeg

Sertellerin yaşamını anlatan, daha önce sayfamızda da yer verdiğimiz ‘Roman Gibi’ belgeseli çarşamba akşamı Atlas Sineması’nda gösterildi. Belgeselin ardından film ekibi sorularımızı yanıtladı. Sabiha Sertel’in ikinci kuşak yeğeni olan ve belgeselde anlatıcı olarak karşımıza çıkan Nur Deriş, Sertellerin baskından bir gün önce bir davette Hüseyin Cahit Yalçın’la karşılaştıklarını, Yalçın’ın Zekeriya Bey’e sıcak yaklaştığını, hâl hatır sorduğunu anlattı. Oysa Hüseyin Cahit ‘Kalkın Ey Ehli Vatan’ yazısını Tanin Gazetesi’ne vermiş ve davete öyle katılmıştır. Bir gün sonra olacak olanlardan habersiz olan Zekeriya Sertel o günü kızı Yıldız Sertel’e böyle anlatır. Baskının ardından Zekeriya Sertel “50 yıllık birikimimi kaybettim” diyecektir ve mesleğine olan inancına rağmen ülkesinde gazetecilik yapamayacaktır. Oysa yeğeni Gündüz Vassaf’la yaptığı ve ‘Hatırladıklarım’ kitabının son bölümünde yayımlanan söyleşide Vassaf’a “Her şeye rağmen kalır yeni bir gazete çıkarırdım, başına da seni ve Yıldız’ı geçirirdim” diyecektir.

dscf5437-1-3.jpg

Sürgün yıllarını farklı ülkelerde geçiren Sertellerin yaşamı kolay olmayacaktır. En büyük destek Nazım Hikmet’ten gelir. Sabiha Sertel 1968 yılında Bakü’de yaşamını yitirir. Zekeriya Sertel ve kızı Yıldız Sertel de Güzin Dino’nun yardımıyla Paris’e gelirler. Zekeriya Sertel’in tek isteği ülkesinde ölmektir. Bir gün Hürriyet temsilcisi Gökşin Sipahioğlu onlarla iletişim kurar ve Türkiye’ye dönebileceklerini söyler. Zekeriya Sertel 20 yılın ardından ülkesine dönecek olmaktan mutludur, gelir gelmesine ancak bir polis ordusuyla karşılanır. Bir gün otelde tutulur, Ankara ile görüştürüleceği bilgisi kendisine verilir ancak bir gün sonra Paris’e geri gönderilir ve yeğeni Gündüz Vassaf’a yaşadıklarını şöyle anlatır: Uçakta bir kenara oturdum. Düşündüm. Kimler kimi kimin memleketinden kovuyorlar? Kimin bu memleket? Hırsızların, kendi çıkarları uğrunda halkı soyanların memleketi midir? Yoksa hayatlarını memleketi ve halkı için vermiş insanların mı? Geçit resmi gibi bir sürü insan geldi gözlerimin önüne. Memleketin dışında kalıp da hor görülenler kimlerdir?

roman-gibi-2.jpg

Sahi bu memleket kimin? Biz de bugün aynı soruları sormaya devam ediyoruz. ‘Roman Gibi’ belgeselinin İstanbul gösterimini kaydettik. Sunuş ve soru cevap kısmını izlemek isteyenler Gazete Pencere Youtube kanalı üzerinden yayına ulaşabilir.

Sabiha ve Zekeriya Sertel'in mücadelesini anlatan daha önce yayınlanmış programları izlemek isterseniz alttaki linklerden ulaşabilirsiniz:

https://m.youtube.com/watch?si=2zIcgKNYdccdyzhV&v=Y55aNH7LkPA&feature=youtu.be

https://m.youtube.com/watch?v=7-EMuRgFdMs

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eda Yılmayan Arşivi