Pijamanın tarihi

Pijama, gevşekliğinin verdiği hareket serbestîsiyle, gözlerden uzak olmanın ve kendi özelinde kalabilmenin de simgesel giysisi.

Her yaştaki kadın ya da erkek için rahat giyimin, uyku kıyafetinin, ev halinin, rahat etmenin ve dinlenme giysisinin adı olan pijama kelimesi, Hintçeden “bacak giysisi” anlamındaki, “pai jamahs”, “paee-jams” sözcüklerinden türetilerek İngilizceye pyjamas - pajamas olarak geçmiş. Diğer Batı dillerine de paejamas, paijamas, pyjamas ve pj’s kısaltmasıyla yerleşmiş. Hem kadın, hem de erkek giyiminde bele bağlanan iple kullanılan haliyle Avrupa’ya girmeden önce Osmanlı coğrafyasında ve eş zamanlı olarak İran, Pakistan ve Bangladeş’te kullanılıyormuş. Sanayi Devrimiyle birlikte, 1870’li yıllarda Batı Dünyası ile tanışan pijama bir süre “dinlenme kıyafeti” olarak da anılmış.


1902 yılında bir üretici kataloğunda pijamalar hem erkek hem de kadınlar için özgürlüğün ve rahatlığın da simgesi geleneksel gece ev giysisi olarak tanıtılmış. 1920 Yılında pijama modasında cinsiyet ayrımı başlamış, erkekler için pamuklu, pazen kumaşlar önerilirken, kadınlara dantel ve kurdelelerle süslenmiş ipekli modeller tasarlanmış. Birinci Dünya savaşının yokluk yıllarında insanların pijama tercihlerindeki seçenekler azalmış, yaşanan ekonomik krizler kaput bezi olarak da bilinen dokumaları bile kullanılır kılmış.
Pijama – Faşizm ilişkisi
Pijama ile faşizm arasında bağ kurabilmek için kampları hatırlamak yeterli! Bu konuda “The Boy in the Striped Pajamas” olarak 2008 yılında vizyona giren “Çizgili Pijamalı Çocuk” ismiyle bizde de gösterilmiş bir film de var. Polonya’da bir buçuk milyon Yahudi’nin Nazilerce öldürüldüğü Auschwitz Toplama Kampı’nın bitişiğinde bundan habersizce yaşayan bir ailenin hikâyesini üzerine kurulu bu film, evin çocuğu üzerinden yaşananları kurgulamış. Babasının üst düzey bir Nazi subayı olarak görev yaptığı toplama kampının tel örgülerinin ardında yaşayan pijamalı yaşıtıyla arkadaşlığı üzerinde kurulmuş senaryosunda, acı ve insanlık dışı yapılanlar pijama simgesine yüklenen imgelerle çok güzel anlatılmış.
Her şey “devlet pijama üretmez”lafıyla başladı


40 yıl önce, ülkeye kâbus gibi çöken 12 Eylül yönetimi, 8 ay öncesinde alınan 24 Ocak kararlarının mimarına ülke ekonomisini emanet ettiğinde bugünlere açılan kapıdan sızan ilk pis kokular pijama üzerinden gelmeye başlamıştı. Turgut Özal’ın “devlet pijama üretmez” sözü ile kudurmaya başlayan azgın kapitalizm bir yandan inşaat furyası ile büyük kentlerin etrafında soluklanacak alanlara yeni uydu kentler ekliyor, bir yandan da “benim memurum işini bilir” mantığı doğrultusunda yepyeni bir ahlak üretip eşine dostuna yağma ekonomisinin kapılarını açıyordu. Taşıdığı vurgun malı da olsa, gemisini kurtarana kaptan denilen bu dönemde her şeyi bilen darbeciler de “beşi bir yerde” misali 5 para etmeyen işlerle ülkeyi kurtarmaya çalışıyorlardı.
Devir hala Sümerbank markalı çizgili pijama devriydi, Özal bile koruma altındaki Gökova koylarına daha yazlığını yaptırmamıştı; tatillerini evinde PTT olarak adlandırdığı pijama, terlik, televizyon ile geçiriyor, satacağı ya da eşine dostuna yamayacağı devlet mülklerinin listesini boş zamanlarında gözden geçiriyordu. Hapislerde çürüyen yazarların, gazetecilerin, aydınların, üniversite hocalarının önündeki demir parmaklılar çizgili pijamalarda tezahür ediyordu. Devletin göz bebeği olan sanayi işletmeleri, arsa değerlerinden bile ucuza satıldığında sıranın “devletin tiyatrosu olmaz” noktasına geleceğini söyleyenlerin sesi o aralar postal sesleri altında pek duyulmuyordu.


Pandemi günlerinde pijama Pandemi süreci pijama tasarımcıları-üreticileri için güzel bir ortam sağlamış olmalı! Pijama geçen yıl İnternetten en çok ısmarlanan ürünler arasında yer almış. Evde hep aynı pijamayı giymekten sıkılanlar alışverişe çıkamadıkları dönemde çareyi İnternetten sipariş vermekte bulmuşlar. Klasik çizgili tipi bir yana, tavşanlı, ayılı, kedili, köpekli pijama takımları geçtiğimiz yıl çok satılmış. Kalpli, yıldızlı, çiçek motifli, büzgülü ya da vücudu saran modern tasarımlı tipleri beğenenler olmuş.
Tabii ki, alışverişlerle birlikte şikâyetler de artmış, eve gelen pijamasını beğenmeyenlerin yaşadıkları hayal kırıklıkları internette ciddi bir külliyata ulaşmış. Kimi aldığı ürünü perdemi dolayısıyla AVM’lere girişin sınırlandığı dönemde gecikmeli olarak götürünce değişim kabul edilmedi diye veryansın etmiş; kimi de üstüne bol ya da dar gelen paketi nereye geri göndereceğini sormuş.
Firmalar pandemi nedeniyle herhangi bir değişim yapılamayacağını, pijamanın da iç çamaşırları gibi iade edilemeyeceğini, yıkanmış olanların geri alınmayacağını belirtmişler ama sipariş aşamasında bunlar pek görülmemiş.
Bazı müşteriler de kutudan çıkan ürünlerin kullanılmış olduğunu, hatta ağ kısmında akıntı gördüğünü yazmış; büyük markaların bazıları insan sağlığına değer vermemekle suçlanmış. Çok kişi, 444’lü numaraları çevirip robotları dinlemek eşliğinde dakikalarca canlı birinin çıkmasını bekleyerek siparişlerini iptal ettirmeye çalışmışlar.
Pijama gayri medeni halin göstergesi
Bizim kültürümüzde de öyle değil mi? Pijama ile misafir ağırlamak, bakkala gitmek, konu komşuyu ziyaret etmek bizde de pek hoş karşılanmayan şeylerden. Örneğin 1940’lı yıllara kadar okutulan ders kitaplarında, sokakta pijama ve gecelikle dolaşmanın yerlere tükürmekle eşdeğer sayıldığı paragraflar var. Türk filmlerinde de, çizgili pijama ile sokağa çıkmanın olağanüstü bir durumu simgelediğini bilmez miyiz?
Çin’in Suzhou kentinde, yerel yönetimin gayri medeni davranışlarda bulunan kişilerin fotoğraflarını çekip gönderenlere 10 yuan (yaklaşık 8,5 lira) vaat etmesi sonrasında yapay zeka kullanan güvenlik kameralarıyla tespit edilen yedi kişi, pijamalarıyla sokağa çıktıkları gerekçesiyle yerel yöneticiler tarafından internette teşhir edilmişler. Fotoğrafları ve bazı özel şahsi bilgileri sosyal medyada on binlerce kişinin önüne serilen bu kişiler, sosyal anlamda linçe uğradıklarını söyleyerek şikâyetçi olmak istemişler ama yerel yönetim buna Çin genelinde düzenlenen “en medeni şehir” yarışmasına yaptıkları başvuruyu neden göstererek geri adım atmamış. Paylaşım sosyal medyada tepki çekmiş, çok sayıda kullanıcı, devletin vatandaşlarının mahremiyet hakkını ihlal ettiğini savunarak özel hayata müdahale edildiğini savunmuş. Tepkiler üzerine bu kişilerin fotoğrafları buzlanmış, özür açıklaması yayınlanmış ama ülke çapında 400 milyonu aşan yapay zekâya bağlı kamera sistemlerinin sayısı Çin Halkını bir hayli ürkütmüş. Belli bir kritere bağlı olarak görüntülenen kişilerin kimliklerinin de belli olacağı şekilde kurulan yeni dünya düzeni, teknolojinin ve medeniyetin insanlığı nereye götürdüğüne dair pijama üzerinden güçlü bir mesaj vermiş.


Sağlıklı ve güzel günlerde mecburiyetten değil tercihinizle evinizde kaldığınız zamanlarda, pijama rahatlığı içine olmanız dileğiyle, güzellikleri biriktirmenizi dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İrfan Yalın Arşivi