Plana “Sadık” kal

Plana “Sadık” kal
Bu arada yarın PPK toplantısı var. Yılın son toplantısında TCMB’nin bir faiz artırımı yapmasını beklemiyordum ama “Sadık Abi” hatırına bir 250 baz puanlık faiz artışı daha yapacağını düşünüyorum şimdi.Geçtiğimiz...

Bu arada yarın PPK toplantısı var. Yılın son toplantısında TCMB’nin bir faiz artırımı yapmasını beklemiyordum ama “Sadık Abi” hatırına bir 250 baz puanlık faiz artışı daha yapacağını düşünüyorum şimdi.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, göreve başladığı günden bugüne ilk röportajını verdi. Çok ses getiren röportajda farklı farklı ele alınması gereken başlıklar var. 

Röportajdan ziyade bir “piar” çalışması tadı var bana sorarsanız.

Birincisi ve bence en önemlisi hayatımızda artık bir “Sadık Abimiz” var. Başkan burada “halk ile iç içeyim” mesajı mı veriyor nedir pek anlamadım.

Kiralık ev konusu var ona girmek istemiyorum. İstemiyorum ama kafama takılan birkaç şey var.

Bendeki bilgi Murat Çetinkaya TCMB başkanı olduğu zaman “Hepimiz devlet memuruyuz. Başkan ve başkan yardımcılarının diğer memurlardan ne farkı var? Diğer kamu çalışanları gibi bankanın başkan ve başkan yardımcıları da kendi kiralarını ödemeli” diyerek lojmanları satıp parayı kasaya koymuştu.

Gel zaman git zaman Merkez Bankası Ankara’nın kalbur üstü semtlerinde ev kiralamış. Yani kirayı aslında Merkez Bankası ödüyor artık. Hatta aidatı bile. Şu halde “Kira konusundaki zorluk sadece Sayın Erkan’a özel değil” diyecekken “Konu Sn. Erkan için mevzu değil” diyorum.

Gelelim bizler için olan hikayeye. Kiralar pahalı mı? Çok pahalı.

Sayın Başkan asgari ücretle geçinip hem ev geçindiren bir yandan çocuk okutan ve kirada oturan ailelerin olduğunu da hatırlamalı ve hatta sırf bu yüzden enflasyon ile olan mücadelesini sert bir biçimde sürdürmeli.

Konu aslında Sn. Erkan’ın verdiği röportajda kiraların pahalılığından dolayı “annesine” yerleştiğini söylemesinden dolayı bence gündem oldu. Oldu da Gaye Hanım’ın görev yeri Ankara. Yani ikametgahı da Ankara’da. Onun da dediğim gibi kirasını Merkez Bankası ödüyor. Bahsi geçen ev İstanbul’da yani mesai günlerinin dışında oturulabilecek ikinci bir ikametgahtan bahsediliyor. Bu “samimi” açıklama ise zar zor geçinen henüz oturmak zorunda olduğu evin kirası ile boğuşan vatandaşın kalbini daha çok kırar.

Herkes annesinin evinde çoluk çocuk yaşayacak kadar şanslı değil çünkü.

Benim esas dikkatimi çeken nokta Sayın Erkan’ın “Sayın Cumhurbaşkanı’na da söyledim. Üç sektör belirleyin bize söyleyin, o sektörleri uçuralım” açıklaması.

Birincisi burası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yatırım bankası değil.

İkincisi Merkez Bankası’nın asli görevi belli.

Toplumun her kesiminin beklentisi fiyat istikrarının sağlanması. Onun için de toplumsal bir mutabakat lazım ama görünen o ki daha Sadık Abi bile ikna olmamış. 

Bir diğer nokta bu yüksek faiz ortamında insanların dövizde durmaları ya da dövize yönelmeleri matematiksel bir saçmalık ifadesi.

Bir Merkez Bankası Başkanının görevi yatırım uzmanı gibi davranmak değildir.

Sayın Başkan’dan ve ekibinden doğru politikaları uygulamalarını ve enflasyonu düşürmelerini bekliyor toplum. Buna ikna olunursa TL’ye geçiş hızlanacaktır.

İşin matematiğinden önce biraz psikoloji ve sosyolojisine de bakmak lazım. Bu ülkede insanlar neden döviz alıyorlar ve aldıkları dövizi ne olursa olsun satmıyorlar.

Kısa süre önce geldiğiniz ülkede bunu bugüne kadar anlamamış olmanız normal karşılanabilir.

Bence röportajın içinde siyasete göz kırpma da var. Elbette Sayın Başkan’ın kendi tercihidir o konu. Bir şey demeyeyim.

Ancak yapılan ilk röportaj daha ekonomi temelli olmalı idi diye düşünüyorum. Bu daha magazin temelli olmuş.

Bir röportajın gücü sadece verilen cevaplar ile değil aslında sorulan sorular ile ölçülür. Doğru soruyu da ancak yine konuya hâkim ya da dersine iyi çalışmış biri sorabilir. Ahmet Hakan yılların gazetecisi elbette ama daha önce yaptığı röportajlarda sorduğu sorular ya da kendisine yöneltilen kontra sorulara verdiği cevaplardan hatırlayacağımız üzere ekonomi ile ilişkisi kendi birikimleri ile sınırlı.

İletişim tabii ki çok önemli. Sayın Başkan ekibinin bu konuda yönlendirmelerine kulak vermeli.

Ve bir kez daha kurumsal hafızanın ne kadar önemli olduğunu da gördük.

Bu arada yarın PPK toplantısı var. Yılın son toplantısında TCMB’nin bir faiz artırımı yapmasını beklemiyordum ama “Sadık Abi” hatırına bir 250 baz puanlık faiz artışı daha yapacağını düşünüyorum şimdi.

Sadık Abimiz ne bekliyor acaba?