“Bir gün foyam ortaya çıkacak” korkusu: Sahtekar sendromu başarıyı gölgeliyor
Bazı insanlar başarılı olsalar bile kendilerini yetersiz ve sahtekâr gibi hisseder. Bu duruma "imposter sendromu" deniyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Etiler Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bu sendromun bireyin özgüvenini zedeleyip kariyerini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Beyaz, sendromun nedenlerini kültürel baskılar, ailevi deneyimler, mükemmeliyetçilik, depresyon, anksiyete ve sosyal kıyas kültürünün birleşimi olarak açıklıyor.
“Gerçek yüzüm ortaya çıkacak” korkusu
Imposter sendromu yaşayan bireyler, başarılarının kendi çabalarıyla değil şans ya da dış etkenlerle oluştuğunu düşünür. Başarılarını küçümseyip, olumlu yorumlara şüpheyle yaklaşır ve “foyam ortaya çıkacak” korkusuyla yaşarlar. Hataları abartma, olumlu gelişmeleri ise değersizleştirme eğilimindedirler. Bu durum, kişinin özsaygısını düşürür, motivasyonunu zedeler ve mutsuzluk hissi yaratır.
Mükemmeliyetçilik sendromu tetikliyor
Mükemmeliyetçi ve rekabetçi kişilik yapısına sahip bireylerde imposter sendromu daha kolay tetiklenir. Büyük hedefler koyan, küçük hatalara dahi tahammülsüz kişiler, kendi yeterliliklerinden şüphe ederek daima tetikte yaşar. Bu içsel baskı, kişinin potansiyelini sergilemesini zorlaştırır.
Sosyal medya karşılaştırma tuzağını büyütüyor
Sosyal medya, sürekli bir başarı ve mükemmeliyet vitrini sunar. Beyaz’a göre bu illüzyon, imposter sendromunu besleyen kıyas kültürünü tetikler. Başkalarının “parlak” anları karşısında birey, kendi başarılarını yetersiz bulabilir. Toplumun “her zaman daha iyisini yapmalısın” baskısı da bu durumu güçlendirir.
Sessiz başarı ve görünmez çabalar
Imposter sendromu yaşayan bireyler, terfi ya da yeni sorumluluklar yerine gölgede kalmayı tercih eder. Hata yapmaktan korktukları için risk almaktan kaçınır, projeleri mükemmel hale getirme baskısıyla ertelerler. Yetkinliklerini göstermekten kaçınır, çoğu zaman içten içe takdiri hak etmediklerini düşünürler. Bu durum, iş performansını düşürürken, kariyer yolunda görünmez duvarlar örer.
Kendine şefkat ve ölçülebilir hedefler önemli
Beyaz’a göre bu sendromla başa çıkmanın ilk adımı, onu tanımak ve kabul etmektir. Kişinin kendine sahtekâr olduğunu fısıldayan iç sesiyle yüzleşmesi ve hataların hayatın bir parçası olduğunu içselleştirmesi gerekir. Kendine şefkatle yaklaşmak, ölçülebilir hedefler koymak, başarıları ödüllendirmek ve açık iletişim kurmak özgüveni artırır. Sosyal destek aramak ve deneyimleri paylaşmak ise yalnızlık hissini azaltır.
Tanı konulmalı, gerekirse profesyonel destek alınmalı
Beyaz, imposter sendromunun çoğu zaman fark edilmediğini ve önemsenmediğini vurguluyor. Ancak bu durum uzun vadede düşük özgüven, motivasyon kaybı, yüksek stres ve iş performansında düşüş gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Kendi iç sesinin ne zaman sağlıksız hale geldiğini ayırt edemeyen bireylerin, bir ruh sağlığı uzmanından destek alması gerekebilir.
Kaynak:Haber Merkezi