Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

Sandıktan önceki son yazı

Kaldı üç gün. Türkiye en kritik kararını pazar günü verecek.

21 senenin üstüne, sadece seçim sürecinde yaşananlardan alınacak ders, kitapları doldurur. Belki de bu seçim, adını yıllar sonra bize ‘montaj seçim’ olarak anımsatır.

İktidarda kalabilmek adına neler yapıldığına bir bakıverin. Doğrusu, yapılmayan ne kaldı Allah aşkına? Üstelik izlemeden, normalmiş gibi, hakmış, haklılıkmış gibi.

Olmayan vaatler, kurgu videolar, trol ağları, sahte siteler, yalanlar, iftiralar ve tehditler…

21 senede bunlardan kimilerini etap etap yaşıyorduk elbette ama hepsinin bir seçim kampanyasına sığdırılmasını hayretler içinde izledik.

Sadece seçim takviminde değil, son 15 günde savrulmalara tanıklık ettik. Yer değiştirmeler, küçük ama mide bulandıran taktikler, saf arayışları, yol ayrımları… Bunları gördük. 

Bir kez daha muhalefetin, en başta da Bay Kemal’in rakibinin tek bir aday olmadığını anladık. Bay Kemal, adeta ringde, bir kısmı da pek tanıdık, onlarca boksörle tek başına mücadele ediyordu. Karşısındaki basını, çete diye tanımladığı iş adamlarını kastetmiyorum burada. 

Son 15 gün bile sabır taşı dediğimiz Bay Kemal’e neler gösterdi ki hepimiz de bu gösteriden payımıza düşeni aldık.

Söz verdi, sözünden dönmedi. Umutsuzluğa düşmedi, düşürmedi. Yorgun düştü “Of” demedi. Dilince kimlerle savaştığını anlattı, durdu.

Artık Bay Kemal yapacağını yaptı.  

Şimdi söz ahalinin.

İlk tur sonrası, bu sütundaki yazımda, sonuçların hazırlık maçı olarak algılanması gerektiğini, ikinci turun yepyeni müsabaka olduğunu paylaşmıştım. Görüşüm değişmedi, hatta doğruluk, adalet, hak ve hukuktan yana olanların son 15 güne daha avantajlı girdiğini düşünenlerdenim. 

Siyasette matematik, son tutanak imzalandığında devreye girer. Yoksa, matematik ile rey paylaşmak da sonuç almak da mümkün değildir.

Yaşadığımız ekonomik krizi konuşmak yerine, olmayan terörle geçirdiğimiz seçim, yoksulluğumuzu örtmedi. Aşırı yükselmiş görünen milliyetçilik de karın doyurmuyor. Bakmayın bağırıp çağıranlara.

Daha önemlisi, hakkın ve adaletin, tüm bunlardan da önemli olduğunu göstermesi değil mi? Yalanın, iftiranın, sahte montajın fütursuzluğu karşısında sessiz kalan adaletin yarın başka bir sonuç çıkarsa nelere karşı üç maymunu oynayacağını görmek zor değil!

Bunlar gün gibi ortadayken, “Seçim bitti” algısıyla sandığa gitmemek de “İktidar devam etsin” demektir. 

Yurt dışında ve gümrüklerde kullanılan oy sayısı, ilk turda kullanılanı çoktan geride bıraktı. Yurt dışında oy verme işlemi tamamlandı. Gümrüklerde son güne kadar oy kullanılabilecek. 

Dilerim, yurt dışındaki bu motivasyon, memleketimizdeki sandığa gitmeye gerek duymayan 8 milyon seçmeni de etkiler. 

Yazıda, muhalif görünenleri, muhalifçilik oynayanları, iktidara karşıymış gibi duranları anmadan olmaz. 

Ne yoruldunuz be arkadaşlar! 

Özellikle, Bay Kemal’in attığı her adıma destek veriyormuş gibi görünen, her söyleminin arkasındaymış gibi davranıp el altından iktidarın ateşine bıkmadan, usanmadan odun taşıyanlar, sizi kastediyorum. 

Bu arkadaşlar, son nefeslerini “Kaybetti, küstük, gitmiyoruz” diye veriyor. İdeolojiler üzerinden, Atatürkçülük, Kemalizm penceresinden, hatta biraz daha ileriye gidip solculuk zaviyesinden hırçınlaşıyorlar.

Deve kuşu tabirine tam denk gelen bu sayın arkadaşlar, görülmediklerini, bilinmediklerini sanıyorlar. 

Son üç gün. 

Gayretinizin ilk turda sonuç verdiğini sanıyorsunuz ama milletin feraseti umuyorum ki pazar günü size de yanıt verecek.

Son söz, sayın seçmene...

Hileye, desiseye, iftiraya, hakarete “kıvrak zeka” denilen güzel ülkemin sessiz seçmenleri; sandıktan önceki son yazıda uyarıyorum, lütfen dikkatli ve özenli olun.

Kendiniz, eşiniz, çocuğunuz, sevgiliniz, kardeşiniz, anneniz, babanız, büyükleriniz ama en çok milletimiz için pazar günü sandıkta mührünüzü özgürce pusulaya vurun.

“O sandıkta ben de varım” deyiniz. 

Bu ülkenin sahipsiz olmadığını lütfen gösteriniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi