Bu başlığı attığımda henüz maç oynanmamış, Beşiktaş yönetimi maçın ardından olağanüstü toplanmamış ve Fernando Santos ile yollar ayrılmamıştı. Yazıya şöyle başladım;

Fernando Santos ile 13 maça çıktı 4 galibiyet alabildi Beşiktaş. Son dört maçta alınan bir puan vardı haneye yazılan. Tam bir fiyasko yaşanıyor.

Santos’un inatçı oyun anlayışı evet Beşiktaş’a uymuyor, kadroya da olmuyor. Gerçi kadro yapılanması sezon başında yapılan hataların sonucu olarak umut vaat etmiyor. En pahalı oyuncusu iki haftadır yedek. Ayrıca iyi forvetleri de Santos’un yanında oturuyor, Muleka sahada.

Müsabakanın kilidini Semih açtı ama burada Muleka’nın Muçi’yi soldan kaçırmasına onun ortasına defasın müdahalesinin ardından Fernandes’in takipçiliğini de not etmek gerekir. Fakat ne olursa olsun Semih’in son vuruşu önemliydi. Dakika 18’i gösteriyordu Semih 10. golüne ulaştığında bu sezon Beşiktaş’ta.

Ligin Samsunspor gerçeği var. Sezona çok kötü başlayan ama Markus Gisdol’a emanet edildikten sonra adeta devrim yapan bir Samsunspor. Yılmayan, mücadeleden vazgeçmeyen, yorulmayan takım yarattı Gisdol. Ancak dün nefis futbol ortamında Beşiktaşlı oyuncular hakemin gözleri önünde adeta dayak yedi. Futbolda sertlik elbette var ama dünkü sertliğin çok ötesine geçti.

İlk yarının uzatma dakikalarında Taylan’ın harika şutunu kaleci Mert Günok’un çıkarması görülmeye değerdi.

Santos kadroyu değiştirmedi ama Beşiktaş önceki maçlarına göre daha önde basan bir görüntü çizdi ilk yarı. Defans, orta saha ve forvet arasındaki alanı kısalttıkça Beşiktaş daha etkili olduğunu gördü.

İkinci yarıya golle başlayabilirdi Beşiktaş, kalede Okan büyümese. Ghezzal’ın etkili ortasında Zaynutdinov’un kafa vuruşuna Okan çeldi top direkten de döndü ama ceza sahasındaki Necip, Semih’in gol vuruşunu da engelledi ve fırsat kaçtı.

İkinci yarı her nedense tempoyu düşürdü Beşiktaş. Samsunspor bundan istifade etti ve sabırla aşındırdığı Beşiktaş defansını Emre Kılınç ile geçmeyi başardı.

Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş’ın aklı başına gelmeye başladı. Ancak bereketsiz vuruşlar, yine alanı genişleten uzun toplar sonuç almasına engeldi.

Hele Hoca?

Santos kulübeye baktı ne kadar hücumcu varsa soktu oyuna. Adeta “Ben daha ne yapayım hücum ise hücum” diyordu ama bunun bağları kopuk olan kanatlarla sonuca ulaşmasını beklemek saflık olurdu. Koca müsabakada bir korner bile kullanamadı Beşiktaş.

Beşiktaş yine galip gelemedi. Her seferinde gelecek sezonu işaret eden Fernando Santos ile ne kadar yürünür bilmiyorum ama Beşiktaş, bu hocaya bir sezon daha dayanamaz.

Nitekim daha maç bitmeden “Santos istifa” sesleri yankılandı İnönü’de. 5 maçtır galip gelemeyen Beşiktaş’tan bahsediyoruz. Üç mağlubiyet iki beraberlik. Ağır bir tablo.

Bu istifa seslerini kimse duymazdan gelemez. Hele Beşiktaş yönetimi. Karşılaşmanın ardından stadyumda yapılan olağanüstü toplantı durumdan haberdar olduklarına işaretti.

Yazıyı böyle tamamlayıp gönderdim yazı işlerine ama sonra…

Çok da uzun sürmeyen yönetim kurulu toplantısının ardından Beşiktaş yönetimi doğru kararı verdi. Fernando Santos ile yollar ayrıldı. Sezon sonuna kadar görevi devraldığı Serdar Topraktepe ile devam kararı verildi.

Beşiktaş’ı bekleyen ağır maddi bilanço olduğu gerçeği var artık önünde.

Ayrıca yeni maceralara atılmadan iyi düşünülmesi gerçeği de. Yönetim doğru bir karar aldı şimdi ama onu getirirken aldığı yanlış karar unutulmamalı.

Fernando Santos’un 4 aylık Beşiktaş öyküsünün tek gerçeği Semih Kılıçsoy oldu. Şenol Güneş’in toplam 17 dakika süre verdiği Semih, Santos ile hem Beşiktaş’ın hem de Avrupa şampiyonası bekleyen Türkiye’nin umudu oldu.

Beşiktaş Serdar Topraktepe ile ligi iyi bir yerde bitirir bence kupayı da alır. Ama yeni sezon çalışmalarına şimdiden başlanmalı.

Beşiktaş’ı forvetsiz şampiyon yapan ve önceki yönetimin büyük haksızlık ettiği Sergen Yalçın Beşiktaş’ın önündeki ilk seçenek olmalıdır.

Sergen’e yetki şimdiden verilmeli, sezonun planlamasına başlanmalıdır.

Beşiktaş’ın aldığı kararların hayırlı olmasını dilerim. Umarım artık ne Beşiktaş ne de Beşiktaşlılar üzülür.