Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

Seçim beyannameleri

Yerel seçimlere 40 günden az bir zaman kaldı. Bu seçim, kampanyalardan uzak, hiçbir kampanyanın, hiçbir sloganın ve hiçbir somut vaadin seçmen zihnine kazınmadığı bir seçim olarak tarihe geçecek. Bu seçim, seçmenin siyasi partiler tarafından ciddiye alınmadığı bir seçim.

Oysa ki ekonomik kriz ve yoksullaşma süreci sonucunda hayat kalitesi düşen seçmeni bulunduğu konumdan yukarı taşıyacak politika önerileri geliştirilebilir, ekonomik ve toplumsal anlamda dezavantajlı gruplara yönelik özel stratejiler oluşturulabilir ve başarılı yönetim uygulamalarını diğer yerleşim bölgelerine transfer etmek için geniş kapsamlı çalışmalar yürütülebilirdi.

Seçmen olarak öncelikli görevimiz yerel siyasetçilerin ve yerel iktidarların hayatımıza dokunan ve fark yaratan politikalar geliştirmelerini istemek, onları bu anlamda zorlamak. Bu, büyükşehir belediyesi yönetimleri için geçerli olduğu kadar, ilçe yönetimleri için de geçerli olan bir vatandaşlık hakkı.

Ülkemizde hak temelli siyaseti üstlenmek zorunda kalan ve öne çıkan toplumsal kesimler genellikle kadınlar, LGBTİ bireyler ve doğa savunucuları oluyor. Bu toplumsal grupların üçü de zaten Kürtler ile birlikte ülkedeki ana muhalefet damarını oluşturuyorlar.

Siyasi partilerin bu toplumsal gruplara yönelik geliştirdikleri söylem ve vaatler, partilerin birbirinden en önemli ayrışma noktalarını da temsil ediyor.

Seçmen nezdinde hiçbir hükmü olmasa da siyasi partilerin 2024 Yerel Seçimleri için yakın dönemde açıkladıkları seçim beyannamelerine kısaca bir göz atacak olursak, kadın ve LGBTİ politikalarının hâlâ en önemli ayraç görevini gördüğünü fark edebiliyoruz.

CHP, Halkçı Belediyecilik anlayışı ile özetlediği seçim beyannamesinde kadınlara üç paragraflık yer ayırıyor ve gençler, engelliler ile eş zamanlı olarak bu seçmenlere istihdamın önündeki engelleri kaldırma, istihdam önceliği ve kreş vaadinde bulunuyor. Bunun yanı sıra kadınlara Kadın Destek Hatları ve Kadın Dayanışma Evlerinin açılacağı müjdesi veriliyor.

Gerçek Belediyecilik sloganı etrafında şekillenen AKP beyannamesinde ise kadınlar kendilerine aile çatısı altında yer buluyor. Partinin öncelikli vaadi ise kadınları iş hayatına kazandıracak Kadın Girişimcilik Akademisi kurulması ve Girişimci Kadınlar Ağı’nın oluşturulmasının teşvik edilmesinde düğümleniyor. Beyannamenin ikinci gündem maddesi ise aile akademilerinde şiddete karşı eğitimlerin yaygınlaştırılması. Kadın sorunları daha sonra bir anda çocuk ve aile meseleleri arasında kayboluyor.

Gün geçtikçe AKP’nin yerine oynayan YRP’nin beyannamesi Ahlaklı Belediyecilik söylemi etrafında şekilleniyor ve parti kadınlara “ailenin temel taşı” olarak yaklaşıyor. Partinin öncelikli hedefi yerel yönetimlerde Kadın Meclisleri’ni kurmak. Parti, kadınlara yönelik şiddete karşı teknoloji destekli Tek Kapı uygulamasını ve şiddete uğrayan kadınların sığınabileceği Sıcak Yuva Merkezleri’ni yaygınlaştırmayı öneriyor. Bunun yanı sıra YRP, boşanmaları önlemek için arabuluculuk merkezlerini kurmayı hedefliyor. Refah Çocuk Kreşi, özel günlerde Anne Çocuk İzni gibi uygulamalar da partinin vaatleri arasında.

TİP, Halkçı, Kamucu ve Sosyalist Belediyecilik anlayışına dayanarak kadın merkezli bir şehir düzenlemesi öneriyor. Çocuklara kreş, kadın kooperatifleri, meslek kurslarının açılması, belirli günlerde ücretsiz ulaşım, toplumsal cinsiyet merkezli eğitimlerin verilmesi gibi önemli ancak klasik önermeler beyannamede kendisine yer buluyor.

Kadın konusuna seçim beyannamesinde en geniş yer veren parti ise DEM Parti. Yerel Demokrasi ile Özgür Kentlere vaadini sunan parti, kadınlara yönelik olarak da belediyelerde yeni(den) kadın merkezli bir organizasyonu, toplumsal cinsiyet odaklı bütçe hazırlanmasını, Kadın İstihdamı Geliştirme Merkezleri’nin kurulmasını, kadınlara yönelik kentleşme planları yapılmasını, kreşlerin, kadın evlerinin, kooperatiflerin, kültür sanat evlerinin açılmasını, çok dilli kültür sanat politikalarının hazırlanmasını vadediyor.

Siyasi partilerin ikinci toplumsal ayraçta nerede konumlandıklarını görmek ise son derece kolay.

LGBTİ bireylerin CHP ve AKP seçim beyannamelerinde esamesi okunmazken, DEM Parti beyannamesinde kendilerine ancak toplumsal cinsiyet politikaları çerçevesinde yer bulabiliyorlar.

LGBTİ politikalarını adıyla sanıyla açıkça gündemine alan iki parti var. Birisi, YRP. Parti, aile kurumuna karşı yürütülen küresel saldırılara karşı Güçlü Aile Güçlü Türkiye Merkezleri kurmayı planlıyor. YRP, “asrın belası LGBT” ile mücadele etmeyi partinin en öncelikli hedefi olarak görüyor. Bu amaçla da “sapkın örgütlerin bataklığına düşmüş evlatları” kurtarmayı öncelikli misyonu olarak bellemiş bulunuyor.

LGBTİ politikalarına yer veren ikinci parti ise TİP. Parti, LGBTİ bireylerle eşit bir kent hayatı kurmayı seçmenlerine vadediyor. Parti, yerel yönetimlerde temel ve eşit yurttaşlık hakları kapsamında genç, yaşlı, üniversiteli, iş arayan LGBTİ bireylere yönelik politikalar geliştirmeye söz veriyor.

Bu politikalarda altı çizilen bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Parti, kimlik cinsiyeti uyumsuzluğu nedeniyle ulaşımda hak kaybı yaşayan trans bireylerin hakkını gözeteceğinin de altını çiziyor. Bu vaat, mevcut yerel iktidarların da dikkatini çekerse ne güzel olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00