SİSTEM SORUNU…

SİSTEM SORUNU…
Sezona başladık çok şükür. Beşiktaş olmadan saatler sürekli ileri alınıyor, Beşiktaş olduğu zamansa dakikalar uzatılıyor. Bu paradokstan çıkamadık. Ama Necip’i yine kadroda görünce “Dedim hayattayız, daha ölmedik…”Büyüksün...

Sezona başladık çok şükür. Beşiktaş olmadan saatler sürekli ileri alınıyor, Beşiktaş olduğu zamansa dakikalar uzatılıyor. Bu paradokstan çıkamadık. Ama Necip’i yine kadroda görünce “Dedim hayattayız, daha ölmedik…”
Büyüksün Necip…
Daha İnönü’de taraftarı selamlamadan Josef De Souza, ardından Welinton ve Atiba’nın sakatlıkları, Valerien İsmael’i ister istemez sistem değişikliğine itti. Yönetimin elleriyle kaçırdığı Emirhan’ın yarattığı moral bozukluğuna da çare üretmişti Hoca. 21 yaşındaki Kartal Kayra Yılmaz’ı sahaya sürdü.
Ancak daha maçın başında, orta sahadaki dağınıklık dikkat çekiciydi. Bu dağınıklığın sebebi sol kanattaki Muleka idi. 4-3-3 dizilimin etkisi. Fernandes sola kaçmaya çalışıyor, Muleka içeri girmeye çalışıyor. Ghezzal’ı kamp boyunca 10 numara oynatan Hoca, Salih ve Kartal’a ne yapacaklarını tam anlatamamıştı sanırım.
İlk tehlikeyi Kayseri yarattı. Bertolacci’nin harika pasıyla buluşan Gavranovic’in ayağının dışıyla yaptığı kötü vuruş takımını bir golden etti.
Sergen Yalçın’ından hocalığı öğrenen Kayserispor’un teknik adamı Çağdaş Atan, Beşiktaş’ın yeni futbol anlayışına iyi çalışmış. Beşiktaş’ın futbolunu onun benzeriyle etkisiz hale getirebilirim düşüncesi daha ilk dakikalarda baskıyı kırdı.
4-3-3 yerine 4-4-2 daha uygunda sahadaki 11’e. Ayrıca ortadan değil kanatlardan gelmeli Beşiktaş. Yine diklemesine ama kanatlardan.
Kayserispor’un ilk yarı sistemli bir şekilde Kartal Kayra Yılmaz’a yaptığı fauller, bir tek maçı yöneten hakem 4’lüsünün, o sırada dizilerinin reklamsız yeni bölümünü izleyen VAR odasının dikkatinden kaçtı.
Dikkatlerden kaçan, ilk 45 dakika boyunca 1 metre 98 santimlik forvete doğru dürüst bir orta yapamayışıydı Beşiktaş’ın.
İkinci yarıya Beşiktaş derli toplu başlamış gibi görünse de gole yine yaklaşan Kayserispor oldu. Muleka’nın oyundan alınması N’Koudo’nun 11’e girmesi Beşiktaş’ı hareketlendirdi. Ama bu Muleka’ya haksızlıktı. Muleka yanlış yerde, ilk maçtan uyarayım.

  1. dakikada Kayserispor’da Ali Karimi ikinci sarıyı görüp takımını 10 kişi bıraktı. Gecikmiş bu karar Beşiktaş’ı biraz daha hareketlendirdi.
    Baskı arttı ama bazen topun da istemesi gerekiyor. İstemedi. Fakat 80. dakikada Beşiktaş’ın net penaltısı verilmedi. Çalındı göz göre. Ama o düdük VAR’a rağmen ötmedi. Saiss’in ceza sahasına şişirdiği topu bir kaleci gibi karşılayan Kolovetsios’un bu hareketi, toplu samimiyet olarak kayıtlara geçirildi.
    Kartal Yılmaz’ın yerine alınan Cenk Tosun hamlesi bile daha maçın başında orta sahanın iyi dizilemediğinin, bu yanlışlığın yanlış iliklenen gömlek gibi her şeyi bozduğunun göstergesiydi. Ama Cenk ve N’Koudou’nun takıma girmeleri orta sahayı ortadan kaldırdı ve neredeyse düzeni 3-1-6’ya getirdi.
    Cenk’in İnönü’de özlenen Tosun Paşa müziğini çaldırdığı gol sırasında VAR’dakiler dizileri bittiğinden çizgi icat edip iptal ettiler. Yetmedi üst üste ustaca çıkarılan iki sarıyla sezona hoş geldin dediler. Bunlar hiç değişmezler hiç.
    İlk 45 dakikayı nasipsiz, bereketsiz arayışlarla boşa geçiren Beşiktaş uzatmalarda artık usta bir ayağın imdadına kalmıştı. O isim Ghezzal’dı. Rosier’in ısrarı Weghorst’un servisi ve Ghezzal’ın ayak içi. Beşiktaş 90 artı 6’da buldu aradığını.
    Zor maç bir sol ayak içi ile bitti. Ghezzal olmazsan olmaz.
    Beşiktaş için çok önemli bir 3 puan. Radikal sistem değişikliğiyle Beşiktaş’a gelen Valerien İsmael’in bu maçtan çıkaracağı çok ders var. Ama tribünler evine mutlu döndü.
    “Dedim olabilir.”
    Ebrar Karakurt’u da üzerine pek yakışan Beşiktaş formasıyla tribünde görmek güzeldi.