Bahçeli'nin "düzeni"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından keskin bir manevra yapmış o güne kadar çok ağır muhalefet yaptığı AK Parti’ye, Anayasa değişikliği için el uzatmıştı.
2016 yılının 11 Ekim'inde yaptığı konuşmada MHP lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yetkisi olmamasına rağmen devlet başkanı gibi davrandığı için eleştirmiş ama hemen ardından fiili duruma hukuki boyut kazandırmak için AK Parti’ye destek mesajı vermişti.
Bahçeli, AK Parti ile MHP arasında sarsılmaz ittifak oluşturan o konuşmasında önlerinde iki yol olduğunu vurgulamış, “Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir. Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır” demişti.
Doğal olarak AK Parti ikinci yolu tercih etti. AK Parti ile MHP’nin birlikte hazırladıkları, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen Anayasa değişikliği paketi Meclis’e getirildi ve muhalefetin şiddetli itirazlarına rağmen kabul edildi. 17 Nisan’daki referandumda, mühürsüz oy tartışmaları arasında evetler az farkla hayırların önünde çıkınca Türkiye’de sistem değişikliği gerçekleşti.
O günden bugüne AK Parti’nin destekçisi olan, hükümette görev almayan ama kritik her kararda hükümetle birlikte hareket eden MHP’nin lideri Bahçeli’nin var olan düzeni korumak için sarf ettiği çaba dikkat çekici.
Onlardan ilki CHP’nin 14 Mayıs seçimlerinin ardından düzenlediği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına Özgür Özel’in çıktığı kongrede görüldü. Bahçeli, CHP’li delegeler kararını vermeden önce ağırlığını Kılıçdaroğlu’ndan yana koydu, geçen yıl 19 Eylül’de, CHP’deki kritik kurultay öncesinde, "İsteğim Kemal Kılıçdaroğlu'nu üzmesinler" ifadesini kullandı. Ama CHP Kurultayı, Bahçeli’nin gönlünden geçtiği gibi sonuçlanmadı, Özel CHP’nin başına geçti.
Yerel seçimlerden önce, Bahçeli’nin bir başka dikkat çekici çıkışı da Erdoğan ile ilgiliydi. Cumhurbaşkanı 31 Mart’ın kendisi için son seçim olabileceğini açıkladığında AK Partililer kadar açıklamaya karşı çıkan isim Devlet Bahçeli oldu.
17 Mart’ta, partisinin kurultayında konuşan Bahçeli, Erdoğan’a seslendi, “Ayrılamazsın, Türk Milletini yalnız bırakamazsın. Bunun için Cumhur İttifakı olarak yanındayız. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizleri görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Kritik zamanlarda devreye girerek var olan siyasi dengenin değişmesine karşı olduğunu net biçimde ortaya koyan Bahçeli’nin son hamlesi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile ilgili oldu. 31 Mart seçimlerinde hezimet yaşayan İYİ Parti’nin Genel Başkanı Akşener, Olağanüstü Kurultayı toplama ve kurultayda aday olmama kararı aldı. Bahçeli bu kararı da sorguladı ve İYİ Partiye yol gösterdi, "Ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında devamını, aday olmayı düşünenlerin de etrafında kenetlenmesini düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.
Her seçimde halktan yüzde 10 civarında destek alan, buna rağmen Türkiye’nin bütün kritik kararlarında ve atamalarında söz sahibi olan, hükümette sorumluluk almayan ama icraata ortak olan, Cumhurbaşkanlığı iddiası bulunmayan yani Türkiye’yi tek başına yönetmeye talip olmayan Bahçeli, muhalefet dahil siyasette düzeninin değişmesine karşı duruyor.