'Erdoğan siyasi hayatının en zor kararlarından birinin eşiğinde'

'Erdoğan siyasi hayatının en zor kararlarından birinin eşiğinde'
Gazeteci Murat Yetkin Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatının en zor kararlarından birinin eşiğinde olduğunu yazdıGazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep...
Gazeteci Murat Yetkin Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatının en zor kararlarından birinin eşiğinde olduğunu yazdı

Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatının en zor kararlarından birinin eşiğinde olduğunu belirterek, "Siyasi riski yüksek bu stratejik adımı sadece Cumhurbaşkanı şapkasıyla değil AK Parti lideri şapkasıyla TBMM’de atması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Yazının devamında Yetkin, Meclis'in 16 Ocak'ta açılacağını ve "ABD yönetimi F-16 satışı için adım atmadan İsveç’in NATO üyeliğini TBMM Genel Kurulunda oylatıp onaylatacak mı?" sorusunu sordu.

Yazının ilgili bölümü şöyle:

"TBMM’nin kış dönemi ara tatili 16 Ocak’ta bitiyor. PKK’nın 12 Ocak saldırısına dek en öne çıkan tartışma gündemi Can Atalay davası üzerinden Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında çıkan tartışma, yani yargı kriziydi ve hâlâ gündemin en önemli maddelerinden. Ama 9 askerin şehit olduğu 12 Ocak saldırısı güvenlik konusunu öne taşıdı. TBMM, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Genel Kurula son saldırı üzerine bilgi vermesiyle açılacak; tartışmalı bir oturum bekleniyor.

Erdoğan’ın siyasi riski bulunan zor kararıysa Türkiye’nin sadece güvenliğini ve dış ilişkilerini değil, dolayısıyla ekonomisini de etkileyebilecek türden: ABD yönetimi F-16 satışı için adım atmadan İsveç’in NATO üyeliğini TBMM Genel Kurulunda oylatıp onaylatacak mı?"

Zor denklem, zor karar

Erdoğan, ABD ile kurula zor denklemi 18 Aralık’ta uçağına çağırdığı gazetecilere en anlaşılabilir şekliyle açıklamıştı. ABD Başkanı Joe Biden 14 Aralık’ta telefon ederek eğer Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM’den geçmesini sağlarsa, kendisinin de Türkiye’ye F-16 satışının Kongre engeli aşmasını sağlayacağını söylemişti. Türkiye ise İsveç’in PKK’nın Türkiye karşıtı eylemlerine yeterince karşı durmadığını vetosuna gerekçe gösteriyordu. Savunma Bakanı Güler ise 16 Aralık’ta, Erdoğan’ın Gazze ve Holokost çıkışlı Almanya seyahatinden bir gün önce, F-16 olmazsa Eurofighter almak istediklerini söyledi. Riski olan bir çıkıştı; Türkiye’nin savunma açığını, savaş uçağı ihtiyacını dile getiriyordu.

Burada Biden’in o telefonda Erdoğan’ın 7 Aralık’ta Atina’yı ziyaret ederek Yunanistan’la yakınlaşma çabasından övgüyle söz ettiğini de anımsatmamız gerekiyor. Erdoğan’ın 20 Aralık’ta “darbeci” dediği Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi’yi üçüncü seçimini kazandığı için tebrik ettiğini de anımsayalım. Bu adımlar adeta ABD’ye bu uçakları bölgedeki müttefiklerini tehdit için istemiyorum mesajı gibiydi; PKK’yla mücadele ise aynı zamanda NATO sınırlarını savunmak sayılırdı.