Kadıköy'de seçimi kaybeden Maçoğlu'ndan açıklama

Kadıköy'de seçimi kaybeden Maçoğlu'ndan açıklama
TKP’den Kadıköy Belediye Başkan adayı olan Fatih Mehmet Maçoğlu, yerel yönetim programlarını halka aktarmakta başaralı olamadıklarını dile getirerek, “Kadıköy’de yaşayan her 100 kişiden 10’u oy verdi” dedi.

Türkiye Komünist Partisi’nden Kadıköy Belediye Başkan adayı olan Fatih Mehmet Maçoğlu, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin değerlendirme yazısı paylaştı. Maçoğlu, Kadıköy’de seçimi kaybetmelerine ilişkin “Yerel yönetimler anlayışımızı halka anlatma konusunda aldığımız netice itibari ile yeteri kadar başarılı olmadığımız açıktır” dedi.

Kadıköy’de yaşayan her 100 kişiden 10 kişinin kendisine oy verdiğini belirterek “Seçimi kaybettiğimiz andan itibaren dostlarımızdan yoğun bir biçimde ‘’harcandın’’ gibi söylemler duymaktayız. Sosyalistler açısından önemli bir fırsatı kaçırdığımız, harcadığımız eleştirisi doğrudur. Ama hiçbir çabamız boş, beyhude değildir” ifadelerini kullandı.

Maçoğlu’nun paylaşımı şu şekilde;

31 Mart yerel seçimlerinde Kadıköy Halk Dayanışmasının ortak adayı olarak Türkiye Komünist Partisinden Kadıköy Belediye Başkanlığı seçimlerine katıldık. Bu adaylık bireysel bir olgu değil halkın örgütlü güçlerinin oluşturduğu ve geçmiş birikimlerden süzülerek gelen bir programın, yeni bir yönetim biçiminin halka sunulmasıydı. İlk önce Ovacık sonrasında Dersim halkının iradesine sunularak kabul gören yerel yönetimler programımızı, görece daha büyük kentlere taşıyarak, geniş halk kitleleriyle birlikte uygulama gayretiydi. Bu doğrultuda Halk Dayanışmamızın tüm bileşenleri ile birlikte Kadıköy’de yaşayan halkımıza sokak sokak gezerek yerel yönetimler programımızı ulaştırmaya çalıştık. Yerel yönetimler anlayışımızı halka anlatma konusunda aldığımız netice itibari ile yeteri kadar başarılı olmadığımız açıktır. İstediğimiz düzeyde yakalanamayan başarı programımızın yanlış olmasından kaynaklı değil mevcut konjonktür ve bizden kaynaklanan eksiklerden dolayıdır. Zira Ovacık ve Dersim’de hayata geçirdiğimiz programımız çerçevesinde uygulanan kent halkının en temel ihtiyaçlarından, sosyal kültürel ihtiyaçlarına kadar pek çok konuda önemli uygulamalar gerçekleştirilmiş ve halkın her kesimi tarafından takdirle karşılanmıştır. Değerli dostlar belki seçimi sayısal olarak kaybetmiş olabiliriz ama aldığımız 31 bin oyun bizim için anlamı yerel yönetimler programımızın Kadıköy’de yaşayan her 100 kişiden 10’u tarafından onaylanarak kabul edildiğidir. Hayata geçirmek istediğimiz; aradan müttehitlerin çıkarılarak belediye hizmetlerinin ticarileştirilmesine karşı kamunun tüm imkânlarıyla yerel hizmetlerin gerçekleştirildiği, gelir ve gider kalemlerinin şeffaf bir biçimde kent halkına sunulduğu, üretimi ve tüketimi düzenleyen, kentin kaderini tek bir başkanın iki dudağından çıkacak kararlara bağlamayan demokratik, katılımcı yerel yönetimler mücadelemiz devam edecektir. Programımıza oy vererek bizi destekleyen kent halkı ile birlikte işlenen her kent suçunun karşısında olmaya devam edeceğiz. Seçimi kaybettiğimiz andan itibaren dostlarımızdan yoğun bir biçimde ‘’harcandın’’ gibi söylemler duymaktayız. Sosyalistler açısından önemli bir fırsatı kaçırdığımız, harcadığımız eleştirisi doğrudur. Ama hiçbir çabamız boş, beyhude değildir. Kolektifimizle birlikte oluşturduğumuz değerler halkın bilincinde tarihe not düşmüştür. Belediyeler bizim için önemli birer mevzi olmakla birlikte mutlak değil, mücadelemizin sadece bir boyutudur. Bu bizim için bir son değil yaşamım boyunca yürüttüğüm halkın haklı mücadelesinin farklı bir boyutta devam etmesi demektir. Geçmiş dönemlerde bir sağlık emekçisi olarak emek alanında mücadele yürütürken, dün bir kolektifin parçası olarak şeffaf demokratik katılımcı yerel yönetimler mücadelesinde bir belediye başkanıydım, bugün ise mücadelenin farklı bir alanında bir emekçi olarak devam edeceğim. Yaşamımda en iyi bildiğim şey mücadele etmek ve tüm eşitsizliklerin temeli olan kapitalizmi yıkarak doğadaki tüm canlıların eşit koşullarda bir arada yaşamını savunan sosyalizmin mücadelesini vermektir. Yaşamın her alanında insanı ve doğayı yok sayan kapitalizme karşı tek alternatifimiz olan sosyalizmin inşası için kazanılmış alanları güçlendirerek yeni alanlar yaratmak zorundayız. Üretimi ve tüketimi düzenlerken model olarak ortaya koyduğumuz ve ülkemizin pek çok yerine yayılmış bulunan kooperatiflerimizi güçlendirmek ve yeni bir evreye taşımak önemli görevlerimizden birisidir. Mücadelemiz belirli bir azınlığın refahı için doğası talan edilen, rant için yok sayılan halkın mücadelesidir. Büyük şair Nazım Hikmet’in de dediği gibi; Dostlar! İçinizden bir çıban gibi yolun şüphenizi mutlaka kazanacağız...