Mehmet Uçum'dan 'Kürtçe'ye özgürlük' mesajı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması, Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “yeni çözüm süreci” olarak tarif edilen bu sürecin öne çıkan isimlerinden biri oldu.
Mehmet Uçum Pazar yazılarıyla sürece ilişkin mesajlarını ilk günden bu yana sosyal medyadan verdi.
Uçum geçen ay “DEM kendisine sunulan terör vesayetinden kurtulma imkanını değerlendirmezse terör vesayeti hukuk yoluyla tasviye edilir” demişti. “Türkiye’de ne önceki uygulamaya benzer ne de yeni versiyonla bir çözüm süreci olmaz, olamaz” diyen Uçum’a DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan “Kötülüklerin Başdanışmanı Mehmet Uçum atandığı koltuğun nimetlerine yaslanarak yine konuşmuş! Bu ülke ivedilikle sizin gibilerin vesayetinden kurtulmalı” karşılığını vermişti.
Mehmet Uçum yazı yayınlamadı
Her Pazar günü “Pazar Yazısı” başlığıyla yazısını yayınlayan Mehmet Uçum bugünkü yazısı geç yayınlandı.
Mehmet Uçum’un yazısının geç yayınlamasının ardından “Bıraktı mı?” sorusu gündeme gelirken Uçum son iki yazısında erken seçim konusuna girmişti.
İki haftan önceki yazısında Mehmet Uçum ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı için muhalefetten Meclis desteği istediğini açıklamıştı. Uçum “Cumhurbaşkanı Seçiminde İstisnai Adaylık” başlıklı yazısında muhalefetin Erdoğan’ın adaylığı için meclis desteği vermesinin demokrasi gereği olduğunu öne sürmüştü.
Uçum geçen haftaki yazısında ise 2027’nin ikinci yarısı için Meclis’in erken seçim kararı alması durumunda Erdoğan’ın aday olabileceğini söylemesinin çarpıtıldığını, erken seçimin gündemde olmadığını iddia etmişti.
Kürtçe'ye özgürlük mesajı
Mehmet Uçum, bugünkü Pazar yazısında anadilde eğitim hakkı meselesini gündeme alarak, "Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkesler, Gürcüler kısaca Türkiye’nin her kesimi Türkiye halkının zorunlu ve ayrılmaz unsurlarıdır. Objektif bir realite olarak Türkçe de Türkiye halkının parçası ve bu nedenle Türk Milletinin asli unsuru olan herkes bakımından birleştirici tek dil yani birliğin dilidir. Türkiye’nin birlik dilinin Türkçe olduğuna hiç bir itiraz olmadığı gibi böyle bir itirazın nesnel temeli de yoktur. Egemenlik ise Türkiye halkının oluşturduğu Türk Milletine aittir. Bu nedenle Milletin dili Türkçe de egemen tek dildir" dedi.
"Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu ve değişmez, değiştirilemez kuralı olarak Devletin dili, yani resmi dil Türkçedir" diyen Uçum, sözlerine şöyle devam etti: "Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçe'dir. Dolayısıyla yeni anayasada bu ilkelerin gerektirdiği kurallara aykırı hiç bir normun olamayacağı aşikardır. Diğer yandan bütün anadiller, bu dillerin öğrenilmesi ve kullanılması, bir insan hakkıdır. Demokratik devletlerin görevi bu konuda özgürlük sağlamak ve isteğe bağlı talepler için gerekli imkanları oluşturmaktır. Maalesef ülkemizde vesayet rejimi on yıllar boyu -İnkar ve ret politikalarının bir sonucu- insanlar bırakın anadillerini öğrenme, anadillerini kullanma ve anadillerinde yaşama haklarından mahrum edildiler. 12 Eylül öncesi demokratik mücadeleyle elde edilen Kürtçe sözlük, Kürtçe dergi gibi kazanımlar ise hukuki güvenceye kavuşturulamadığı için kalıcı olamadı. Yasaklar, inkar ve ret politikaları 12 Eylül Faşizmi döneminde tavan yaptı. Araya yıllar girdi ve en nihayet Erdoğan Devrimi gerçekleşti. Ülkemizde farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için 2923 sayılı Kanun’la düzenlemeler yapıldı. Bu Kanun’a dayanan idari kararlara göre yapılan uygulamalar on yılı aşkın süredir devam ediyor."
'Q,X,W` harfleri
Kürtçe dil dersi devlet okullarında seçmeli olarak alındığını belirten Uçum, "Ülkemizde yaşayan diller ve lehçeleri gelecek kuşaklara aktarılabilmek ve bu alanda toplumun da ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ dersi kapsamında Adiğece (Kiril alfabesine göre), Adiğece (Latin Alfabesine göre), Abazaca, Kurmancca, Zazaca, Lazca, Gürcüce, Arnavutça ve Boşnakça dersleri okutuluyor. Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) Dersi Öğretim Programı 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlandı. Öğretim programına uygun öğretim materyalleri de hazırlanıyor ve öğrencilere ücretsiz olarak dağıtılıyor. Bu bağlamda: Kürtçe dil dersi devlet okullarında seçmeli olarak alınabilmektedir.
Kürtçe dil dersi özel okullarda seçmeli olarak alınabilmektedir. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı/kültürü (lisans) bölümleri ve akademik (lisans üstü) çalışmalar için enstitüler var. Kürtçe dil kursları açmak mümkün. Kürtçe’nin eğitim dili olduğu özel okul açmak serbesttir. Kürtçede yaygın olarak kullanılan ve Türkçe dışında görülen `Q,X,W` gibi harflerin kullanım imkanları sağlanmıştır. TDK tarafından TÜRKÇE-KÜRTÇE, KÜRTÇE-TÜRKÇE sözlükler hazırlanmıştır" diye konuştu.
'Kürt edebiyatının önde gelen isimleri...'
Uçum, anadillerde siyasi propaganda yapmak serbest olduğunu savunarak şöyle devam etti: "Kamuda Kürtçe tercüman hizmeti vardır. Kürtçe çağrı merkezleri açılmıştır. Kürtçe yayınlarla ilgili bütün sınırlamalar kaldırılmıştır. Yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan devlet kanalı bu dönemin eseridir. Kürtçe oyunlar sahnelenmesinin önündeki engeller kaldırılmıştır. Kürt edebiyatının önde gelen eserleri Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayınlanmaya başlanmıştır. Devlet Tiyatroları tarafından Kürtçe tiyatro oyunları sahnelenmektedir. Sürdürsek sayfalara sığmaz... Buradan devamla yeni anayasada gerekli düzenlemeler de yapılarak Türkiye’de bütün dil ve lehçelerin kavuştuğu bu özgürlüklere anayasal güvenceler de sağlanır. Sonuç olarak; Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu ve değişmez, değiştirilemez kuralı olarak Devletin dili, yani resmi dil Türkçe’dir. Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçe’dir. Bunun dışında bu topraklarda kullanılan bütün anadil ile lehçeler, bu dillerin öğrenilmesi ve kullanılması devletin sağladığı özgürlüklerle güvence altına alınmıştır."
Kaynak:Haber Merkezi