Bahçeli’den Erdoğan’ın görüşmelerine ilk yorum: Şeffaf bir değerlendirme yapılmalı

Bahçeli’den Erdoğan’ın görüşmelerine ilk yorum: Şeffaf bir değerlendirme yapılmalı
Erdoğan ve Akşener görüşmesi, Özel ve Ayşe Ateş görüşmelerine Bahçeli’den ilk yorum geldi. Bahçeli, “Gerekirse kamuoyunu şeffaf ölçülerde bilgilendirmek kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek için bir yol olarak değerlendirilmelidir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında konuşuyor.

Bahçeli, kamuoyunda yer alan haberlerin çarpıtıldığını, Erdoğan'ın yaptığı görüşmelerden rahatsız olmadıklarını dile getirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur Başkanı Tayyip Erdoğan’a emekliler için seslendi. Bahçeli, “Dar ve orta gelirli vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmemeliyiz. Emekliliklerimiz şikâyetlerini kademeli şekilde dindirmeliyiz. Büyüyen, gelişen Türkiye ekonomisinin her kesimden, her insanın adil bir pay alması için elimizden geleni yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

"Cumhurbaşkanımız herkesle görüşebilir"

İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:

Sivri yalanlara, sipariş telkinlere, sinsi tekliflere aldırış edip sonuçsuz meşguliyetlere gömülmek yerine gizil ve gizli amaçların içyüzüne ışıklar tutacak, bu suretle oyunları bozacak cesaret, cüret ve zekaya sahip olmalıyız. Heyecanlarımızın canlılığıyla hedeflerimizin cazibe ve çekimini her seviyede birleştirmeliyiz. Anonim anlatımlara, anafor anlayışlara, duygusal akıntılara, maceracı akımlara kapılmaktan ve kanmaktan özenle sakınmalıyız. Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında kulis bilgisi maskesiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları, estirilen yalan rüzgarlarını, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle, ibretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın, sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf aslı astarı olmayan söylentilerin gemi azıya alması, saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin de kamçılanmasıdır. Gerekirse ve yeri gelirse kamuoyunu şeffaf ölçülerde bilgilendirmek suretiyle kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif bir yol olarak değerlendirilmelidir. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maşayı değil, tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz.Sivri yalanlara, sipariş telkinlere, sinsi tekliflere aldırış edip sonuçsuz meşguliyetlere gömülmek yerine gizil ve gizli amaçların içyüzüne ışıklar tutacak, bu suretle oyunları bozacak cesaret, cüret ve zekaya sahip olmalıyız. Heyecanlarımızın canlılığıyla hedeflerimizin cazibe ve çekimini her seviyede birleştirmeliyiz. Anonim anlatımlara, anafor anlayışlara, duygusal akıntılara, maceracı akımlara kapılmaktan ve kanmaktan özenle sakınmalıyız. Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında kulis bilgisi maskesiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları, estirilen yalan rüzgarlarını, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle, ibretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın, sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf aslı astarı olmayan söylentilerin gemi azıya alması, saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin de kamçılanmasıdır. Gerekirse ve yeri gelirse kamuoyunu şeffaf ölçülerde bilgilendirmek suretiyle kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif bir yol olarak değerlendirilmelidir. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maşayı değil, tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz.

Her şey Türkiye için diyoruz. İç ve dış ülkemiz adına tehdit sarmalının genişlediğini, provokasyonların artığını yakinen takip ediyoruz. Ülkemiz için ellerini ovuşturanlara elbette taviz vermeyeceğiz.

Bir yandan MHP ile Cumhur İttifakı'nın enerji israfı yaşaması amaçlanırken diğer yanda güney sınırlarımız boyunca terör taşları döşenmektedir. Bölge ülkeleri suskun, küresel vandallık devam etmektedir.

Herkesi uyarıyorum asıl hedef Türkiye'dir. Kale duvarlarımızı yıkmak tesellisiyle içte ve dışta faaliyetlerini devam ettirmektedir.

Türkiye'nin üzerine gölge düşmesi siyasi ve hukuki çözülme yaşaması için alçak bir yarış devrededir. Amaç Türkiye'nin dirayetin kırmaktır. Daha vahimi ise devlet ve millet arasındaki güven bağının koparılmasıdır.

Devlete ve hükümete karşı toplumsal senaryolarını oluşturmaktadır.

ABD Suriye'de sonuçları çok vahim olacak bir oyun kurmaktadır. Suriye ve Arap Cumhuriyeti bölündü de bizim mi haberimiz olmadı. Sözde seçimlerin özerkliğin tescillenmesi konusunda bilmeyen yoktur.

Binlerce kilometre uzaktan bölgemize gelerek, fiili durum yaratan böyle bir dost ancak ve ancak düşman başınadır. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada, sözde seçimlerin şeffaf yapılması söylenmiştir.

Bu sineye çekilecek bir durum olamayacaktır. Ağustos ayının işaret edilmesi yanlış üstüne yanlış skandal üstüne skandaldır. AB, sözde seçimleri erteletmiştir.

Suriye Arap Cumhuriyeti'nin bölünmesine ve dağılmasına karşıyız, bu ülkeye saygılıyız. Türkiye için haklı operasyon nedenidir.

"Özgür Bey kavga istediğimizi söylüyor. Bizim böyle bir düşüncemiz yoktur"

Rusya Federasyonu'nun ve bölge ülkelerinin sessizce izlemesi son derece düşündürücüdür. Her mücadeleye kararlıyız. Suriye'nin kuzeydoğusunda terör provaları yapılıyor. Hakkari Belediye Başkanı'nın görevden el çektirilmesi ve hüküm alması Türk Devlet ve hukuk anlayışının onurudur.

Yalnızca Hakkari Belediye Başkanı değil, 30'a yakın kişisinin demokrasiyle izahı yoktur. DEM'in hedefi yöre insanımıza hizmet değildir. Bazı belediye başkanları talimatı PKK'den emir alırken devletten aldığı paraları terör örgütüne yağmalatmaktadır. Teröristlerin görevden alınması hukuk devletinin şerefidir, onurudur, gururudur. DEM'lenmiş CHP'nin başındaki zat kayyum ezberini seslendirip halkın iradesinin tanınmadığını söyleyerek kendi kalesine gol üstüne gol atmaktadır.

Özgür Bey kavga istediğimizi söylüyor. Bizim böyle bir düşüncemiz yoktur. Şayet kavgaya gireceksek Özgür Bey rahat olsun korkmasın tırsmasın baksın işine o bizim kalibremizde de ağırlığımızda da değildir.

Devletten maaş almalarına, ihaneti meslek edinmelerine nereye kadar katlanalım? Kürt kökenli kardeşlerimizin vatandaş sayılmadığını söylemek iftira değil düşmancadır.

"Hukukun ve devlet varlığının ilgi alanındadır"

Ülkü Ocakları Genel Başkanları'na getirilen iki genel başkan vardır. Bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması acil bir ihtiyaçtır. Kendileri sefa içinde yaşarken Kürt kökenli kardeşlerimizin hakkını savunuyor gibi olmaları dehşet vericidir.

Vatan, millet demokrasi sorunu değildir. Hukukun ve devlet varlığının ilgi alanındadır. Böylesi bir demokrasi ve özgürlük anlayışı yoktur. Hiçbir siyasi mülahaza Türkiye'nin önceliklerinden hakim değildir.

Bir yanda iktidarı eleştirirken rwjime ve ülkeye muhakkak kaçınmak zorundadırlar.

“Dar ve orta gelirli vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmemeliyiz”

Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlettir. Türkiye ekonomisinde güven veren kararların, istikrar vat eden tedbirlerin, halkımızın refahını gözeten vizyoner atılımların farkındayız ve destekleyicisiyiz. Türkiye ekonomisin inanıyorum ki enflasyonda da en kötüyü geride bırakmıştır. Merkez banaksındaki rezervlerindeki yükseliş umut vericidir. Ekonomi yönetiminin doğru ve kararları politikaları; güven ortamının kökleşmesi, hayat pahalılığının düşüşe geçmesi, memnuniyet düzeyini arttırmaktadır. Dar ve orta gelirli vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmemeliyiz. Emekliliklerimiz şikâyetlerini kademeli şekilde dindirmeliyiz. Büyüyen, gelişen Türkiye ekonomisinin her kesimden, her insanın adil bir pay alması için elimizden geleni yapmalıyız.