Müsavat Dervişoğlu’ndan Sinan Ateş iddianamesine tepki: 146 sayfalık bir hatır senedi, hukuk tarihimizin bir çamur belgesidir

Müsavat Dervişoğlu’ndan Sinan Ateş iddianamesine tepki: 146 sayfalık bir hatır senedi, hukuk tarihimizin bir çamur belgesidir
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’deki ilk grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, Sinan Ateş cinayeti iddianamesine tepki göstererek, “146 sayfalık bir hatır senedi, hukuk tarihimizin bir çamur belgesidir” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’deki ilk grup toplantısında konuştu.

Dervişoğlu, yeni anaysa görüşmelerine değinerek, “Türk milletinin yakıcı sorunlarına ve ihtiyaçlarına yönelik değildir. Bilakis, Sayın Erdoğan’ın siyasi ikbaline ve yeniden adaylık talebine, aslında “Ölene kadar cumhurbaşkanı olmasına” dair gaflet dolu bir ikmal ve takviye çabasıdır. “Yeni Anayasa demek” ancak, abesle iştigaldir ve ancak, “Ekmek bulamıyorsanız Anayasa yiyin” demektir” dedi.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Sinan Ateş cinayeti iddianamesine de tepki gösteren Dervişoğlu, “hukuk tarihine kara bir leke olarak kazınacaktır. Bu bir iddianame değil Hukuk tarihimizin bir çamur belgesidir. Bu iddianame görünümlü utanç belgesinin, bir hukuk devletinde, millet adına karar verecek hiçbir mahkeme tarafından kabulü mümkün olamazdı” dedi.

"Türkiye'nin değil Erdoğan'ın gündemidir"

Dervişoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

İYİ Partinin kuruluş hikâyesi baskılara ve imkânsızlıklara boyun eğmeyen, cesur insanların millet ve memleket adına yürüttüğü haklı ve gerçek itirazının bir hikâyesidir. İşte bu yüzden İYİ Parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen Fanilerin ihtiraslarını millete dayatma rejimini yerleşik hale getirecek, bunu ılımlı gösterecek ve meşrulaştıracak hiçbir pazarlığın, hiçbir hesabın içinde olmayacaktır. Bu hesapları güdenlere de bünyesinde yer açmayacaktır. Buradan açıkça ifade ediyorum; her hâl ve şartta, devletin partileştiği partinin devletleştiği, yargının siyasallaştığı, bürokrasinin yozlaştığı, nüfusun yabancılaştığı, Türk Milletinin ise perişan edildiği bu siyasi düzene karşı, demokrasi ve hukuk mücadelemiz sonuna kadar sürecektir.

Bu vesileyle söylemek isterim ki; iktidar tarafından ülke gündemine dayatılan yeni anayasa tartışmaları, Türkiye’nin değil, Sayın Erdoğan’ın ve varlıklarını, Sayın Erdoğan’ın varlığına armağan etmiş olan çevresinin gündemidir. Sayın Erdoğan’ın müflis ve batık muktedirlik gemisinden bir filika bulup kurtulmak gündemidir. Yeni anayasa arayışları, Türk milletinin yakıcı sorunlarına ve ihtiyaçlarına yönelik değildir.

Bilakis, Sayın Erdoğan’ın siyasi ikbaline ve yeniden adaylık talebine, aslında “Ölene kadar cumhurbaşkanı olmasına” dair gaflet dolu bir ikmal ve takviye çabasıdır. Milletin cebini yakan enflasyon durdurulamazken; ayda on bin lira ile “sürün” denilen emeklinin evinde tencere kaynamıyorken, yaşıtlarından Bir gün sonra işe başladığı için kusura bakma sen “On yedi yıl sonra emekli olacaksın” denilenlerin gelecekleri mevzu bile edilmiyorken, memuru, işçisi, ek hesaptan para çekip evine ekmek götürmeye; kredi kartının asgari borcunu da başka bir kredi kartından ödemeye çalışırken; öğrencisi KYK bursuyla hayatta kalma mücadelesi verirken; işsiz genci bir imkân bulup başka ülkelere kaçmak isterken yeni Anayasadan bahsediyoruz. Hukuksuz bir ülkede adaletsiz bir düzende ekmeksiz bir millete “Yeni Anayasa demek” ancak, abesle iştigaldir ve ancak, “Ekmek bulamıyorsanız Anayasa yiyin” demektir.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, hukuk devletinden anladıkları, darbeciler kadardır. Adil yargılamadan, eşitlikten, hak ve hürriyetlerden anladıkları ise 12 Eylülcüler kadardır.

"Ekmeksiz kaldıkça hukukundan oluyor"

Milletimiz, anayasadan dolayı açlık sınırının altında yaşamıyor! Gençlerimiz, anayasadan dolayı ülkeden gitmenin yollarını aramıyor! İnsanımız, anayasadan dolayı çile çekmiyor! Adalet, anayasadan dolayı işportaya düşmüyor! Kadınlarımız, anayasadan dolayı öldürülmüyor, esnafımız, anayasadan dolayı siftahsız güne başlayıp, günü öyle kapatmıyor, hastalarımız, yaşlılarımız anayasadan dolayı hastane randevusu beklerken ölmüyor, bugünün sözde sivilleri, dünün cuntasına özenir hale geldiği için millet bitap düşmüştür. Bu millet artık, bir zamanlar Anayasa fırlatıldığı için değil, Anayasanın temelleri her gün her fırsatta çiğnendiği için ekmeksiz kalıyor! Ekmeksiz kaldıkça hukukundan oluyor.

Siz iktidar sahipleri, Anayasa’da uymanız için koyulan kurallara uymadığınız için, millete karşı yerine getirmeniz gereken görevleri yerine getirmediğiniz için, ne milli, ne yerli ne ahlaki, ne vicdani ne akla, ne inanca dair hiçbir değer ve sorumluluğa sahip olmadığınız için denetlenemediğiniz ve hesap vermediğiniz için insanımız bu halde yaşıyor.

"Hukuk tarihine kara bir leke olarak kazınacaktır"

Ateş’in cinayetinin iddianamesi tamamlandı ve mahkemeye sevk eidldi. Ortada 146 sayfalık bir iddianame var. 38 yıllık bir ömür, 2 kız evlat, bir eş, bir anne, iyi ki bu iddianameyi görmedi değimiz merhum bir baba. 16 ay süren bir soruşturmanın neticesi 146 sayfalık bir hatır senedi adeta. Cinayetin tüm ayrıntılarının araştırıldığı, tüm iddialarının değerlendirildiği, tüm tanıkları ifadesi doğrultusunda bir hukuk metnin ortaya çıktığın ı düşünürseniz yanılırsınız. Bu sözde iddianameyle, hiçbir iddianın araştırılmadığı, cinayetin neden işlendiğinin bile sorgulanmadığı, tanık ve şüphelilerin beyanlarının sorulan sorularla ayıklandığı, hatta bir utanç belgesi olarak acılı eşi sayın Ayşe Ateş’in ifadesine dahi yer verilmediği, hukuk tarihine kara bir leke olarak kazınacaktır. Bu bir iddianame değil Hukuk tarihimizin bir çamur belgesidir.

Bu iddianame görünümlü utanç belgesinin, bir hukuk devletinde, millet adına karar verecek hiçbir mahkeme tarafından kabulü mümkün olamazdı. Bunu kaleme aldığını iddia eden savcının tüm yetkileri de zaman kaybetmeden elinden alınmalıydı.

Üzülerek öğrendik ki; İddianame diye geçen hatır senedini, Asli, hukuki ve vicdani gerekçelerle iade etmesi gereken Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, maalesef kabul etmiştir. Adalet duygusunu daha iddianame aşamasında zedeleyen, hukukun üstünlüğü yerine, üstünlere hukuk tesis etmeye çalışan bir yaklaşım, bırakın Türk milletine, adalet heykeline bile hesap veremez. İYİ Parti, 30 Aralık 2022’den beri,

Rahmetli Sinan Ateş’in mirası olan ailesinin yanındadır. Sinan Ateş’i katleden,

katilleri azmettiren, Bu cinayette parmağı olan herkesin adalet önünde hesap vermesi için tüm gücümüzle mücadelemize devam edeceğiz.Suçluları koruyan iddianamelerle

En fazla adaletin gecikmesini sağlayabilirsiniz. Ama adaletin tecellisini ve tesisini engelleyemezsiniz. “Bozuk adalet yeter artık! Acemi ellerle yoğrulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter! Yeter katıksız, kara kabuklu adalet! Dura dura bayatlayan adalet yeter! “

Bu vesile ile, sosyal medya hesapları üzerinden Müsavat Dervişoğlu nerede diye soranlara sesleniyorum: Rahmetli Fırat Çakıroğlu şehit edildiğinde kabrinin başında ben vardım. Rahmetli Sinan Ateş şehit edildiğinde de tabutunun başında yine ben vardım. Bu sorularınızı orada olamayanlara yöneltin.