Numan Kurtulmuş'tan 'birliktelik' vurgusu: Türk’ün ve Kürt’ün birbirine karşı en ufak bir düşmanlığı yoktur

Numan Kurtulmuş'tan 'birliktelik' vurgusu: Türk’ün ve Kürt’ün birbirine karşı en ufak bir düşmanlığı yoktur
Numan Kurtulmuş İzmir programında STK temsilcileriyle buluştu. Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada, "Türkler ve Kürtler arasında düşmanlık olmadığını iftiharla söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı..

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İzmir programı kapsamında kentteki Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileriyle bir araya geldi.

Türkiye’nin ikinci yüzyılda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olacağını belirten Kurtulmuş, ülkenin önemli bir süreçten geçtiğini belirtti.

Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'Hepimiz aynı istikamette yürümeliyiz'

"Bir ülkenin sözünün güçlü olması için önce millet devlet kaynaşması, devletin bütün kurumlarıyla birlikte etkin kurumsal bir kapasiteye, güçlü bir ekonomiye ve güçlü bir bilim hayatına sahip olmasıdır. Sözü güçlü olmak da tek başına yetmez. Söylediğiniz sözün tesirli olması için bu gücü en iyi şekilde kullanmanız lazım. O yüzden diyoruz sözü güçlü, gücü de tesirli olan bir Türkiye. Dosta güven, düşmana korku salacak bir Türkiye. Bu anlamda herkesin üzerine sorumluluklar düşüyor. Fikirlerimiz farklı olsa da dünya görüşlerimiz, siyasetimiz, yorumlamalarımız farklı olsa da hepimizin aynı istikamete yürümemiz lazım. Hepimiz aynı istikamette yürümeliyiz. Ortak bir anlayış ve fikir birliğiyle bu ülkeyi kalkındırmak için gayretli olmamız lazım.

'Bölgedeki gelişmeleri dikkate alarak yola devam'

Yıllardır bu memlekette Türkiye ne zaman kendi milli menfaatlerini önceleyen bir durumun içerisine girse birilerinden hep ‘Türkiye’nin eksenini kaydırıyorsunuz’ diyor. Türkiye’nin ekseni ne doğudur ne batıdır. Türkiye’nin bir tane ekseni vardır. O da kendi milli eksenidir. Bu milli eksenimizi tahkim ederken dünyanın bütün ülkeleriyle ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Bizim birine dost olmamız için bir başkasına düşman olmamıza gerek yoktur. Bizim için bir tane öncelik vardır. O da ülkemizin menfaatleridir. Türkiye önümüzdeki dönemde bölgedeki gelişmeleri de dikkate alarak çok daha güçlü olarak yoluna devam edecektir.

Orta Doğu'daki savaş ve Türkiye

Orta Doğu’da yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüfi değildir. Hiçbirisi de filanca hükümetin tek başına ortaya koyduğu icraatlar değildir. Ama esasında Orta Doğu coğrafyasında, bizim de merkezimizde olduğumuz bu coğrafyada olanlar Osmanlı cihan devletinin bir asır evvel yıkılmasından sonraki süreçte politikanın tamamlanma süreçleridir. Filistin meselesi bugün başlamadı. 1917’de Osmanlı Filistin topraklarından çekilmek zorunda kaldığında İngiliz mandasının gelmesiyle başladı. İlk yaptıkları İsrail’in kuruluşunu hazırlamaktı. Bu, oyunun birinci perdesiydi. İkinci perdesi ABD’nin Irak’ı işgaliyle başladı. Bu coğrafyada iki fay hattı üzerinden ülkeleri paramparça etmeye başladılar. Biri etnik fitne ve ırkçılık. Bir diğeri de mezhep çatışmalarıyla bu coğrafyayı allak bullak etmekti. Bu kadar parçalanmış bir coğrafyada güven ve istikrar içerisinde bir istikrar adası olarak Türkiye, bugünlere kadar geldi. Bundan sonra çok daha güçlü şekilde yoluna devam edecektir.

Farklılık, zenginlik vurgusu

Bunun için önce kendi içimizi düzenlememiz, obamızı düzenlememiz, memleketimizde ayrı gayrılığı bir kenara bırakmamız ve özellikle terör örgütleri vasıtasıyla hizaya sokulmaya çalışılan bu coğrafyaya inat artık terörün sıfırlandığı bir Türkiye’yi oluşturmak mecburiyetimiz vardır. 40 yılı aşkın bir süredir bu memlekette etnik fitneyi oluşturmaya çalışmalarına rağmen, ayrılıkçı bir siyaseti hem de terör örgütünün marifetiyle kökleştirmeye çalışmalarına rağmen bugün iftiharla söyleyebiliriz ki bu memlekette Türk’ün ve Kürt’ün birbirine karşı en ufak bir düşmanlığı yoktur. Bunun en güzel ispatı da İzmir şehrinin bizzat kendisidir. İçerideki bütün farklılıklarımızı, zenginlik olarak telakki edip güçlü ve büyük Türkiye ideali etrafında buluşmaktan başka çaremiz yoktur. Obamızı düzenleyeceğiz, içimizdeki farklılıkları zenginlik olarak telakki edeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Bunun için demokrasimizi, fikir özgürlüklerini geliştireceğiz. Bunun için Türkiye’deki güçlü siyaset mekanizmalarını daha da güçlü hale getireceğiz. Türkiye’nin sanayileşmesi, teknolojide ileri gidebilmesi için her türlü çalışmayı ortaya koyacağız. Devlet ve millet olarak her alanda en güçlü şekilde bu mücadeleyi sürdüreceğiz.''

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar