Özdağ: Öcalan yasaların ne olacağını belirleyen adam mı oldu
Gazete Pencere- Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin Mezitli İlçe Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, ekonomideki durumu ve TBMM bünyesinde kurulan "Terörsüz Türkiye" komisyonuyla ilgili tartışmaları değerlendi.
AKP’nin ekonomik sorunlara dair hiçbir reçetesinin olmadığını belirten Özdağ, erken seçim çağrısı yaptı.
Ümit Özdağ, Milli Birlik, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu'ndan 3 kişilik heyetin İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşmeye gitmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Abdullah Öcalan ne zamandan beri TBMM’den çıkacak yasaların ne olacağını belirleyecek adam olmuştur? Artık Türk milletine sorma vakti gelmiştir" dedi. Özdağ, İmralı heyetine katılmayan CHP’ye de "komisyondan çekilme" çağrısında bulundu.
Türkiye’nin hiç vakit kaybetmeden erken genel seçime ihtiyacı olduğunu söyleyen Özdağ, şöyle konuştu:
"Çünkü ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın pençesinde 8 seneden beri kıvranıyor. 8 seneden bu yana sabit gelirlilerin, maaşlarıyla geçinenlerin, esnafın, çiftçilerin milli gelirden aldığı pay azalıyor. Küçük bir azınlık verilen ihalelerle zenginleşmeye devam ederken toplumun yüzde 80’i ağır bir fakirleşme ve yoksulluk içinde hayata tutunma mücadelesi veriyor. Emekliler, almış oldukları maaşla ancak aç kalmama mücadelesi verebiliyor. Asgari ücret, küçük bir grup tarafından alınması gereken ücretken çalışanların büyük bir kısmı asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılıyor, ki asgari ücret olarak belirledikleri rakamın satın alma değeri bugün 15 bin liraya düşmüş durumda. Asgari ücretle çalışanlar da açlığa mahkum ediliyor.
"Türk sanayisi çöküş süreci yaşıyor"
Hukukun olmadığı bir ülkede ekonomi gelişmez, doğru eğitim politikalarının olmadığı bir ülkede eğitim istihdam ile birleşemez. Çok kötü düzenlenmiş eğitim sistemi yeni işsizler üretiyor, öte yandan düşman hukuku uygulamaları, zirveye çıkan adaletsizlik iş dünyasının Türkiye’den dışarıya sermaye transferi yapmasına neden oluyor ve Türk sanayisi bir çöküş süreci yaşıyor. Sanayiciler fabrikaları kapatırsa zaten çok yüksek olan işsizlik zirve yapacak. Türk sanayicisi hukukun olmadığı bir ortamda, uluslararası alanda rekabet edebileceği bütün şartlar elinden alınmış bir şekilde sermayesini yurt dışına götürmek zorunda bırakılıyor.
AK Parti'nin bütün bu ekonomik sorunları çözmek için hiçbir reçetesi yoktur. Yine geldikleri nokta yine TOKİ aracılığıyla binalar yaparak vatandaşı ev sahibi yapma iddiasıdır. Eğer bu ülkede 13 milyon sığınmacı ve kaçağın gelmesine izin vermeseydiniz ev kiraları böyle yüksek olmayacaktı. Türk insanı kirasını ödemek için kredi çekmek zorunda kalmayacaktı. Emekli, emekliye ayrılırken aldığı tazminatla ev satın alabilecekti. Ama bütün bunları siz imkansız hale getirdiniz. Ve şimdi, daha önce teslim edilip edilmedikleri belli olmayan konut projelerinden bir tanesinden başka Türkiye’nin gündemine hiçbir şey getiremiyorsunuz. Onun için bu ekonomik buhranı aşmanın yolu derhal Türkiye’nin erken seçime gitmesidir.
"Türk milleti Öcalan ile pazarlık yapılmasını kabul etmiyor"
Üstelik Öcalan Komisyonu aracılığıyla PKK terör örgütünün elebaşısı Öcalan ile ne pazarlıklar yaptığınızı görüyoruz. Böyle bir Meclis'in anayasayı değiştirmesi ve bu değişiklikleri, Öcalan’ın ayağına giden milletvekillerine dikte ettirmesini kabul etmiyoruz. Türk milleti de kabul etmiyor. Eğer kendinize güveniyorsanız gelin seçime gidelim. Siz seçimde Öcalan’ın ve DEM’in desteğiyle iktidara gelebilecek misiniz görelim. Ne demişlerdi Tük milletine? Pazarlık yok, PKK silah bırakacak, kendisini feshedecek. Oysa şimdi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme sonrasında, Öcalan’ın ayağına giden milletvekilleri komisyona Öcalan’ın talepleri doğrultusunda bilgi vereceklermiş, komisyon da hangi yasal ve anayasal değişikliklerin yapılması gerektiğini raporlaştıracakmış. Abdullah Öcalan ne zamandan beri TBMM’den çıkacak yasaların ne olacağını belirleyecek adam olmuştur. İnanılır gibi değil. Bir taraftan Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararları uygulamayı reddeden bir hükümet, öbür taraftan anayasayı ve yasaları nasıl değiştirmesi gerektiğinin pazarlığını Abdullah Öcalan ile yapan bir yönetim. Bu kabul edilebilir değil. Artık Türk milletine sorma vakti gelmiştir. Siz komisyonda, Öcalan komisyonunda Öcalan’la pazarlık yapın, biz de Zafer Partisi olarak tüm Türkiye’yi parlamentoya çevirerek sokak sokak, meydan meydan, şehir şehir, ilçe ilçe dolaşmaya ve bu gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.
"CHP’nin Öcalan tarafından uydurulan bir kavramı kullanmaması gerekir"
CHP derhal komisyondan da çekilerek bu konudaki samimiyetini göstermelidir. Ana muhalefet partisinin kongresi var. Bu kongrede yeni program kabul edilecekmiş. Bu programı gözden geçirdik. Eşit vatandaşlık söyleminin Abdullah Öcalan ve PKK söylemi olduğunu biliyoruz. Buradan Özgür Özel’e söylemek istediğim husus; CHP’nin Abdullah Öcalan tarafından uydurulan bir kavramı kullanmaması gereğidir. Atatürk zaten cumhuriyetle tüm vatandaşların eşitliğini sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin, vatandaşlık konusunda bir terörist başından öğreneceği hiçbir şey yoktur. CHP’nin öğreneceği bir şey olduğunu düşünmüyorum."
Kaynak:Haber Merkezi