Özgür Özel: Laikliğe sahip çıkmayan bir parti, inanç özgürlüğüne de yaşam biçiminin savunulmasına da sahip çıkmıyor demektir

Özgür Özel: Laikliğe sahip çıkmayan bir parti, inanç özgürlüğüne de yaşam biçiminin savunulmasına da sahip çıkmıyor demektir
CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, Gaziantep İl Başkanlığında yaptığı açıklamada, “Laikliğe sahip çıkmayan bir parti, inanç özgürlüğüne de yaşam biçiminin savunulmasına da sahip çıkmıyor demektir. Laikliğe sahip...

CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, Gaziantep İl Başkanlığında yaptığı açıklamada, “Laikliğe sahip çıkmayan bir parti, inanç özgürlüğüne de yaşam biçiminin savunulmasına da sahip çıkmıyor demektir. Laikliğe sahip çıkmazsınız, her gün onlar bir adım atarsa, siz ‘Biz bir şey demeyelim, sivil toplum cevap versin, biz susalım, sendikalar konuşsun’ diye geri adım atarsanız, geldiğimiz bu noktada laiklikle ilgili bu kadar saldırının karşısında Türkiye’yi çaresiz ve geri dönülmez bir noktaya bırakırsınız. Laikliği savunmaktan korkmayan, geri durmayan, asla ve asla laikliği savunmayı bizi dinsiz sanırlar diye mahcubiyetle karşılamayan bir Cumhuriyet Halk Partisine ihtiyaç vardır.” ifadesini kullandı.

Özel, Gaziantep İl Başkanlığında yaptığı açıklamada, “Kurduğumuz Cumhuriyetin 100’üncü yılında yönetecek Genel Başkanı ve kadroları belirleyecek olan Kurultayımızda CHP Genel Başkanlığına aday olarak huzurlarınızdayım. Elbette, 14 ve 28 Mayıs seçimlerine giderken hepimiz hem çok heyecanlı hem çok ümitliydik. Seçimden sonra da Gaziantep’te böyle bir günde bu salonu dolduran, her birisinin gözünün içinde partisiyle ve ülkesiyle ilgili hem umut hem endişe olan sizlerle sohbet etmeye, süreci konuşmaya, bundan sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulunmaya geldim” dedi.

Özel, şunları kaydetti:

“Belki sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Özgür Özel’in genel başkanlığında, Cumhuriyet Halk Partisinin 81 ilinde ama bilhassa altını iki kere kırmızıyla çiziyorum ki, Gaziantep’te kim milletvekili olacaksa, kim belediye başkanı, belediye meclis üyesi olacaksa, buna örgüt karar verecek, örgüt karar verecek. Partiyi navigasyonla bulanlardan, partinin kapısından girmeyenlerden, ‘Ankara’ya gittim, bağlantıyı kurdum, ben şu göreve atandım’… Bundan sonra Gaziantep eski günlerini bulacaksa, örgütüne saygı duyarak, gücünü örgütünden alarak bulacak. Benim içimde yara. İki il içimde yaradır. Biri Samsun, biri Gaziantep, Biri Atatürk’ün ilk adımı attığı, milli mücadeleyi başlattığı yerde eğer büyükşehir belediyesi AK Parti’deyse, milletvekilimiz 1 taneyse, TBMM kurulduktan 10 ay sonra ‘Gazi’ unvanı almış Atatürk’ün gözbebeği, Milli Mücadele’de Anadolu’nun kendi namusunu koruma iradesinin çoban ateşini yakmış Gaziantep’te iki belediyemiz var 1’i de gitmişse, 14 milletvekilinden ikisiyle yetiniyorsak, ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 Kasım’dan sonra Genel Başkanı olarak ayda bir gece gelip Antep’te yatmazsam, bunu değiştirmezsem, benim de adım Özgür Özel değil. Elbette bütün Türkiye’de çalışacağım. Ben size koşan, çalışan, terleyen bir genel başkan vadediyorum. Bu akış değişene, bu tablo düzelene kadar, Samsun’da ve Antep’te CHP hak ettiği noktaya gelene kadar ayda bir gece Samsun’da, bir gece Antep’te yatacağım.

"Muhalefet dağılırsa tek adamlar güçlenir"

Cumhuriyet Halk Partisi olarak 100’üncü yılda büyük bir mücadele verdik. Mağlubiyetten sonra kendimize gelemedik. O günden sonra kolumuzu kaldıracak halimiz yoktu ama bu örgütün Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçmeninin omzu düşerse Tayyip Erdoğan’ın yürüyüşü düzeliyor. Çünkü o biliyor ki, ana muhalefetin omzu düşerse muhalefet dağılır. Muhalefet dağılırsa tek adamlar güçlenir. Onun memlekete yapmak istedikleri, senin benim düşündüğümüzden çok daha fena. Bir ülkede muhalefet çöküyorsa, o ülkede diktatörler güçlenir. Biz kaybettiğimiz seçime, başka bahaneler üretirsek, yurtdışında gözü olan gencin, gelecekten endişesi olan işçinin, emekli maaşı ayın yarısında biten emeklinin, örgütlenme özgürlüğü ellerinden alınanların, kaygılıların, muhtaçların, bizden umudu olanların umudu kalmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olma umudunu yeniden Gaziantep sokaklarına taşımazsak, bu tarihi sorumluluğun hesabını veremeyiz. Özgür Özel’in bundan sonra ortaya koyacağı Parti Meclisine baktığınızda pırıl pırıl gençler, dinamik yüzler, yepyeni kadrolar göreceksiniz. Ayrıca, Gaziantep’ten baktığınızda kendinizi, örgütünüzü göreceksiniz. Nasıl milletvekili listelerinde ahbap çavuş ilişkisi olmayacaksa, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ankara’da Parti Meclisi’ndeki temsilinde de örgüt kimi diyorsa, ilçe başkanları kimi diyorsa, olgunlaşan bu fikirle il başkanı bizlere kimi söylüyorsa Parti Meclisinde Gaziantep’i onun temsil ettiğini göreceksiniz.

"Cumhuriyet Halk Partisini toplumun radarına sokacağız"

Kendimizden başlayacağız arkadaşlar. Gaziantep’in Parti Meclisinde, Merkez Yönetim Kurulunda temsil edilmemesine Cumhuriyet Halk Partililer önce kendileri karşı çıkmalıdırlar. Orada olmalısınız, bu şehri temsil etmelisiniz. Bu partinin sadece genel başkan değişikliğiyle yetinmediğimizi bilmenizi isterim. Ne olursa olsun, geçmişteki kötü örneklerinden ya da bazı il kongrelerimizde yaşananlardan sonra hepimiz biliyoruz ki, bu parti kurultay sürecini birbirine kötü sözle geçirirse, kurultay sonrası bedelini hepimiz öderiz. Özgür Özel’den, Özgür Özel’in ekibinden, beni destekleyen kimseden asla ve asla ne genel başkanımız, ne önceki kadrolarımız ne bir başka partilimiz hakkında incitici, küçük düşürücü, onu tartıştıracak bir ifade kullanmasını kimse beklemesin. 6 Kasım günü bu parti bütün Türkiye’nin ibretle baktığı cesaret aldığı ve acaba CHP’de neler olacak diye dikkatle takip ettiği bir büyük heyecanı yakalamak zorundadır. Cumhuriyet Halk Partisi’ni bütün toplumun radarına sokacağız.

"Sokaktan korkan bir siyaset yerine sokağı güçlendiren bir siyaset"

Tutum belgemizde iki önemli hedef noktası var. Altıoku geliştirmeyi savunan bir kadro hareketiyiz biz. Elbette ki Cumhuriyetçiliğe sahip çıkacağız, elbette halkçılığa sahip çıkacağız, elbette devletçiliğe sahip çıkacağız, devrimciliği savunacağız. Bir seçim oluyor, bizimkiler pozitif bir kampanya yapıyor, ama karşımızda korkuyu örgütleyenler, yalanla korku yayanlar var. Diyor ki, ‘Onlar gelirse ezanı dindirecekler, bayrağı indirecekler.’ Bu ülkenin kurucu kadrolarının partisine milliyetçilik dersi veriyor. Dedeleri toprak altında kefensiz yatan bu partinin, cumhurbaşkanı geliyor diye perdelik kumaşlıktan kefen giyen birilerinden alacak milliyetçilik dersi yoktur. Sakın unutturmayın. Laikliğe sahip çıkmayan bir parti, inanç özgürlüğüne de yaşam biçiminin savunulmasına da sahip çıkmıyor demektir. Laikliğe sahip çıkmazsınız, her gün onlar bir adım atarsa, siz ‘Biz bir şey demeyelim, sivil toplum cevap versin, biz susalım, sendikalar konuşsun’ diye geri adım atarsanız, geldiğimiz bu noktada laiklikle ilgili bu kadar saldırının karşısında Türkiye’yi çaresiz ve geri dönülmez bir noktaya bırakırsınız. Laikliği savunmaktan korkmayan, geri durmayan, asla ve asla laikliği savunmayı bizi dinsiz sanırlar diye mahcubiyetle karşılamayan bir Cumhuriyet Halk Partisine ihtiyaç vardır. Sokaktan korkan bir siyaset yerine, sokağı güçlendiren sol ve sosyal demokrat bir siyaset için sizi mücadeleye davet ediyorum. Size söz veriyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyaset yapış biçimi değişecek. Böyle bir emek kentinde, böyle bir sanayi kentinde, bundan sonra birlikte yapacak çok işimiz var.”