Sezgin Tanrıkulu: "Bana bir bardak su ikram eden işçinin iş akdi feshedilmiş, “Neden Sezgin Tanrıkulu'na su verdin” diye

Sezgin Tanrıkulu: "Bana bir bardak su ikram eden işçinin iş akdi feshedilmiş, “Neden Sezgin Tanrıkulu'na su verdin” diye
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "DEDAŞ’ta, bugün itibarıyla altı ilde; Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Urfa'da ve Diyarbakır'da yaklaşık 200 çalışanın iş akdi feshedildi. Geçtiğimiz cuma günü DEDAŞ'ın Diyarbakır'daki...

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "DEDAŞ’ta, bugün itibarıyla altı ilde; Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Urfa'da ve Diyarbakır'da yaklaşık 200 çalışanın iş akdi feshedildi. Geçtiğimiz cuma günü DEDAŞ'ın Diyarbakır'daki çalışanlarını ziyaret ettim. Bir çalışan, bana bir bardak su ikram etti. Şimdi anlıyorum ki bana bir bardak su ikram eden işçinin de iş akdi feshedilmiş, 'Neden Sezgin Tanrıkulu'na bir bardak su verdin' diye. Böyle bir zulümle karşı karşıyayız" dedi.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "DEDAŞ’ta, bugün itibarıyla altı ilde; Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Urfa'da ve Diyarbakır'da yaklaşık 200 çalışanın iş akdi feshedildi. Geçtiğimiz cuma günü DEDAŞ'ın Diyarbakır'daki çalışanlarını ziyaret ettim. Bir çalışan, bana bir bardak su ikram etti. Şimdi anlıyorum ki bana bir bardak su ikram eden işçinin de iş akdi feshedilmiş, 'Neden Sezgin Tanrıkulu'na bir bardak su verdin' diye. Böyle bir zulümle karşı karşıyayız" dedi.

Sezgin Tanrıkulu, bugün TBMM'de bugün basın toplantısı düzenledi. Tanrıkulu, şunları söyledi:

"DEDAŞ hem çalışanlara hem yurttaşlara eziyet ediyor"

"DEDAŞ, Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi, Diyarbakır ve bölgedeki altı ile elektrik dağıtıyor. Bu elektrik dağıtım şirketi, maalesef elektrik dağıttığı altı ilde hem yurttaşlara hem de çalışanlarına büyük bir eziyet uyguluyor. Seçim öncesi DEVA Partisi'nin genel başkanı, -kendisi o dönem elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi noktasında karar verici bir makamdaydı- elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin yanlış olduğu, olası bir iktidar değişikliğinde elektrik dağıtım şirketlerinin yeniden kamulaştırılacağı noktasında bir ifadede bulunmuştu. Neden bunları söylüyorum? Elektrik hizmeti, bir kamu hizmetidir. Ekmek gibi, su gibi gerekli olan bir hizmet, elektrik hizmeti. Bir kamu hizmeti olması nedeniyle de bundan kâr amacı güdülmez, güdülmemesi lazım. Bu nedenle de özelleştirilmemesi lazımdı.

DEDAŞ ve diğer elektrik dağıtım şirketleri, kamu hizmetinden daha fazla kâr amacını öne aldıkları için hem bölge halkına, çiftçiye, sanayiciye hem de çalışanlarına büyük eziyet yapıyor. Geçtiğimiz hafta Viranşehir'de elektrik dağıtımındaki aksaklıklar nedeniyle çiftçilerin, yurttaşların itirazları ortaya çıkmıştı. Büyük bir kötü muamele ve işkenceyle gözaltına alındılar. Halen soruşturmaları devam ediyor.

"İşveren, daha fazla kâr amacıyla çalışanların taleplerini baskıyla ve işten atılmalarla karşılıyor"

Altı ilde 6 bine yakın çalışanı var DEDAŞ'ın. Bu çalışanlar, iş yerlerinde mobbinge uğradıklarını iddia ediyorlar, sendikalaşmak istiyorlar. İşlerinin ağırlığı nedeniyle asgari ücretin üzerinde bir ücret talep ediyorlar. Yol ve yemek ücretlerinin asgari bir düzeye çıkarılmasını istiyorlar, gece vardiyasına ek ücret istiyorlar, ekip şefi farkı istiyorlar, ikramiye ve banka promosyonlarının kendilerine verilmesini istiyorlar. Bunların tümü, kamu hizmeti verilen bütün her yerde en temel haklar. İşveren, maalesef daha fazla kâr amacıyla çalışanların bu taleplerini baskıyla ve işten atılmalarla karşılıyor.

"6 ilde yaklaşık 200 çalışanın iş akdi feshedildi. bana bir bardak su ikram eden işçinin de iş akdi feshedilmiş, 'neden Sezgin Tanrıkulu'na su verdin' diye”

Bugün itibarıyla altı ilde; Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Urfa'da ve Diyarbakır'da yaklaşık 200 çalışanın iş akdi feshedildi. Geçtiğimiz cuma günü DEDAŞ'ın Diyarbakır'daki çalışanlarını ziyaret ettim. Bir çalışan, bana bir bardak su ikram etti. Şimdi anlıyorum ki bana bir bardak su ikram eden işçinin de iş akdi feshedilmiş, 'Neden Sezgin Tanrıkulu'na bir bardak su verdin' diye. Böyle bir zulümle karşı karşıyayız.

Hükümete ve DEDAŞ yetkililerine sesleniyorum; bu yaptığınız zulümdür ve zalimliktir. Bunun mutlaka hukukta bir karşılığı olacaktır. İşçi arkadaşlarıma da sesleniyorum; sizin haklarınızın savunucusu olacağız. Bütün talepleriniz meşrudur ve haklıdır.

"Rüşvet olaylarını buradan ihbar ediyorum"

Buğday ve arpa alım fiyatları açıklandı. Toprak Mahsulleri Ofisi bir fiyat verdi, 8 bin 250 lira ve bin lira da destekleme var. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bölgedeki ajansları maalesef çiftçilere alım için randevu vermiyor. Çiftçiler, ürünlerini Toprak Mahsulleri Ofisi'ne satamıyorlar. Tüccara mahkum konumdalar. Tüccar da ton başına bu ürünü 6 bin liradan alıyor. Yani ton başına çiftçilerin 3 bin lira zararı var. Satmayıp depolasalar yüzde 10 zararları oluyor üründe. Yeterli alımı zamanında yapmalısınız, çiftçiyi tüccara mahkum etmemelisiniz. Buradan Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyorum. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin randevu vermemesi nedeniyle aracılar devreye giriyor ve çiftçilerden rüşvet alıyorlar. Rüşvet olaylarını buradan ihbar ediyorum.

Türk Hava Yolları’na Çağrı

Türk Hava Yolları, bölgedeki yurttaşlarımıza, işçilere, sanayicilere, işverenlere, yurttaşlara maalesef eziyet çektiriyor. Bölgedeki bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması, yeterli uçuşun Diyarbakır'a, Mardin'e, Batman'a sağlanması gerektiğini buradan Türk Hava Yolları'na çağrıda bulunuyorum." (ANKA)