SİYASETİN DİLİ

Siyaset akıl ve dille yapılır…
Siyasette sözün önemi büyüktür…
Günümüz siyasi liderlerinin dilleri çatışmacı, kirli, kırıcı ve buyurgan…
Sokağın dilinden bile ne yazık ki geri ve itici…
Oysa bizim dilimizin kaynakları öyle güçlü ki, bakın, dili su gibi berrak, duru, vurucu anlaşılır; Yunus Emre ne diyor:
“Sözünü bilen kişinin/Yüzünü ağ ede bir söz/Sözünü pişirip yiyenin
İşini sağ ede bir söz” ve bu muhteşem şiir uzadıkça uzuyor.
Yine bizim Yunus yani Yunus Emre, “İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır” diye yazıyor.
Anadolu’da ne güzel söylerler:
“Bülbülün çektiği dili belasıdır.”
“Yiğidi kılıç kesmez bir acı söz öldürür.”
Siyaset bu kadar düşmüş, irtifa kaybetmişken; siyasi üslubunu bozmayan, devlet adamı ciddiyetini koruyan siyasetçileri kutlamak gerekir.
Diline egemen olamayan siyaset, toplumsal yıkıma yol açar.
Bozulan üslubu düzeltmek, siyasetin ciddiyetini korumak her şeye karşın son yıllarda hükümet edenlerin kısacası yönetenlerin, yönetmeye adayların işlevidir. Oysa bizde siyaset dilini bozan, ülkeyi yönetenlerdir. Onların siyaset dilinde ne yazık ki eşitlik, dayanışma, özgürlük, sevgi yerine şiddet, buyurganlık ve saldırının, dışlamanın, egemen olduğunu görüyoruz.
Yönetenleri dinledikçe ne çok dil bilimcinin sözleri aklıma geliyor:
İşte onlardan birkaçı:
“Kelâmından olur malûm kişinin kendi miktarı.”
Ve de en güzel sorulardan birini Maksim Gorki, öyküsünde sorar:
“Nasıl olur da rehberliğe kalkarsın. Yolu sen kendin bilmezsen eğer?”
Yusuf Has Hacib “Sözün faydası büyüktür, söz yerinde kullanılırsa kulu yükseltir”, “Söz doğru söylenirse faydası çoktur; eğri söz daima çirkindir” diyerek siyaset dilinin önemini vurgular.
Yine Nüvit Özdoğru’nun ‘Türkçemiz’ kitabından;
“Aman sözün aydın olsun, öz olsun, ışık saçsın, bakan köre göz olsun.”
Yönetenlerin bu kitabı okuduğunu sanmıyorum! Oysa Yunus Emre’nin, Mevlânâ’nın ve dünya görüşüne yakın şairlerin şiirlerini ezbere çok güzel okuyorlar. Ezbere şiir okumalarına karşın; siyaset dillerini kısmen bile düzeltmediklerini ve siyaset üsluplarına yansıtmadıklarını görüyoruz.
Dili kullanırken kendini bilmek için dilimizde şu söz söylenmiştir:
“Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz.”
Ancak liderlerin siyaset dili tüm siyasi ve toplumsal liderlerin dillerine örnek olmalıdır. Çünkü toplumda en büyük rol model liderlerdir. Bu ve diğer faktörler yerine gelmeyince; toplumsal uzlaşı, yerini anlamsız gerginliklere, sözlü tokatlara, söz çakmalara, geliştirmeyen sözcüklerle Türkçe’nin ölümüne neden oluyorlar.
İletişim devrimini geride bıraktığımız dünyada siyasi liderlerin kullandığı dil aynı zamanda ülkenin kültürel düzeyini, kalitesini dünyaya gösteriyor.
“Konuş, kim olduğunu söyleyeyim” diyen Sokrates ya da Filozof Francis Bacon’un dediği gibi:
“Dil aklın ayak izidir.”
Siyasetin dili insanın aklına Bülent Ecevit’i düşürüyor. En çok da Bülent Ecevit’in, siyaset dilinin berraklığı, duruluğu, bozulmayan düzeyi, özenli üslubunu; insanın örnek gösteresi geliyor…
Siyasi liderler unutmayın:
“Dil insanı beyan eder.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yaşar Seyman Arşivi