11. sınıf öğrencisi Yusuf Kaya: “Satranç hayatı daha çok sevmeme yardımcı oldu”

11. sınıf öğrencisi Yusuf Kaya: “Satranç hayatı daha çok sevmeme yardımcı oldu”
İzzet DOĞAN / GAZETE PENCERESon birkaç yıldır satranç turnuvalarını bir gazeteci olarak izlemeye başladığımdan beri geleceğe dair umudum artıyor. Çünkü hepsi zeki, çalışkan, başarılı, aydınlık, pırıl pırıl miniklerle,...

İzzet DOĞAN / GAZETE PENCERE

Son birkaç yıldır satranç turnuvalarını bir gazeteci olarak izlemeye başladığımdan beri geleceğe dair umudum artıyor. Çünkü hepsi zeki, çalışkan, başarılı, aydınlık, pırıl pırıl miniklerle, gençlerle tanıştım.

Milli satranç sporcusu öğrenciler başarılarıyla eğitim bursları kazandıkları gibi rol model olarak satrancın yaygınlaşmasına da hizmet ediyorlar. Taha Özkan, Eray Kılıç, Hasan Hüseyin Çelik, Gülenay Aydın, Hatice Aslı Muştu olimpiyat şampiyonluğu ile;  Ediz Gürel, Elif Keskin, Yağız Kaan Erdoğmuş, Baver Yılmaz, Bilgesu Şeker, Arda Cankurt, Senem Gül Başsarı uluslararası başarılarıyla öne çıkan sporculardan.

Mardin’den, Elazığ’dan, Kars’tan, Rize’den, Batman’dan, Antalya’dan, İzmir’den, Bursa’dan İstanbul’dan, Trabzon’dan, Mersin’den, Eskişehir’den, Denizli’den, Cizre’den, Edirne’den Türkiye’nin dört bir yanından sporcular başarılarıyla satrançta tarih yazarak gururlandırıyorlar, Türkiye’yi dünyaya bambaşka bir boyuttan tanıtıyorlar…

BAŞARILAR TESADÜF DEĞİL

Bu başarılar kuşkusuz tesadüfi değil… Türkiye Satranç Federasyonu, son 11 yılda Başkan Gülkız Tulay’ın yönetiminde bakanlık ve Türkiye İş Bankası’nın destekleriyle Türkiye’de satrancı başka bir boyuta taşıdı. Altyapı yatırımları, devlet okullarına İş Bankası tarafından yaptırılan 30 bini aşan satranç sınıfı, antrenörlüğün yaygınlaşması, okullarda keşfedilen yetenekli satranç sporcuları ile Türkiye 1 olimpiyat şampiyonluğu, 38 dünya şampiyonluğu, 90 Avrupa şampiyonluğu olmak üzere uluslararası şampiyonalarda toplam 637 madalya kazanmayı başardı.

TÜRKİYE OKUL SPORLARI ŞAMPİYONASI

Aydın’da Türkiye Okul Sporları Şampiyonası’nda işte o rol modellerden biri ile Yusuf Kaya ile tanışma fırsatı buldum. “Ben 6 aylıkken doğmuşum” diyor Yusuf, daha minicikken serebral palsi tanısı konulmuş Yusuf’a. 18 yaşındaki Yusuf “Hayatım ev hapsi gibi geçti” diye anlatıyor, ameliyatlarını, diğer çocuklar gibi sokaklarda koşup oynayamadığı zamanları. Ama “Satranç hayatı daha çok sevmeme yardımcı oldu” derken gözleri parlıyor, “Satranç oynarken eğleniyorum, yeni arkadaşlıklar kuruyorum” diyor. Yusuf ile Aydın’da Türkiye Okul Sporları Şampiyonası’nda sohbet fırsatı bulduk.

Kendini tanıtır mısın, satranç tutkun nasıl başladı?

Adım Yusuf Kaya, Artvinliyim, 18 yaşındayım. Rize’den fen lisesinden geliyorum, orada okuyorum, yurtta kalıyorum. 11’inci sınıftayım. Seneye sınav var, onun stresi var, şimdiden çalışma yapıyoruz. Buraya arkadaşlarla birlikte satranç oynamaya, eğlenmeye, beraber hoşlandığımız şeyi yapmaya geldik hocalarımızla birlikte.

“HAYATA ADAPTE OLMAMI SAĞLADI”

Ne kadar zamandır satranç oynuyorsun, nasıl başladın?

Satranca 5.5 yaşımda başladım. Ben 6 aylık doğmuşum, serebral palsi tanısı konuldu. Ben yaşıtlarım gibi yürüyüp koşup dışarlarda zıplayıp vakit geçiremedim işte. Sürekli ameliyatlar oldum, boynuma kadar alçılara alındım. Benim hayatım ev hapsi gibi evde geçti. Sürekli televizyon izleyince de insan sıkılıyor. Dayım sıkıldığımı görünce ‘Sana oturduğun yerde yapabileceğin bir şey göstereyim’ dedi ve satranç ile böyle tanıştım. Bana taşları, kuralları öğretti. Oynadıkça hoşuma gitmeye başladı. Sürekli oynadım, babamla da oynadım, en büyük rakibim odur. Satranç çalıştım. Annem de sevdiğimi görünce beni kurslara götürmeye başladı. Sonra turnuvalara katılmaya başladım. Sokakta koşup oynayamıyordum ama satrancın benim için eğlenceli olmaya başladığını fark ettim. Bu sayede yeni arkadaşlıklar edindim. Turnuvalara katıldıkça yeni şehirler gördüm. Ben çevremdekilere imrenerek bakıyordum, koşup oynayabiliyorlar diye artık onlar bana imrenerek bakmaya oynadığım satranç oyunlarını takip etmeye başladılar. Satranç hayatı daha çok sevmeme yardımcı oldu diyebilirim. Benim sosyalleşmemi, hayata adapte olmamı sağlayan bir araç haline geldi. Satranç ile tanıştığım için çok mutluyum.

https://www.gazetepencere.com/tsf-baskani-gulkiz-tulay-turkiye-satranc-ulkesi-olma-yolunda-hizla-ilerliyor/

Derecelerin var mı satrançta?

8 yıldır üst üste kendi ilimde satranç şampiyonuyum. Türkiye minklerde 16’ncılığım var. Trabzon’da Ordu’da birincilik, ikinciliklerim var. Batum’da üçüncülüğüm var.  Satranç sayesinde çok arkadaş edindim. Onlarla fırsat buldukça satranç oynuyoruz. Ağrılarım olunca fizik tedaviye başladım. Satranca ayırdığım zaman biraz azaldı. Ama yine de çalışıyorum, arkadaşlarımla satranç çalışıyoruz, oyunlar çözüyoruz.

Peki ya kaybettiğin maçlar?

Antalya’da Türkiye şampiyonasında küçükken yenildiğimde çok kötü ağlamıştım. Önceki maçım 4 saat sürmüştü. Maçtan sonra küçük bir parça ekmek yiyip diğer maça başladım o da altı saat sürdü ve ben o maçı kaybettim. Sinirim çok bozuldu. Çok ağlayınca annem de çok üzüldü, babama gidip ‘Böyle üzülecekse çocuk buna bir son verelim” dedi. Babam da “Eğer ağlayacak kadar önem veriyorsa bıraktırmam” dedi. Öylece devam ettim satranca.

Gelecekte hedeflerin neler?

Yazılım ya da bilgisayar mühendisi olmak isterim. Bir de çocuk psikoloğu olma fikri var kafamda. Okul iyi gidiyor, yorucu olsa da elimden geleni yapıyorum.