Tertemiz aşk şarkılarıyla Ersan Erdura...

Tertemiz aşk şarkılarıyla Ersan Erdura...
İnsanın bir şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü zamandır, aşk...Bir zamanlar, sesine benzin döküldüğünde kalplerin alev aldığı yangın, kadife sesiyle belki de duyguların kömür madeninde bir elmas...Türk pop müziğinin...

İnsanın bir şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü zamandır, aşk...

Bir zamanlar, sesine benzin döküldüğünde kalplerin alev aldığı yangın, kadife sesiyle belki de duyguların kömür madeninde bir elmas...

Türk pop müziğinin unutulmaz efsaneler fihristinde "E" harfinin güzel kalpli sesidir, Ersan Erdura.

Kimsenin aradığında bulamadığı, ancak aşkın aradığını bulduğunda tadılan bir hikaye misali.

Onun ömür boyu güzel kokan aşk şarkısı “Beni Ara" hala hafızalarımızda saklı...

?Hep oradan geçerken gözlerim dolar.

Boynunu bükmüş gibi duran anılar. Bahçede akan çeşme gözyaşı sanki sular. Olduğu yerde kalmış bunca yıllar bunca yıllar.

Bu akşam sen olsaydın burada yanımda. Sen bekleseydin beni yine kapıda. Tertemiz aşkımızla bembeyaz yuvamızda.

Karşılasaydın beni kollarında. Bir gün için yanarsa özlem seni sararsa. Dileklerin tutarsa beni ara.

Neredeyim bilirsin bugün yarınım sensin.

Eğer yolun düşerse beni ara.?

Aşkın en tatlı melodilerinde hatırlandıklarında değil, hissettirdiklerinde gizli olan duygularla...

Ersan Erdura ile harika bir sohbet.

 *  Anıların verdiği huzuru bize nasıl anlatırsınız?

Anıların verdiği huzurda dostlukların, arkadaşların ve sevdiğin değer verdiğin insanın payı büyüktür.

Umarım hatıralarla saklı anılarımızla, geleceğimiz özlemle kucaklaşır.

 * Müzik, sanat kategorisinde en üstte olan bir duygu sanatı. Müziği sanat felsefesi olarak değerlendirdiğimizde, sizce neden uluslararası platformda Avrupa’dan bu kadar gerideyiz?

Neden bir Tom Jones, Demis Roussos, Neil Diamond, Paul Mauriat, James Last veya Engelbert Humperdinck’ gibi sanatçılarımız yok?

Bu saydığınız isimler sadece Avrupa'ya değil dünya müziğine etki etmiş kişilerdir.

Ayrıntılı çok detaylı ve derin bir konu içeren müziğin sanat felsefesini burada birkaç söz ile anlatabileceğimi düşünmüyorum.

Sadece diyebilirim ki, aynı değerlerde olup, yaşatılan şarkılar tercih edilseydi, müzik sanat için yapılsaydı, ülkemiz de dünya çapında sanatçılara sahip olabilirdi.

* 70’li yıllarda Maksim, Bebek Belediye, Çakıl, Gar, Lunapark, Grand, Aşiyan, Taşlık, İzmir Fuarı gibi değerli gazinolar, Playboy, Kulüp 33, Vat 69, Kulüp Reşat, Stardust, Sevillanas, Olimpia, Cumhuriyet gibi gece kulüpleri vardı. Bu kültür neden bitti?

Saydığınız mekanlar 70’li yılların en değerli gazinoları ve gece kulüpleri idi. Bu mekanlara gelen insanlarda kaliteli insanlardı. Bu kültürün bitmesini değişen yaşam şartları ve değerlere bağlıyorum. Gazino programı yapan organizatörler, sanatçıların fiyatlarını arttırmasından dolayı ve değişen ekonomik koşullar nedeniyle piyasadan çekildiler. Yükselen maliyetlerin dinleyicilere yansıtılması sonucunda müşteri kaybı yaşanması bu kültürün yok olmasının en temel nedenlerinden. Gazinolarda 3 şekilde fiyatlandırma yapılırdı. En önde oturanlar yemek servisi yapıldığı için en yüksek fiyatı öderlerdi. Arka bölümde oturanlar farklı ücrete tabii idi. Bir de Turnike denilen sadece giriş parası ödeyerek müzik dinlemeye, sanatçıları seyretmeye gelen bir bölüm yer alırdı. Sanatçılarımızın bu süreçte mütevaziliğinin azalması ve kaprislerin çoğalması ise kaybedilen değerler arasında yer alabilir.

* Eskiden İngilizce, Fransızca şarkıların üzerine sözler yazılıp versiyon tabir edilen şarkılar yapılırdı. "Her Yerde Kar Var, Dünya Dönüyor, İki Yabancı, Hayalimdeki Resim, Hoş Gör Sen veya Marc Aryan'ın da söylediği Atlı Karınca ve Kalbin Yok mu Senin" adlı şarkılar gibi. Türkçe sözlü hafif müziğe veya Türkçe Pop'a geçiş, O yıllarda böyle mi başladı?

Yabancı şarkıların üzerine yazılan Türkçe şarkılar o tarihlerde Türkçe Sözlü Pop Müziğinin başlangıcıdır. Bu çalışmaların çoğalması Türk bestecilerini de etkileyerek Türk Pop Müziğinin gelişmesine neden olmuştur.

* Hatıralar ihtiyarlamış altın bir baston mudur, sizce?

Hatıralar bizimle yaşayan kıymetli değerlerdir.

* Günümüzde müzik sektörüne baktığımızda hiç bir özelliğe sahip olmadan kolay ve kısa yoldan şöhret olan piyasa şarkıcıları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Son yıllarda üzerinde düşündüğüm bir konu var, ’Kalıcı Olmak’. Gerek müzik dinleyicilerinin gerekse yaratıcıların ve icra edenlerin müziğin kalitesinden çok maddiyatı önemsediklerini görüyorum.

Oysa mesele sanatta kalıcı olmak, uzun süre aynı kaliteyi muhafaza edebilmek ve bunun için gerekli mücadeleyi, fedakarlığı göze almak.

Peki kalıcı olmak kavramından kastım ne? İnsanların hafızasında, kalbinde yer edinmek, sevgilerini kazanmak. Çünkü sanatçı olmak bir bütündür. Yaptığınız işlerle, duruşunuzla, arkasında durduğunuz değerlerinizle, bu değerleri hayatınıza geçirmeniz ve yansıtmanızla, kılık kıyafetinizle ve bir çok detayla beslenen bir kavramdır.

* Ersan Erdura zorlu yılların adamı mıdır?

Tabii ki zor dönemlerim oldu. Türkiye'de sevilen müziğin tür değiştirmesi ile 10 yıl kadar popüler müziğe ara verdim. Kendi tarzımı ve ideallerimi korumak, seçici olmak benim için önemliydi. Bu ara dönemde ise; sahne çalışmalarım otellerde ve geçmişe değer veren butik mekanlarda devam etti. Gelişigüzel her yerde sahne almak istemedim. İstediğim müzik kalitesini bu şekilde korumaya çalıştım.

* Güzel sesi ve şarkıları yaşatan anlamlı yorumlarıyla Ersan Erdura müzik dünyasında yapacağı her şeyi yaptı mı?

Hayata karşı kendimi hep güçlü hissettim. Sevmediğim hiçbir işe imza atmadım. Hayatın geriye doğru akmadığına inandım. Her zaman sayfaları ileriye doğru çevirdim. Seçeneklerin en iyisini aradım hep.

Şans her zaman insanın yanında olmuyor, ancak ben yine de güzel şeylerin daha güzel bir başlangıcı olduğuna inandım. Bu duygularla istediğim müziği yapmama olanak veren yerlerde çalıştım. Bir sanatçı için kendi üslubu çok önemlidir.

Bu yüzden müzik hayatı bir daireye bir çembere benzer. Bir daireyi çizerken doğru çizmek, tamamlamak bazen yıllarınızı alır. Bu kat edebilme sanatında bir sonuca varmak kolay olmaz. Dairenin bir kenarı çoğu zaman açık kalır. Yaşadığınız sürece çalışarak, öğrenerek, esinlenerek doğruyu yapmak adına onu tamamlamaya çalışırsınız. Yapmak istediklerinizden sonuç almak için adım adım ilerlersiniz.

*Farklı yorumunuz ve yeni bir sound,  Her Yerde Kar Var şarkısından biraz bahsetsek?

Bilindiği gibi Adamo’nun sevilen şarkısına Fecri Ebcioğlu söz yazmıştır. Bu şarkıyı seçmemin nedeni yabancı şarkıların üzerine yazılan ilk Türkçe şarkılardan biri olması ve ülkemizde çok sevilmesiydi... Ayrıca; sahnede repertuar olarak kullandığım bu şarkının tekrar hatırlanmasını istedim. Pandemi nedeniyle 1,5 yıl erteleme ile Sevgili Hakan Eren ile projeyi hayata geçirdik. Şarkının başarılı olması bizi mutlu etti.

*  Bütün şarkılarda aşk va; aşk bu kadar kolay mı?

Aşk kolay değil. Mutlu olmak dünyanın en incelikli gücüdür. Gerçek aşk şarkılarla güzel. Bizim kuşak sevgi dolu incelikli duygusunu aktarabilen romantik yapıya sahip bir nesil olduğu için sözleri anlamlı güzel mesajlar veren nitelikli bestelere ilgi duyardı ve filmler kitaplar tiyatro oyunları yani sanatın her dalı naif yönümüzü çok etkilemiştir. Zaten bir sanatçı yaşadığı dönemi ve o döneme ait duyguları anlattığı için bizim şarkılarımız aşk şarkıları olmuştur.

* Ülkemizde iyi gitmeyen şeyler nedir sizce?

Bir sanatçı olarak müziğin değişiminden bahsetmek daha doğru olur. Duygudan yoksun, değer yargılarımızdan uzak, ritmin hakim olduğu, romantizm içermeyen çabuk tüketilen bir müzik akımı var. Kaliteli besteler üretilmediği için birbirine benzeyen şarkılar dinlemekteyiz.

Gerçi gençlerden beğendiklerim var. Yarışmalarda dinlediğim güzel sesler yok değil... Fakat gençler de bu akımın içerisinde kaybolup gidiyorlar. İstediklerini gerçekleştirmeleri için inandıkları müzik anlayışından vaz geçmesinler. Sistemin içinde kalmak adına güzel işlere imza atsınlar, daha iyi bir iş çıkarmak için müzik kalitesine önem versinler.  Böylece müziğin doğru yönde gelişmesine yardımcı olabilirler.

                                                                  ***

Müzik gökle yeryüzü arasında bir ahenk...

Güzel sözlerle bütünleşen, sevgi ile kaynaşan, adaletle yaşayan toplum gibi.

Sanatta da aslında şöhret değil, değerli olmaktır, esas olan.

Eğer dolunay varsa gökyüzünde, kutup yıldızı da belirginse "Duman Işığı Saklayamaz, Sensiz Saadet Neymiş, Çocuk Gözler ve Beni Ara" gibi romantik, tertemiz aşk şarkılarıyla unutulmaz bir efsanedir, Ersan Erdura...