Trabzon kaç kişi ile oynuyor?

1998 yılıydı, futbol hakemliği kursuna başladığımda… Oyun kurallarını on beş gün boyunca, adeta hatim ettiğimiz bir kurs süresi geçirmiştik. Kurs hocalarım; kulakları çınlasın -hocaları hocası- Nurettin Dehmen ve Ahmet Erdoğan’dı. Ahmet Hocam da şimdiki Merkez Hakem Kurulu (MHK) üyesi… Futbolun on yedi kuralı vardır ve üç numaralı oyun kuralı; oyuncu sayısıdır. Uluslararası Futbol Oyun Kuralları Birliği’ne (İFAB) göre; bir futbol karşılaşması, biri kaleci olmak üzere en az 9 oyuncu ile başlanabilir. Ve bir takım; 9 ya da 10 oyuncu ile maçı sürdürebilir. Daha da basit bir anlatımla; bir teknik direktör takımını, on kişi de oynatabilir.

Teknik olarak mümkün olan bu kuralı Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, göreve geldiği günden beri fiiliyata dökmüş durumda. Dün akşam oynanan maçla Trabzon ile Süper Lig’deki 100. maçına çıkan hoca, isim listesini 11 kişi verse bile, Abdülkadir Ömür ile takımını “on kişi” oynamaya mahkum ediyor. Yetenekli olmasına rağmen, Allah vergisi bu yeteneklerine ihanet ediyor Abdülkadir. Örneklendirelim; Kerem Aktürkoğlu, 24 Erzincanspor’dan Galatasaray’a transfer olduğunda, Abdülkadir Ömür Trabzonspor A takımı kadrosunda yer alıyordu. Aktürkoğlu hem ulusal takımda hem de kulübündeki oyunu ile Ömür’ü, kat be kat geçti. Keza Barış Alper Yılmaz da başka bir örnek. Keçiören’den geldi. Sağ açık oynadı, forvet oynadı, şimdi de- mecburiyetten de olsa- sol bek oynuyor. Peki ya Abdülkadir Ömür ne oynuyor? A Milli Takımda Montella yarım saat dayanabildi takımı on kişi bırakmasına. Abdullah Avcı ise her hafta Abdülkadir Ömür’ü sahaya sürerek, takımının on kişi oynamasını seyrediyor. Neden hocam? Çocukluğumuzda, ne kadar yeteneksiz olursak olalım, top bizimse mahalle takımı bizim üzerimize kurulurdu. Trabzonspor’da top Abdülkadir Ömür’ün mü? Herhangi bir takımın “on numarası”, takımını pozisyona sokmak zorundadır. Bu takım Trabzonspor
gibi, şampiyonluklar yaşamış bir takımsa eğer, “on numarası” oyunun içinde devamlı olmalıdır. Top kendisine gelmeden ne yapacağını bilmek zorundadır. Arkadaşlarına servis yapmak, skora katkı vermek zorundadır. Sakın bana, “Dün akşam Abdülkadir, Bakasetas’a gol pasını veren oyuncu kardeşim.” demeyin. O kadarını da yapsın bir zahmet…

Abdullah Avcı, yanlışlarını tekrar ederek doğruyu bulmaya çalışıyor ki; bu eşyanın tabiatına tamamen ters bir olay. Tek hatası, Abdülkadir ile maçlara başlamak olsa, “bu da nazarlık olsun” diyeceğim… Ekim ayından bu yana, halen ideal bir on bir yok… Her maç farklı denemeler görüyoruz hocadan. Dün akşam Gaziantep maçında, Mendy stoper oynadı, Baniya yedek kulübesindeydi. Sakat olmayan Baniya niye oynamaz bilemiyorum. Rakip çok güçlüdür, farklı tipte oyuncuları vardır, taktik olarak denersin anlarım… Oysa karşılaştığın takım Gaziantep, Abdullah Hocam. Bakın, “rakip” bile demiyorum. Dün akşam, kalecileri gününde olmasaydı, ilk yarıda fark olurdu… Böylesi bir rakibe karşı farklı arayışlara ne gerek vardı anlayamadım doğrusu. Mutlaka bir şey yapmak istiyorsanız, Ömür’ü yanınıza alın da, beraber maç seyredin… Takım on kişi oynamaz en azından.

Adı Süper olan Ligimiz, üçüncülük ve sonrasını arıyor. İlk iki takım, at başı, yarılarak arayı açıyorlar. Bu yüzden Trabzonspor’un dün akşam galip gelmesi çok önemliydi. Hele ki, Beşiktaş ve Adana Demirspor

puan kaybetmişken alınan üç puan, lig sıralaması açısından hayati değer taşıyor. Trabzonspor yıl sonuna kadar puan kaybetmemeli ki, üçüncülük şansı olabilsin. Gaziantepspor’a gelince, haddim olmayarak, sormak istiyorum: Teknik Direktörünüz Sumidica ile çalışmak zorunda mısınız? Rumen hocanın takıma ne kazandırmasını bekliyorsunuz, bilemiyorum. Bu ülkede hiç mi teknik direktör kalmadı da takımı bu arkadaşa emanet ediyorsunuz? Hoş tabi para sizin… İstediğinize verirsiniz de Sumidica size bir şey veremez…