Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

'Türkiye zaten minarşist'!

Radikal fikirlere sahip samimi bir genç mi yoksa komiklik peşinde bir sosyal medya fenomeni mi?.. "Kalın sesli liberal çocuk" olarak tanınan Asrın Tok, son günlerde Twitter gündeminden düşmüyor! Asrın Tok'la kazandığı popülaritenin nedenlerini, LDP'den ayrılırken Cem Toker'le yaşadığı sert polemiği ve tabii siyasete dair hedeflerini konuştuk.


Birçoğumuz onu geçen yıl çektiği esprili videoyla tanıdı. Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank Yönetim Kurulu'na atanmasını protesto eden Liberal Demokrat Parti (LDP) üyesi Asrın Tok, bir arkadaşıyla bankanın önüne gidiyor ve sokak ortasında güreşiyordu! Ardından da "Liyakatimizi gösterdik!" diyor ve kırmızı mayosuyla iş başvurusu yapıyordu!
Video burada bitmişti ama Asrın Tok'la sanal âlemin samimiyeti asıl şimdi başlayacaktı. Youtube'da siyasi görüşlerini paylaşan Tok, radikal fikirlerinden çok fiziksel bir özelliğiyle herkesi şoke ediyordu! Sahiden, böyle "bebek yüzlü" birinden öyle "kalın" bir ses nasıl çıkıyordu?!
Kimileri "Dublaj!" diyor ve duyduğuna inanamıyor, kimileri de bu davudi sesten komik paylaşımlar üreterek Twitter'a yayıyordu! Derken LDP'nin "cinsiyetçi" bir "tweet"ini eleştiren Asrın Tok, özgürlükçü Cem Toker'den bile tepki görecek ve partisinden ayrılacaktı. Bu süreçte sosyal medya üzerinden yaşanan sert polemiklerin onu "Twitter ünlüsü" yapması kaçınılmazdı. 
Şimdilerde 13 bin takipçiye ulaşan Asrın Tok'la, yakaladığı popülaritenin nedenlerini ve siyasi hedeflerini konuştuk. Ve belirtmekte fayda var. Telefon görüşmesi başlar başlamaz sesinin "dublaj" olmadığını bizzat duyduk!

'KARİKATÜR BİR TİPİM'

- Sizce sesiniz bu kadar "tok" olmasa yine bu kadar popüler olur muydunuz?

Hayır, bu kadar olmazdım. Daha küçük çaplı, belki kendi düşüncelerime uygun bir kitleye hitap ederdim. Ses ve görüntü uyuşmazlığı, karikatür bir tip olmam ilgi çekti.

- Bu durum mesela çocukluğunuzda sorun oldu mu?

Kendimi bildim bileli sesim böyleydi. Dolmuşta "Müsait bir yerde..." demeden önce herkes dönüp bakacak diye beş kez düşünürdüm! Şimdi de "Bu ses sayesinde ne kadar çok kız arkadaşın olmuştur!" diyenler var. Ama yüz insan "Sesin çok güzel" diyorsa bunların 99'u erkek. Sırf sesim nedeniyle bir kız arkadaşım oldu mu, bilmiyorum. Olduysa da üzülürüm!

- Bir lakabınız var mıydı?

Soyadım "Tok" zaten, lakabım doğarken takılmış!

- LDP'den ihraç mı edildiniz, kendiniz mi ayrıldınız?

Disipline verildiğimi öğrenince istifa ettim.

- Parti yönetimiyle tartışmanızda eski genel başkan Cem Toker de sizin karşınızda yer aldı. Ne hissediyorsunuz?

Saygı duyduğumuz bir insandı. Hayatının büyük kısmını liberalizme vermiş, bu görüşü anlatıp öğretmiş birisiydi. Son dönemde yaptıklarını gereksiz bulduğum için sinirleniyorum. Şahsi bir sinirden ziyade, savunduğumuz değerlere zarar verdi. Başta tartışmalar ve kavgalar olur. Ama hiç değilse partiden ayrıldığımda başarılar dileseydi... Bizler LDP'ye dileyip ayrıldık çünkü...

- Twitter'da Cem Toker'i takibi bırakmışsınız.

Hayır, o beni engelledi! (Gülüyor) Ben de "20 yaşında olan benim" diye bunu paylaştım.

- Ayrıca size "sorumsuz" dedi.

LDP tarihinde yeni atanmış bir ilçe başkanı olarak böyle kaliteli iş yapana denk gelinmemiştir. Bornova Belediyesi'ndeki (CHP) harcamaları liberal bakış açısıyla kitapçık haline getirdim. Beş düğün salonu, 28 lojmanları var! Ki 20 gün olmuştu atanalı... Başarılı bir çalışma  yürüttüm. "Sorumsuz" denmesi bir iftira...

- Attığınız "tweet"ten dolayı pişman mısınız?

Zerre pişman değilim. Eleştirime parti içerisinde dönüş bile alamadım. Vicdanen rahatsız hissettim ve o "tweet"i yazdım.

- Güreş eylemini kendiniz mi planladınız?

Bütün eylemleri parti teşkilatı olarak gerçekleştirdik.

- Sonrasında başınıza bir iş geldi mi?

Yok gelmedi! (Gülüyor) Ülkede hukuk kalmadığı için bana bir şey yapsalar mağdur olacağım. Sesim çıkacak. Buna değer mi diye bakıyorlar. İyi kötü hitap ettiğim bir kitle var. Tepkiye değmeyeceği için bir şey yapmıyorlar.

- İyi de Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'a yönelik tepkilerden bile çekinmiyor iktidar...

Kampanyalar var onlar için ama bu iktidara yarıyor. Demirtaş hukuksuz olarak içeride olsa da "Apo'nun heykelini dikecek!" deniyor ve bundan yararlanılıyor. Kavala mevzusunu zaten kimse anlamış değil. Onlar istisnalar açıkçası...

- Ve şimdi "Biz Özgürüz" hareketini başlattınız. Partileşecek misiniz?

400 aktif insanız. Tabii, en nihayetinde bir parti olacak. Amacımız hem özgürlükçü hareketin çatısı olması, arka planda da tüzük-program alanı sağlaması...

- Henüz 21 yaşındasınız. Siyaset sıkıcı bir iş değil mi?

Siyaset zaten sıkıcı! Ama içten içe belli ki eğleniyoruz. Mesela bir şirkete stajyer olarak gireceğimiz yaşta birileri bana "başkanım" diyor. Ayrıca Türkiye o kadar berbat durumda ki insan mesuliyet hissediyor. Torunum ileride "Bu ülke ne halde?" diye sorarsa ona cevap verebilmem gerekiyor.

- Hedefiniz ne peki, mesela ülkeye başkan olmak mı?

Siyasetteki hedefim bir nebze de olsa yenilikçi, ilerici fikirlerin ülkemizde yayılmasını hızlandırmak. Onun dışında bir hedefim yok. Benden ülkeye başkan olmaz.

- Devleti son derece küçültme yanlısı, yani "minarşist"siniz. Sizce Türkiye "minarşizm"e hazır mı?!

(Gülüyor) Türkiye zaten minarşist ama farkında değil! Türkiye devletçi bir ülke değil mi? Minarşizm ne der? Devlet temel görevlerini iyi yapsın. Türk halkının polise olan güveni mesela... Evine hırsız girse "Polisi arasam ne olacak" deniyor. Mahkemelerden yıllarca bir şey çıkmıyor. Bu devlete güçlü mü diyeceksiniz? Devletçi insanlar minarşiyi sever aslında çünkü minarşi, devletin asli görevlerini hızlı yapmasını sağlar.

- Youtube'da bireysel silahlanma ve uyuşturucunun serbest olmasını savunuyorsunuz.

Türkiye'de bunlar bir anda olsun demedim! Teoride tartışıyorum. Bu gerçekleşecekse bir devlet olması lazım ortada... Hukuku ve güvenliği sağlaması lazım ki o noktaya gelinebilsin.

- Özgürlükler anlamında, en beğendiğiniz devlet hangisi?

ABD'den çok Hollanda'yı kendime yakın buluyorum çünkü sosyal özgürlükleri bana daha çok hitap ediyor. Hem biz ABD'den çok Avrupa kültürüne yakınız.

- Hiç o ülkelerde bulundunuz mu?

Yerinde yaşamayı tabii isterdim. Ama sadece vizesiz gidilebilen Balkanlar'ı ve Ukrayna'yı gezebildim. 

- Yaşıtlarınız gibi, sizin de "Türkiye'den kaçma" hayaliniz var mı?

Kovulana kadar gitmem! Kovulmak için de elimden geleni yapıyorum! Baktım, hiç çıkar yol yok ki zor, o zaman kaçarım. Şu an çıkar yol görüyorum. Bir hareket başlattık. Tüm dünya giderek liberalleşiyor. Bir yerde sıkıntı çekilse de kimse engelleyemiyor. Mutluluk ve refah istiyoruz. Bunu sağlayabilmeniz için ister istemez liberalleşmeniz lazım.

- Bu manada 10 yıl sonra nasıl bir Türkiye görüyorsunuz?

On sene önce 10 yaşındaydım, söyleyeceklerim ne kadar doğru olur bilmiyorum ama iyi görmüyorum. Çünkü şu anda iktidar her şeyi yapabilir. Yürütme de yargı da elinde... Yanlış bir iş yapıp gidecek olsalar bile nasıl gidecekleri muamma...

- Kendinizi "Z kuşağı"na ait hissediyor musunuz?

Resmî olarak öyleyim. Ama kendimi 65 hissediyorum! (Gülüyor)

- Twitter'da siyasiler ciddi, ünlüler komik olmaya çalışır. Siz her ikisini de yapıyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?

Ben neysem oyum. Genç bir insanım, diğer gençler nasıl eğleniyorsa ben de öyle yapıyorum. Benim de bir mizah anlayışım var. Siyasi görüşlerim de açık. Popülizmin inanılmaz karşısındayım.

- En son istek üzerine Twitter'da "Drama Köprüsü"nü bile söylediniz! Çok da espri konusu oldu. Ama takipçi sayınız da giderek artıyor. Popülariteyi iyi yönettiğinizi söyleyebilir miyiz?

Türkü isteği 15 bin beğeni almıştı, üzerimde baskı hissettim! Sanatçı değilim sonuçta, az çok gitar çalarım. Ama eğlenceli oldu. İçimde bu var. Siyasetle de ilgili biriyim. Neysem Twitter'a onu yansıtıyorum. Reyting kaygım olmuyor çünkü insanlar beni sevecekse ben olduğum için sevecek. Oturup Twitter'da nasıl daha fazla takipçi kazanırım diye düşünmüyorum. O manada "siyasetçi" olmak istemiyorum! Uyuşturucu legal olsun der mi "aklı başında" bir siyasetçi?! Umurumda değil benim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi