Unuttuk! unutacağız! Ama asla unutmayacağız!

Unuttuk! unutacağız! Ama asla unutmayacağız!
Ne yıldı ama.. Üzücü ve zorlu bir yılı geride bıraktık. Yıla çok acı bir başlangıç yaptık. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,5 büyüklüğünde iki deprem oldu. 11 ilimizi etkileyen bu depremde 50 binden fazla insanımızı...

Ne yıldı ama.. Üzücü ve zorlu bir yılı geride bıraktık. Yıla çok acı bir başlangıç yaptık. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,5 büyüklüğünde iki deprem oldu. 11 ilimizi etkileyen bu depremde 50 binden fazla insanımızı yitirdik. Kaybedilen canların yanında elbette konusu olamaz ama mal da canın yongası ya, başlandı hesaplara kitaplara.

Bölge, ülke ekonomisinin yüzde 9.3‘ünü oluşturuyordu ve yapılan 250 milyar dolarlık ihracatın yüzde 8’i bu bölgeden yapılıyordu. Haliyle çok önemli bir açık oluştu. Vergi gelirlerinin ise yaklaşık yüzde 5’ini karşılıyordu. Buradan doğan açığın milli gelirin yüzde 5’i kadar (45 milyar dolar) büyüklüğünde olduğu hesaplanmıştı. Bölge tarımsal üretiminin yüzde 15’ine sahipti. Bu da hani şu kendi kendine yetebilen
yedi ülkeden biri olduğumuzun öğretildiği ama angusları bile ithal ettiğimiz ülkemizde çok önemli bir darbe idi.

Depremin ardından Pazartesi-Salı günleri açık olan borsamız ise Çarşamba günü saat 11 civarı ani bir kararla, işlemler devam ederken, bir hafta süreyle kapatıldı. Süreç son derece plansız, programsız yönetildi. Yatırımcılar açısından önemli mağduriyetler oluştu. O günlerde herkes çok doğal olarak diken üstünde günler, geceler geçirdi. Uzmanlar haritalar üzerinde güvenli olan, güvenli olmayan bölgeleri işaretledi. Yatakların başlarına deprem çantaları hazırlandı. Kentsel dönüşüm üzerine programlar yapıldı.
Bilen, bilmeyen anlattı.
Sonra ne mi oldu?

UNUTTUK!

Mayıs ayı sonuna kadar bir yandan depremin yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan siyasetin gerginliği daha da omuzlarımıza bindi. Ayrıştık, kutuplaştık. En bir, en beraber olmamız gereken zamanda seçim meydanlarının ateşine kapıldık. İki turlu bir seçim atlattık ve 28 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı yeniden Recep Tayyip Erdoğan oldu.

Ekonomi yönetiminde önemli değişiklikler yapıldı. Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanması hiç de sürpriz olmadı. Piyasalar açısından asıl sürpriz TCMB Başkanlığı görevine, kariyerine Amerika’da devam eden Hafize Gaye Erkan getirildi. Takvim yapraklarında 9 Haziran yazıyordu. Hızla faiz artışları yapıldı. Bir normalleşme sürecine girildi. Yabancı yatırımcı nezdinde kaybedilen güvenin yeniden tesisi hareketi idi. Zaten hastalık belli, reçete belliydi. Eczanede ilaç yoktu. İlaç gelince hasta toparlanmaya başladı. Peki hastanın tansiyonu neden bu kadar oynadı. Yıl 2021’di. 18 Mart’ta yapılan toplantıda faiz yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltildi diye Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal bir gece ansızın görevden alındı.

Bugün faiz yüzde 42.50 muhtemelen Ocak ayı PPK toplantısında yüzde 45’e yükseltilecek.

Sonra ne mi oldu?

UNUTTUK!

Ekonomik anlamda etkilendiğimiz, uluslararası siyaset açısından önemli bir denge kurmamız gereken Rusya - Ukrayna savaşında gelinen son nokta nedir desem çoğunuz “Savaşın hâlâ sürüp sürmediğine ilişkin bilmiyorum” diye cevap verir. Oysa ne hararetli açıklamalar, tartışmalar yapılmıştı. Türkiye o süreçte önemli bir denge unsuru da oldu. Ama savaş tüm hızıyla devam ediyor. Hâlâ siviller ölüyor, hâlâ çocuklar katlediliyor. Kimliklerinde ne Rus yazması önemli ne Ukraynalı. Sonra ne mi oldu?

UNUTTUK!

7 Ekim’de Hamas ve İsrail arasında savaş başladı. Konserler bombalandı. Hastanelere füze atıldı. Binlerce masum insan hayatını kaybetti. İsrail savaşa girdiğinden bugüne borsa endeksi yüzde 10.99 kaybetti. Filistin Borsası yüzde 10.25 geriledi. Savaşın tarafı olmayan bizim borsa endeksimiz ise yüzde 11.75 kadar geri çekildi. (Her üç endeks için de savaş öncesi kapanış verileri ile yılsonu kapanış verilerini kullandım.)

Sonra ne mi olacak?

UNUTACAĞIZ!

Yılın son günlerinde “Süper Kupa” Suudi Arabistan’da oynanacaktı. Gerçi toplumun neredeyse tamamı Cumhuriyet’imizin 100. yılında kendi ülkemizde oynanması taraftarıydı. Futbol Federasyonu’nun anlamsız ısrarı üzerine Cumhuriyetimizin 100. yılında iki güzide kulübümüz maç için Suudi Arabistan’a gitti. Maça saatler kala “İstiklal Marşı’mızın okunması, dünyada bunca savaş varken Büyük Önderimiz Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünün yazılı olduğu barış çağrısı pankartın açılmasına izin verilmemesi ile büyük bir kaos ortaya çıktı. Milli değerlerimizin, bayrağımızın, Atatürk’ümüzün, İstiklal Marşı’mızın tartışma konusu yapılamayacağını söyleyen Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerimiz maça çıkmama kararı aldı. Yanlış hesap Riyad’dan döndü. Sonra ne mi oldu? Tüm dünya basını Atatürk’ün çocuklarının Türkiye Cumhuriyeti’nin hassasiyetlerini
UNUTMADIĞINI yazdı!
UNUTMAYACAĞIZ!

Yeni yılın ilk yazısında biraz muhasebe yapalım istedim. Sevgili okurlar hepimize sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış dolu bir yıl diliyorum.