UTANMA YOK UTANMA

UTANMA YOK UTANMA
Deprem olur memlekette, daha Kandilli ölçeğini bildirmeden, Kızılay’ın Reis’i vatandaşa IBAN numarası gönderir.Yardım getirmesini beklersiniz, o sizden hızlı davranır, yardımı önce o ister.Bayram olur, seyran olur. “Harçlıklarını,...

Deprem olur memlekette, daha Kandilli ölçeğini bildirmeden, Kızılay’ın Reis’i vatandaşa IBAN numarası gönderir.
Yardım getirmesini beklersiniz, o sizden hızlı davranır, yardımı önce o ister.
Bayram olur, seyran olur. “Harçlıklarını, mutluluklarını paylaş” der. Paylaşırsın.
Misal son Kurban Bayramı. Der ki, “Ey Müslüman biz senin yerine keselim kurbanı, etini kavurma yapalım, onu da konserve kutularına koyalım, ihtiyacı olanlarla, mazlum milletlerle paylaşalım.” İnanırsın.
Kızılay ile ilgili her türlü bilgiye ulaşmak için internet sitesi var. kizilay.org.tr adresi. 17 Temmuz’da bu siteye haber-duyuru karışımı bir metin girilmiş.
Özünde bizim kurbanlara talipler. Direkt söylemiyorlar, kurbanı nasıl süsleyecekler, kavurmayı nasıl yapacaklar sonra nasıl paketleyecekler onu anlatıyorlar. Bir bakalım. Başlık;
Genel Başkan Kınık Kızılay Kurban Konservesinin Serüvenini Anlattı
Daha kurban kesilmeden, kavrulup konserve olmadan bunun büyük bir ‘serüven’ olacağını bilen arkadaşımı yürekten tebrik ederim. ‘Efsane’ deseymiş tam olacakmış ama serüven de güzel, heyecanlı.
Nasılmış serüven?
“Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Türk Kızılay’ının kurban modelinin, bereketi yıl boyu yaşatan ve yaygınlaştıran bir model olduğunu kaydetti. Kınık, kesilen ve nefaseti 1,5 yıl kaybolmayan kurban konservelerinin şubelere dağıtıldıktan sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını belirtti.”
Nefaseti 1,5 yıl kaybolmuyor.
Tabii, nefaset dediği, kıymeti, lezzeti yani. Tabii kaybolmuyor, o kadar bile beklemiyor, anında ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Kim mi ihtiyaç sahipleri?
Bu konserve kutularındaki kavurmaların iktidara mensup bir milletvekillinin kardeşinin otelinde olduğu ortaya çıktı. Vekil, iddialara ‘asaleti’ gereği cevap vermediğini söyledi, falan filan, umurum da değil.
İhtiyaç sahibi bir insana ulaştırılacak konserve kutusu büyüklüğündeki kavurmaya göz diken, buna tenezzül eden ne diyecek, Allah bir mi, dünya yuvarlak mı?
Benim diyeceğim Sayın Kızılay’a? Peki sizde hiç utanma yok mu? Yoksullara kurbanda et dağıtacağım diye ortak olduğunuz ibadetlerin, mazlum milletlerle paylaşacağız dediğiniz kavurmaları otel mutfaklarında dağıtmanızın hesabı divanınıza kalsın. Yazıklar olsun.
ÖĞRETMENE MAAŞ ÇOK
“Eğitimin ta içinden geliyor, Milli Eğitim Bakanlığı için bu iktidarın en doğru seçimi, sistemi, öğretmeni, öğrenciyi, pedagojiyi çok biliyor” denilmişti, göreve getirildiğinde.
Sağcısı solcusu, dincisi, dinsizi, liberali, asosyali ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı topluca tebrik etti. “Milli Eğitim’in başına şu dönem Ziya Selçuk’tan daha iyi isim olamaz” denildi.
Bu memlekette iyiler üç vakit yaşar. Ziya Selçuk üç dönem bile yaşayamadı şahsıma göre. Niye mi?
Şöyle bir açıklama var;
"Eğitimde asıl yük öğretmenin maaşıyla ilgilidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz. Neye göre; personel maaşına göre… Bu tüm okullar için böyledir. Yani asıl yük, kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır.”
Büyük umutlarla maarifin başına getirilen sayın Milli Eğitim Bakanı, kendi alanını bırakmış, bir tarafıyla Hazine Bakanı diğer tarafıyla İmar Bakanlığı adına konuşmuş sanki.
Tebrik ederim. Hatta o işlerden daha iyi anlıyor sanki.
Memleket olarak ‘uçuşa’ geçtiğimiz şu günlerde öğretmen maaşları standardında dünyanın neresinde olduğumuzu sanırım kendisi bizden daha iyi biliyor ama sözlerinde başka bir hikmet olmalı anlayamadığımız.
Kısa süre içinde anladık. Kendisi de özel okul sahiplerinden biri olan Sayın Bakan, öğretmen maaşlarının yüksekliğinden dem vururken, konuşmanın gecesinde, saray, özel okullardaki KDV oranını yüzde 8’den 1’e indirdi. Öğretmene, öğrenciye, veliye değil patrona destekti yine vergi indirimi. Öğretmen, öğrenci, veli parayı ne yapacak Allasen?
Destek verelim, öğretmenlik müessesesi kaldırılsın, Atatürk zaten bu müesseseyi ziyadesiyle önemserdi. Okullar kapatılsın, yıkılsın, arazileri kıymetlendi, iştahı kabaran çok. Dolar oldu, kupon oldu. Öğrenciliğe gerek var mı, burstu, yurttu masrafa gerek yok. Kaldırın gitsin. Al sana yeni kaynak.
Ha gayret ha gayret.