Lütfü Türkkan: Türkiye’de ikinci bir İsrail kurmaya çalışıyorlar

Lütfü Türkkan: Türkiye’de ikinci bir İsrail kurmaya çalışıyorlar
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, “Katar Emiri’nin aklına bu sefer Trabzonspor düşmüş, Trabzonspor’u 665 milyon euroya satın almak istediği iddia ediliyor. Ancak bu iddia, bugüne kadar Trabzonspor tarafından da...

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, “Katar Emiri’nin aklına bu sefer Trabzonspor düşmüş, Trabzonspor’u 665 milyon euroya satın almak istediği iddia ediliyor. Ancak bu iddia, bugüne kadar Trabzonspor tarafından da yalanlanmadı. Peki, Trabzonspor için normalde 95 milyon euro değer biçen Katar Emiri, bunun 7 katı civarında bir ödeme yapmayı neden istiyor? Cevap basit. Arap sermayesi, kendilerine Doğu Karadeniz’de ikinci bir İsrail kuruyor. Kendilerine yeni bir dünya yaratıyorlar” dedi.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad'ın, Trabzonspor'u satın almak için değerinin 7 katını teklif ettiği iddiası gündeme gelmişti. İYİ Partili Lütfü Türkkan, "Türkiye’de ikinci bir İsrail kurmaya çalışıyorlar" notuyla Twitter hesabından konuya ilişkin bir video yayınladı. Türkkan, şu açıklamaları yaptı:

“Arap sermayesi, kendilerine Doğu Karadeniz’de ikinci bir İsrail kuruyor”

“Bugün size, Türkiye’yi nasıl peşkeş çektiklerini anlatacağım. Türkiye’yi derken Türkiye’nin vatan topraklarını nasıl peşkeş çektiklerini anlatacağım. Bu sefer vesile kılınan Trabzonspor. Katar Emiri’nin aklına bu sefer Trabzonspor düşmüş, Trabzonspor’u 665 milyon euroya satın almak istediği iddia ediliyor. Ancak bu iddia, bugüne kadar Trabzonspor tarafından da yalanlanmadı. Peki, Trabzonspor için normalde 95 milyon euro değer biçen Katar Emiri, bunun 7 katını, yani 665 milyon lira, civarında bir ödeme yapmayı neden istiyor? Cevap basit. Arap sermayesi, kendilerine Doğu Karadeniz’de ikinci bir İsrail kuruyor. Kendilerine yeni bir dünya yaratıyorlar. İkinci bir İsrail sözüm birilerini rahatsız edebilir. Ama hatırlatmak istiyorum, İsrail’de böyle kurulmuştu. Parça parça topraklarını ederinin üzerinde satan Araplar da rahatsız olmamıştı ilk başta. Aynı bizde olduğu gibi. Ama şimdi dedelerinden kalan topraklarda mülteci durumuna düştüler. Vatanlarını kaybettiler.

“Arı sende olduğu sürece balı istersen Bağdat’tan getirirsin ama mülkiyeti verirsen, önüne geçemeyeceğiniz sonuçlar çıkar”

O zamanlar Filistin'de en verimli araziler 20 küsür Arap simsar eliyle alınmıştı. Kimse toprağını doğrudan Yahudilere satmamıştı. Ama o satın alanların arkasında olan bir gün o toprakların sahiplerini kovdular, kendileri yerleştiler. Trabzon başta olmak üzere Türkiye’nin kuzeyinde Körfez sermayesi olarak görülen Arapların akın akın gelmesi doğa sevgisiyle açıklanabilecek bir durum değil. Bunu önce bir aklınıza yazın. Ekonomi bozulur, yine düzeltirsin. Arı sende olduğu sürece balı istersen Bağdat’tan getirtirsin. Toprak sendedir, mülkiyeti vatanın öz evlatlarındadır, sorun değil.  Ama o mülkiyeti verirsen, önüne geçemeyeceğiniz sonuçlar çıkar ortaya. Hele ki iklim değişikliğiyle Körfez ülkeleri kendilerine yatırım adı altında yeni ülkeler ararken sonuçları varın, siz düşünün. Kendilerine yeni bir ülke yaratıyorlar. Silahla değil, bu kez parayla geliyorlar.

“Türkiye’ye teknoloji, üretim, bilgi ve tecrübe getirmeyen tüm yabancı yatırımları filtreleyen hukuki düzenlemeleri hayata geçirmek zorundayız”

Bir Allah’ın kulu da çıkıp ‘Bu ülke pazar tezgâhı değildir, bedeli kanla ödenmiştir, tapusu şehitlerle alınmıştır. Öyle bir vatan toprağındasınız sizler’ demiyor, diyemiyorlar. Merhum Süleyman Demirel’in bir lafı vardı: ‘Enflasyon ahlakı bozar, devleti bozar’ demişti. Ev kiralarından, araba stokçuluğuna varıncaya kadar siz düşünün bu lafın derin anlamını. Üç-beş kat daha fazla kazanmak için vatan toprakları, şirketleri, hatta spor kulüpleri dahil böyle peş peşe satan çok olduktan sonra satın alınmayı bekliyor. Bu gidiş, bu satın almalar ülkemiz adına hiç hayra alamet değil.  O yüzden ülkemizin geleceği adına, Türkiye’ye teknoloji, üretim, bilgi ve tecrübe getirmeyen tüm yabancı yatırımları düzenleyen ve filtreleyen hukuki düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmek zorundayız.”