Yeşil Altın: Fındık - 2

Fındık üzerine yazdığım ilk yazımdan sonra, değerli okuyuculardan mesaj üzerine mesaj aldım. Sorunun sadece fındık için geçerli olmadığını, çam fıstığından bademe kadar benzer bütün ürünlerde aynı pahalılığın yaşandığını söylüyorlardı. Bu yazımda bu pahalılığın nedenlerine değinmek istiyorum.
*
Fındık fiyatını ihracat belirler. Ülkemizde Türk Lirası’nın değeri düştükçe, yabancı alıcılar büyük tonajlı fındık alımları yaparak ürünü daha ucuza mal ederler. Bu durum ülkemizde ki satışları artırır. Bu da ülkemizde bu işle ilgilenen şirketlerin cirosunu artırır. Bütün bunların sonucunda bu kadar satış iç piyasaya fiyat artışı olarak yansır.
*
Bu gerçeğe rağmen yine de her sene bu artış gerçekleşmiyor. Bazen TMO devreye girerek alım yapıyor. Yine de yerel satıcıların istediği kadar artış yaşanmıyor. Bu durum kimin işine geliyor peki? Yabancı firmaların. Bunlardan birinin kendi internet sitesinden aldığım tanıtımını paylaşmak istiyorum: “Ferrero Türkiye, Ferrero Grup’un bir parçası olarak 1999 yılında, grubun önde gelen markalarını Türk tüketicisiyle buluşturmak amacıyla kuruldu. Türk fındığının en önemli alıcılarından biri olarak Türkiye yatırımına hız veren Ferrero, 2013 yılında Manisa fabrikasını açarak, fabrikayı grubun en önemli üretim tesislerinden biri haline getirdi. 2014 yılında Oltan Gıda’yı satın alarak Ferrero Fındık’ı kurdu. Böylece Türk fındığının işlenmesi, mamül ve yarı mamül hale getirilmesinde de önemli bir rol üstlendi.”
*
Buraya kadar sorun yokmuş gibi görünüyor. Özelleştirme, rekabet ülkemizin yıllardır tercihi olan ekonomik düzeninin parçaları. Ancak tercih edilen bu ekonomik düzen farklı sebeplerle yabancı şirketlerin kollanmasına, yerel üreticilerin ve satıcıların dışlanmasına neden olunca tekerler raydan çıkıyor.
*
Bir örnekle anlatmaya çalışayım. Tarih 3 Kasım 2017. Reuters haber ajansı ve diğer bazı haber ajanslarında yer alan bir haberde, Ferrero şirketinin fındık alımlarında Türkiye’nin yerine geçebilecek yeni üreticiler aradığı bilgisi yer aldı. Haberde, Ferrero’nun "Kanada, Avustralya hatta Şili’de fındık üretimi projelerine destek verdiği" belirtildi. Aynı haberde, küresel fındık pazarının büyük kısmını elinde tutan Türkiye’nin ABD ile yaşadığı siyasi gerilim Ferrero, Nestle ve Kraft Heinz gibi büyük fındık alıcıları için kırılganlık yarattığı, Ferrero’nun kırılgan fiyatlar ve tedarik sıkıntılarının eşlik ettiği piyasada tek üreticiye bağımlılığı azaltmak istediği bilgilerine de yer verildi.
*
Bugün fındık fiyatının üreticilerin koşulları dikkate alınmaksızın belirlenmesi sonucu fındık üreticileri çok zor durumdadır. Üreticinin mağduriyetine yol açan bu fiyat belirleme yöntemi aracıların yüksek kar ve rant elde etmesine yol açmakta, daha da ötesi fındık tüketiciye çok pahalı fiyatla ulaşmaktadır. Ayrıca üretimin fazla olduğu yıllarda ürünü stoklayacak ve piyasaya sunacak bir kurumun olmayışı da ayrı bir sorun teşkil etmektedir.
*
Türkiye’nin birim alandan diğer üretici ülkelerden daha düşük verim elde etmesi, üretim maliyetlerini artırmakta, uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü azaltmaktadır. Verimde ortaya çıkan bu dalgalanma, fındık üretimi ile tüketimi arasında dengesizliğe ve fiyat istikrarsızlığına neden olmaktadır. Bu durum fındık üretiminde farklı ülkelerin ortaya çıkmasına ve üretimlerini artırma çabalarına yol açmaktadır.
*
Doğu Karadeniz’de, fındık bahçelerinin genelde yaşlı, ocakların ise sık dikili olmasından dolayı verim seviyesi, Batı Karadeniz illerine göre daha düşüktür.
*
2009 yılında belirlenen fındık dikim alanlarının dışında ruhsatsız alanlarda üretim yapan üreticilerden fındık bahçelerini sökerek alternatif ürüne yönelen üreticilere telafi edici ödeme yapılması için Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılmıştır. Ancak izleyen yıllarda üretimin beklenen seviyenin altında çıkması ve fındık fiyatlarının yüksek oluşu, bu teşvik uygulamasından istenilen sonucun alınamamasına neden olmuştur.
*
Üretim alanlarının genişlemesi, iklim koşullarının uygun olduğu yıllarda arz fazlasının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu sorunun giderilmesi için iç tüketimin ve ihracatın artırılması, yeni dış pazarlar bulunması yönünde çalışmalar yapılmışsa da bu çabalar üretimde meydana gelecek artışları karşılayacak boyutlara ulaşamamış, iç pazar ve ihracat fiyatları istikrara kavuşturulamamıştır.
*
Yarın yazımın son kısmında önerilerimi paylaşacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi