ATİNA’DA YÜREĞİMDE YEŞEREN UMUT ÇİÇEKLERİ

Atina’ya bahar gelmiş, Akropolis’in eteklerinde bahar ve kekik kokuları insanı anılara götürüyor. Atina’da çiçekler açmış, parlak güneş göz kamaştırıyor. O güzelim havada Akropolis Müzesini dolaşmak, tarihi güzellikler içindeki gezinti sonrası terastaki kafede Akropolis’in seyrinde kahve tadında söyleşmek ne yazık ki tarihten, sanattan uzak oldu. Bizdeki deprem, onlardaki tren kazasının acısı, hüznü, uzun sürecek yas söyleşimize damga vurdu.
Atina’ya çağrı aldığım bir sendikal kongreye katılmak için gittim. GSEE Yunan Konfederasyonu kongresi için başka ülkelerden gelen konuk sendikacılar ve bilim insanlarıyla açılış öncesi “Hayat Pahalılığı Krizi: Sendikaların Tepkilerini Değerlendiriyor” konulu panelde buluştuk. Paneli yöneten dostum kadın sendikacı Zoe Lanara Tzotze ile 22 Haziran 2010 yılında Vancouver kentinde 2. ITUC Dünya Kongresi’nde tanıştık.
İki komşu ülkenin kadın sesleri olarak Yunan delegesi Zoe, ortak barış bildirgesini İngilizce okudu. Ben de ülkelerimizdeki bu anlamsız ve aşırı silahlanma harcamalarına bir son vermek adına Türk ve Yunan sendikalarına ait ortak girişimin içinde bulunduğumuz zor dönemde yaşamsal önem taşıdığına inandığımızı söyledim. O gün, o dünya kongresinde, her ülkeden gelen delegeler “Zi tou irini! Yaşasın barış! Long live peace!” diye haykırdık!
Aradan onca yıl geçtikten sonra buluştuğum okyanus gözlü dostum Zoi bilgisiyle, birikimiyle, beş yabancı diliyle, Akdeniz kadını sempatikliğiyle müthiş bir panel yönetti. Panelin açışında GSEE Yunan Konfederasyonu Başkanı Yannis Panagopoulos, konuşmasında: Türk- Yunan dostluğu, sendika dayanışması ve deprem konularına değindi. Türkiyeli depremzedelere dayanışma göstereceklerinin altını çizdi. Yunanlı işçilerden, ülkeleri ve hakları için savaşan Ukraynalı işçilere tam dayanışma diye konuşmasını sürdürdü.
Başkan Yannis; “Çalışanların diplomasisi barıştır. İmparatorluk devirleri tarihte kaldı. Refahı, halkların zenginliğini emekçiler yaratır. Barışı da barış kültürünü de onlar gözbebekleri gibi koruyacaktır. Ege barış denizi olsun! Biz sendikalar bunu söyler, bunu destekleriz.”
Panel bitimi GSEE kongresine katıldık. Kongreye büyük bir emek ve özenle hazırlanmışlar. Bir kadın sendikacı yaklaşık sekiz ay Yunanistan’ın ünlü ressamlarının emek dünyasına yönelik tablolarının orijinallerinden bir albüm hazırlayıp konuk sendikacılara ve delegelere armağan ettiler. Ayrıca kongre salonuna orijinal tablolarının seyrinde girdik. Konfederasyon başkanı Yannis Panagopoulos’un konuşmasından sonra Yunanistan’ın ünlü iki ses sanatçısı Lakis Chalkias ve Sofia Papazoglou, kongreyi sunan kadının okuduğu tarihi bilgiler ve barkovizyonda akan fotoğraflar eşliğinde müziğin gücü kullanılarak koca bir ülke tarihi ağıtlar, ezgiler, şarkılarla anlatıldı.
Sanatın gücünden yararlanılarak yapılan sunum ve müzik tüylerimizi diken diken etti. Şair Bertolt Brecht’in sanat adlı şirindeki dizeleri anımsadım:
“Karanlık dönemlerde peki,
Şarkı da söylenecek mi?
-Elbette şarkılar da söylenecek
Belgeleyen karanlık dönemleri…”
İlk akşam bir yemekte buluştuğumuz Başkan Yannis Panagopoulos yemeğe şair arkadaşı Kostas’la geldi. Kostas onların Âşık Veysel’i. Bize şiirlerini Zoi Lanara çevirdi. TOLEYİS Sendikası Başkanı Cemail Bakındı ve eşi Hafize Hanım ile katıldığımız yemekte depremi konuşurken; Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen kurtarma ekipleri için başkana teşekkür ettik.
Başkan Yannis, kongrede bize sürpriz yaparak Adıyaman’a kurtarma ekibi olarak giden Çimento Sendikası Başkan Vekili Nikolaos Zygouris ile tanıştırdı. Kurtardığı üç kız çocuğunun fotoğraflarını bize gösterdi. Bu kız çocuklarının fotoğraflarının özel arşivinde kalacağını, çocuk oldukları için paylaşmayacağını söyledi. Duygusal anlar yaşadık. Sendikacı Nikolaos, ülke insanımızın konukseverliğine teşekkür etmeyi de unutmadı.
TOLEYİS Başkanı Cemail Bakındı kongreye şöyle seslendi: “Yemeklerimiz aynı, düğünlerimiz aynı, şarkılarımız aynı, acılarımız aynı… İki örgüt arasındaki dostluğa vurgu yaparak sömürüye ve savaşa yol açan kapitalizmi mahkûm etmeliyiz. Eski Başbakan Yorgo Papandreou ile Dış İşleri Bakanımız İsmail Cem’in dostluğuna vurgu yaparak, Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Yurtta sulh, dünyada sulh, sözü bizim şiarımızdır,” diyerek kongreye başarılar diledi.
Ülkemizdeki sendikaların suskunluğuna çok üzülüyor, içim yanıyordu. Yıllar sonra katıldığım GSEE Kongresi’ndeki konuşmalar, gelecek projeleri, adaletsizliklerle mücadele etmek, uluslararası dayanışma adımları yüreğimdeki umut çiçeklerini yeşertti. Öyle bir yeşertti ki, ülkeme umutlarım artarak ayak bastım…
Benim için emek en yüce değerdir.
Bir emekçi için verilen mücadeleden,
Bir emekçinin
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesi için
Verilen kavgadan
Daha anlamlı, daha kutsal hiçbir şey yoktur.
Yaşasın Sendikal Birlik! Yaşasın Sendikal Dayanışma!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yaşar Seyman Arşivi