Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

"Bay Kemal ille de bu gece gitsin"

Seçimi kazananın değil kaybedenin daha çok konuşulduğu günlerden geçiliyor. 

Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı resmi sonuçlar memleketin bütün meselelerini çözmüş, kalan muhalefet sorununu da yurdumun münevverlerine havale etmiş gibi…

CHP’ye, Genel Başkanı’na, belediye reisine, mebusuna, belediye meclis üyesine, teşkilat başkanına kesmezse yardımcısına, danışmanlarına saldırmayı pek konforlu görenler muhalefet sorununu kısa sürede çözeceklerinden pek eminler.

Baştan söyleyeyim de darlanmasınlar. CHP de kazanamadı, Kılıçdaroğlu da… Seçim kaybedildi. 

CHP’yi barajın altında bırakanların, seçim zaferlerinden söz etmesine mi güleyim, o dönem bugünün münevverlerinin Deniz Baykal ile ilgili yaptıkları güzellemelere mi?

Hele de de meseleyi ‘CHP 6 oktan ayrıldı, oklarını tek tek başka yöne fırlattı’ diyenler var ya beni benden alıyor.

Oklar yerinde duruyor. 

Endişe etme. 

Sen yerini değiştirmiş olabilir misin? 

Hele “Gazetecilik yapıyorum” diyerek çoktan unuttuğun, eski dostlarla masalarda anılar olarak paylaştığın ilkelerini birdenbire hatırlamış gibi şen şakrak olman bundan mı sebep?

Soru sormak, sorgulamak elbette senin görevin, ödevin. Kendine gazeteci diyorsan bunu yapmak zorundasın, kimsenin de itirazı yok. Ama sen yanlamanın kurnazlığını seçiyorsun. Senin standardın yok, ilkelerinde bir yerlere sıkışmışlık var. Çifte standart bile diyemiyorum, o yüzden yineliyorum standartsızlığın var.

Hakaret etmeyi, konforlu saldırıyı, duymamayı tercih ediyorsun. Şerefli mağlubiyetler senin mahallende olmadığı için, yenen tarafın nasıl yendiğini merak bile etmiyor, “Bu yolda her şey mübah” denen sonucu olağanlaştırıyorsun.

Tercih etmediklerin belli, peki ya tercihlerin? 

“Kardeşim adam beş seneyi kazandı. Biz de çorbamızı düşünmeliyiz” ucuzluğuna düşüyorsun. 

Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimlerde başarısız olmuştur. Eleştirilmelidir, sert de eleştirilmelidir. Ama infaz edilmemelidir. 

Vurgulayayım “Adam gibi…” bir daha yazayım “Adam gibi” eleştiriye kimsenin itirazı yok. En başta Bay Kemal’in de yok. 

Değişim mi? 

‘Tamam’ demedi mi? 

‘Delege onun emrinde ama’ dediler… 

‘Hepsi baştan seçilsin öyle gidelim’ demedi mi? 

“Herkes eteğindeki taşı döksün” çağrısı yapmadı mı?

Bunları duymuyorsun. 

Sağır değilsin. 

Tıkalısın. 

Tıkanmışsın. 

Sabah akşam CHP’ye ve Genel Başkanı’na hakaret edeceğine, kazananı övsene. 

Ne olduğun tam ortaya çıkar, bundan da kaçınıyorsun.

Ama selamını alıyorlar. Fakat acı acı konuşuyorlar. “Bizimkilerden iyi çalışıyor ama güvenir miyiz ona son noktada. Asla” diyorlar. 

Geliyordur Çukurambar-Balgat hattındaki nargilecilerinden sana da sesleri. 

Umursama. 

Bu yolu yol edinmişsin, artık dönme. 

Onların adamları gibi olmak için kaç senedir harcadığın çabanın hiç mi kıymeti olmayacak diye endişelenme. 

Emek zayi olmaz. 

Neyse sana ayırdığım sürenin sonuna geldim. 

“Edep yahu” diyerek konuyu tamamlayayım.

CHP Lideri’nin, yaşadığı mağlubiyetin ardından, 9 ay sonraki mahalli idareler seçimlerini düşünerek, partinin bölünmeden, gereksiz tartışmalarla oyalanmadan yürümesi konusunda kendisine rota çizdiği anlaşılıyor.

Ekrem İmamoğlu, gerekirse seçim öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni AK Parti çoğunluğuna vermeye de razı olacak şekilde genel başkan olmak istiyor, yerel seçimlere genel başkan olarak girmek istiyor. 

O arada genel başkan olma hevesi öteden beri bilinen Özgür Özel, “Bizim de sözümüz var” diyor.

Diğer yancılara, gündeme gelmeye çalışanlara aldırmayın. Kemal Bey, “Değişime engel olmam” diyor, karşısındakiler çok sayın münevverlerin de gazıyla “İlle bu gece” diyor.

İktidar, zaferin sevincinden daha çok, ahalinin gündemi yerine bunların konuşulmasının coşkusunu yaşıyor.

Türkiye’nin gerçek gündemine dönmeden değişim diyenler kendilerini de daha ağır bir mağlubiyetin karşılayacağından habersiz savruluyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi