Kimse mutsuz değil

Fenerbahçe buruk da olsa, Beşiktaş’ı yendiği için keyfi yerinde. Beşiktaş ise bu senenin koşullarında fark bile yiyebileceği bir maçı, hem de 10 kişi kalmasına rağmen 2-1 kaybettiği için çok mutsuz değil. Çok daha kötüsünü bekleyen Beşiktaşlılar vardı.

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu yeni başkanını seçti; Şekip Mosturoğlu. Hayırlı olsun, kutlarız. Bu seçim iki açıdan önemli. Öncelikle Ali Koç’u tebrik etmek gerekiyor, bir aday çıkarmadığı ve adaylardan herhangi bir tanesi lehine hareket etmediği için. Böylece Fenerbahçe bir demokratik seçim daha gerçekleştirdi. İkinci önemli nokta ise Aziz Yıldırım’a en yakın isim Mosturoğlu’nun bu kadar büyük oy farkıyla seçilmiş olması. Sadettin Saran ‘ın adaylığına karşı “bu kulübü Saran’a bırakmam” diyen Aziz Yıldırım’ın Mosturoğlu ismi üzerinden YDK başkanlığını elde etmesi önümüzdeki dönem içinde şiddetli mücadelenin işareti. 3 Temmuz sürecinde Saran medya kuruluşlarında Fenerbahçe aleyhine yapılan yayınları kongre üyeleri unutmamış demek ki. Saran şimdi şampiyonluk vaat ediyor ama anlamadığı şu, derdimiz şampiyonluk olsaydı çoktan muktedirlere yanağımızdan makas verip, bu sistemin parçası olup o şampiyonluklara ulaşırdık. Bu kulüp, bu taraftar 3 Temmuz mücadelesini boşa vermedi. Saran bunu anlamamış görünüyor.

Beşiktaş maçına gelirsek; pek çok Fenerbahçeli için bu maç değerini çoktan yitirdi, sadece Beşiktaş’la oynamanın önemi vardı. Merak edilen taraftardaki motivasyon düşüklüğünün oyunculara ne kadar yansıdığıydı.

Tribünün de oyuncuların da motivasyonu yerindeydi. Maça Beşiktaş ceza sahasında başladı Fenerbahçe. Yirmi beşinci dakikaya kadar Fenerbahçe’nin 6 şutu vardı, Beşiktaş yarı sahasından çıkamamıştı bile. Fark gelecek gibi görünüyordu.

Maçın gidişatını iki şey değiştirdi. Sahanın en iyilerinden İsmail sakatlanınca, Kartal onun yerine Kruniç’i almak için defanstan da Becao’yu çıkarıp yerine üçüncü yerli olarak Çağlar’ı aldı. Oysa Kruniç’i değil Mert Hakan’ı alsa defansa dokunma ihtiyacı doğmayacaktı. İsmail-Becao ikilisinin çıkması Fenerin hücum devamlılığını azalttı, bütün yük Fred’e kaldı.

İkinci etken Beşiktaş’ın önce on kişi kalması ardından da 30. dakikada gol yemesi oldu. Beşiktaş geriye çekilip kapanınca Fener’in pozisyon zenginliği zayıfladı.

Maç 11-11 devam etse Fenerbahçe adına çok daha iyiydi… Beşiktaş’ın oyun boyunca sadece Muleka’nın attığı kafa şutu ve bir de Cenk’in “ben niye ilk 11’de değilim” dediği nefis golü var.

Sonuçta Fenerbahçe 38 puan, 50 küsur averaj önde olduğu Beşiktaş’ı yendi. Bu sezon tercihleri hayli tartışılan İsmail Kartal, bu maçta da Dzeko’yu yanına almıştı, Batshuayi’yle başladı. Bir türlü Dzeko- Batshuayi ikilisini birlikte sahaya süremiyor. Gerçekten önümüzdeki 5 maçı kazanmak istiyorsa bu ikiliye aynı anda sahada yer vermesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi