Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

BAYRAM GELMİŞ NEYİME!

Bayrama ulaştık; öncelikle herkese mutluluk getirmesini dilerim.

Bayram, bir kültür değeri olarak toplumun her ferdinin hayatında huzur, sevinç, hüzün ve dayanışma gibi insani duyguların yoğun yaşandığı ortak zamanlardır. Bir serin nefes, bir gülümseme ve bir sıcak kucaklaşma fırsatıdır. Yaşamak için verdiğimiz ve genellikle de kaybettiğimiz kavgaya verilen bir kısacık aradır, bayramlar…

Ülkemizin etrafında bugün veya geçmiş zamanlarda ülkemizde yaşanan acılardan, savaşlardan, çatışmalardan uzakta; göreceli olarak huzurlu bir yaşamımız bulunmaktadır, değerini bilelim. Dünden çok daha pahalı olsa da ekmeğimiz, suyumuz var, az olsa da yetmese de emekli maaşlarımız hesabımıza yatıyor, elektriğimiz yanıyor, yollar açık, güvenlik güçlerimiz ayakta; Allah Devleti’mize zeval vermesin, Milletimizin birliğini bozmasın…

Bayramlar, sahip olduklarımıza şükretmenin de hatırlatıcısıdır.

Ancak, Rahmetli Muzaffer Akgün veya Kazancı Bedih’in sesinden dinlediğimiz “bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” türküsündeki sosyal gerçekliği de unutmaya imkan yok!

Bayram sevinci yaşayabildik mi?

Sürekli artan hayat pahalılığı karşısında psikolojimiz bozuldu. 2021 Eylül ayında, “nass var nas” “faiz sebep enflasyon sonuç” efelenmesi ile faizlerin düşürülmesi sonucunda başlayan bir yıkım yaşıyoruz. Ekonominin bağımlı olduğu dolar kuru 8,82 TL’den 18 TL’ye, 7,25 TL olan motorin fiyatları 23 TL’ye kadar yükseldi. Hayatın her alanında üretim girdilerinde ve tüketimde her üründe fiyatlar buna bağlı olarak 3 katına, 5 katına kadar yükseldi. Üretimin temel girdileri olan doğal gaz, elektrik ve akaryakıta sürekli zam yapan hükümetin “Hayat pahalılığının farkındayız, halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” demesinin bir anlamı, değeri ve karşılığı var mı?
Enflasyonla mücadele için bulunan Kur Korumalı Mevduat Hesabı ile dolar kuru 15 TL civarında stabil hale getirildi ancak fiyat artışları yani enflasyon durmadı, gerçekte yüzde 100’ün üzerinde seyretmektedir; yakın zamanda duracak gibi de görülmüyor.

Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, “Bugüne kadar KKM hesaplarına yatan 591 milyar TL’nin, Hazine'ye yıllık yükünün 445 milyar lirayı bulacağını ve TCMB'nin kurun yükselmesini önlemek için döviz satışı yapmaya devam ettiğini swaplar hariç net rezervlerin eksi 44 milyar dolar seviyesinde olduğunu” ifade ediyor.

Satacak bir şey kalmadı. İktidar, topraklarımızı yabancılara arsa/emlak olarak pazarlanması için komisyonculara teşvik genelgesi çıkarıyor; egemenlik haklarımızı hatta onurumuzu ayaklar altına atıyor; Türkiye düşmanlıkları tescilli Suudi Arabistan’a ve BAE’ne Sayın Cumhurbaşkanı gitmek zorunda kalıyor. Maliye Bakanı, tefeci piyasalardan para toplamaya çalışıyor.

Bu sonucun sorumlusu AKP iktidarıdır!

20 yılını tamamlayan AKP iktidarının ulaştığı sonuç bir hezimettir.

2023 hedefleri artık hayal ötesidir; Türkiye’yi dünyanın ilk 10. ülkesi yapacaklardı, 20. sıranın altına düştük. Gayri Safi Milli Gelir 2 trilyon dolar olacaktı 800 bin dolara çakıldık. Fert başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacaktı 10 bin doların altında kaldı. Borç batağında boğuşan insanımızın yüzde 70’i, yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşar olmuş.

Bu sonuca başarı diyebilir miyiz?

AKP iktidarının başarma ihtimali var mı?

“Bir istila ve işgal hareketine” ve milli güvenlik sorununa dönüşen “düzensiz göç” meselesi özellikle de Suriyeli sığınmacılar konusu AKP iktidarının “Açık Kapı” politikası ve ensar/muhacir saplantısı ile oluşmuştur. Devletimizin kuruluş hukuku olan Lozan Barış Antlaşması’nın yerine SEVR’i dayatan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Emevi Camisi’nde Cuma namazı kılmak hayali başımıza ne dertler açtı gördünüz mü?

Kuruluşuna 11. sırada katıldığımız Avrupa Konseyi’nden atılmak aşamasına geldik; yargı sistemimizin adaleti temin ettiğini ve bağımsız yargılama yaptığını söyleyebilmek mümkün mü?

Kısaca bayram sevinci yaşamamıza imkan var mı?

BENCE

Bayramı insanımıza zehir eden bu sonuçların sorumlusu AKP iktidarıdır. Devletin ve Milletin bu sonuçta bir kusuru bulunmamaktadır.

Kut’ül Amare Zaferinin 106 yıl dönümünü yaşadığımız günlerdeyiz; 29 Nisan 1916'da General Sir Charles V. F. Townshend komutasındaki 5 general, 481 subay ve 13 bin 300 erden oluşan İngiliz birliği 4 ay 23 gün süren Kut kuşatmasından sonra Osmanlı’ya teslim olmuş, Çanakkale’den sonra Bağdat da İngilizlere geçilmez edilmişti. Türk Milleti, tarih yazmış bir millettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İngiltere Devleti ve müttefiklerini iki yılda iki defa mağlup eden Osmanlı Türk Devleti’nin varisidir.

Bir sonuç olarak bugün, İngilizler safında bizi arkadan hançerleyen şerefsiz Şerif Hüseyin’in çocuklarının ayaklarına para için gidiliyorsa bu iş bitmiş demektir.

Bu onur kırıcı sonucu kabul etmek mümkün değildir.

Bayram gelmiş neyime kan damlar yüreğime…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi