Bir Tablonun Anlattıkları “Çocuğuyla Oynayan Anne”

Mary Cassatt‟ın İzlenimci etkiyi yansıttığı “Çocuğuyla Oynayan Anne” eserini incelediğimizde figürlerin giysilerinden mevsimin sonbahar, ilkbahar ya da yaz olduğu sonucuna varabiliriz. Tam olarak günün hangi zamanı olduğunu söylemek ise zordur; ancak öğleden sonra olma ihtimali kuvvetlidir. Ressamın bizi güneşin doğayı aydınlattığı ve çimenler üzerinde gezindiği bir arka plandan, bu sade betimlemede ön düzlemdeki iki figüre yönelttiğini görürüz. Çimenler üzerinde birbirlerine odaklanmış, sıradan bir günde, sıradan bir an içinde var olan bir anne ve çocuğu bulunmaktadır.

Anne sağda ve çimenler üzerinde oturur bir şekilde beyaz elbisesi, tül yeleği ve topuz saçlarıyla dönemin tipik bir kadın portresini yansıtmaktadır. Anne sol elini yanı başında oturan kısa dalgalı, sarı saçlı ve beyaz tülden uzun kollu elbisesiyle oturan çocuğuna uzatmıştır. Annenin avucunda Kuzey Amerika’ya özgü sarı çiçekli Frenk üzümü (Ribes odoratum) vardır. Aslında Cassatt‟ın bu eseriyle kendi çocukluğunun geçtiği topraklara göndermede bulunduğu düşünülebilir.
Öte yandan, Cassatt’ın bu eseri Meryem ve çocuk İsa ikonografisine bir gönderme olarak da yorumlanabilir. Burada annenin çocuğa uzattığı meyveler gibi; özellikle Rönesans Dönemi’nde ve sonrasında Meryem’i çocuk İsa’ya üzüm uzatırken ya da avuçlarında üzüm tutarken betimleyen çok sayıda resim vardır. Bu tasvirlerin ikonografisinde üzüm, Havarilerin Komünyonu’nda sunulan şarabı ve İsa’nın kanını sembolize eder.

Cassatt, pastel boyayı yoğun bir şekilde kullanarak Edgar Degas gibi resimler yapmıştır. Belli konuları (anne-çocuk ikilisi gibi) tekrarlaması, balerinler serisindeki gibi, belli temaları yineleyen Degas’dan da ilham almış olduğunu akla getirir. Degas bu konuda şöyle demiştir: “Aynı konuyu tekrar tekrar yapmak, on kez gereklidir, belki yüzlerce kez. Sanatta hiçbir şey şans değildir”.

Burada yer verilen “Çoçuğuyla Oynayan Anne” isimli resimde figürlerin üzerindeki beyaz renk Antik Çağ’dan itibaren yüklenen anlamıyla kutsallığı, huzuru, saflığı ve masumiyeti temsil etmektedir. Figürler duruşları, giysilerindeki beyaz rengin ağırlığı, gösterilişleriyle izleyiciye aslında Meryem ve çocuk İsa ikonografisini sunar gibidir.
Sahne açık bir alanda, doğal bir anlık görüntü yansıtması nedeniyle de Meryem ve çocuk İsa sahnelerini düşündürtmektedir. Cassatt’ın “Çoçuğuyla Oynayan Anne” resmi diğer anne ve çocuk resimleri ile karşılaştırıldığında ise figürlerde beyaz renk kullanımının yoğunluğu göze çarpmamaktadır. Cassatt’ın diğer resimlerinde figürler başta olmak üzere, tamamen koyu renklerle donatılmış bir atmosfer söz konusudur. Figürler, günlük hayatın içindeki sıradan görüntüleri oluşturmaktadır. “Çoçuğuyla Oynayan Anne” Meryem ve İsa ikonografisine gönderme yaparak çocukların geleceğin sembolü olduğunu, tüm insanlığın onların iyi yetişmesiyle, huzura ve mutluluğa ulaşacağını, kısacası varolabileceğini izleyiciye hatırlatır. Resim Meryem ve İsa figürünün sembolik modern bir dönüşümü olarak yorumlanabilir. Cassatt eski ustaların çalışmalarını kopyalamak için sık sık Avrupa’ya gitmiş orada eğitim almış, özellikle Rönesans Dönemi ressamlarının çalışmalarından çok etkilenerek, o çalışmaları yeniden yorumlamıştır. Rönesans ressamlarının da Meryem ve İsa figürlerini geniş çapta çalışmış olması, “Çocuğuyla Oynayan Anne” resminde Cassatt’ın eski ustalardan etkilenip yasadığı çağda Meryem ve çocuk İsa figürü resmini yapmak istemiş olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir.

Cassatt, aynı zamanda, kadının temel görevinin öncelikle ev ve çocuklar olduğunu resimlerinde anlatmaya çalışmış; fakat yaşadığı dönemin kadına yüklediği geleneksel rolleri kabul etmeyip, ressam olarak feminist yönünü ortaya koymuştur. Aslında hayatı boyunca hiç evlenmemiş olması; buna rağmen resimlerinde hep yaşadığı dönemin geleneksel konularını, başta annelik olgusu ve kadın imgesi olmak üzere, sık sık çalışmış olması çelişkilerle kuşatılmış bir kadın ressam olduğu gerçeğini akıllara getirmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi