Güney Kıbrıs basını: “Trump, Türkiye–Yunanistan–Kıbrıs düğümünü çözmeye mi hazırlanıyor?”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Politis gazetesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ve Ukrayna’dan sonra Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs sorununa odaklanabileceğini gündeme getirdi. Uzmanlar, olası “Trump Planı” için bölge aktörlerinin hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
GKRY’nin önde gelen “çözüm yanlısı” gazetelerinden Politis, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ve Ukrayna’dan sonra Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs sorununa odaklanabileceğini gündeme taşıdı.
Politis’in “Gazze ve Ukrayna’dan sonra Trump, Yunanistan–Türkiye–Kıbrıs düğümünü çözmeye mi hazırlanıyor” başlıklı haberinde, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın, Washington’un Yunanistan ve Türkiye’yi “yeni bir bölgesel düzen içinde birbirine bağlamak” istediği, “Kıbrıs’ın, bu düzenin merkezindeki kritik sorun olduğunu ifade ettiği” belirtildi.
Uzmanlar, ABD’nin bölgede artan ilgisinin olası etkilerini değerlendirirken, GKRY’nin bu sürece hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
ABD’nin Doğu Akdeniz stratejisi
Politis’in haberinde Barrack’ın, 30 Kasım Pazar günü Yunanistan merkezli Kathimerini gazetesine verdiği röportaja atıfta bulunuldu. Barrack, röportajda, Doğu Akdeniz’de ilişkilerde “yeni bir momentum” ve geçmişi geride bırakıp “yeni bir paradigma kurma” ihtiyacından söz ederek, ABD’nin bu sürecin başlangıcını Yunanistan ve Türkiye ile yapmayı hedeflediğini belirtti.
Barrack, kendisi ve ABD’nin yeni Atina Büyükelçisi Kimberly Guilfoyle’un, ABD Başkanı Donald Trump ile bölgede ABD’nin rolünü görüştüğünü söyledi.
Trump’ın, ABD’nin bu iki ülkeyi ‘yeni bir biçimde birbirine bağlayacak harç’ olup olamayacağını sorduğunu aktaran Barrack, “Artık zamanı geldi. Yeni bir bölgesel düzen kurulmalı. ABD de bunun gerçekleşmesinde bir köprü olabilir. Hedefimiz bu” dedi.
Bölge için bir yol haritası niteliğinde forum kurulup kurulamayacağı sorulduğunda, Barrack bunun iletişimle başlayacağını; iletişimin ise korkudan çok refah temelli olması gerektiğini belirtti.
Barrack: “Siyasi müdahale, refah yaratırsanız kalkar”
Barrack, Hazar Denizi’ndeki enerji kaynaklarını Akdeniz’e bağlamayı amaçlayan bir “refah modeli” önerdi. Barrack, 1919’dan beri ulus devletlerin refahı engellediğini söyleyerek, “Siyasi müdahale nasıl kalkar? Refah yaratırsanız kalkar” diye konuştu.
Hazar’dan gelen enerji Akdeniz’e ulaştırılırsa, Yunanistan ve Türkiye'nin bu hattın doğal geçiş kapıları olacağını belirten Barrack, Kıbrıs’ı ise yapının “kilit bir parçası” olarak nitelendirdi.
Barrack, Kıbrıs’ın bu tabloda kritik olup olmadığı sorusuna ise, “Sağlıklı bir bedenin ortasında apse olamaz. Bedenin tüm parçalarının iyileşmesi gerekir. Kıbrıs da bu yapının kilit bir parçası” yanıtını verdi.
Bir “Trump Planı” olursa Doğu Akdeniz’deki aktörler hazır olmalı
Politis’e konuşan uzmanlar, ABD gerçekten Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştirmeyi planlıyorsa Kıbrıs’ın bu durumun sonuçlarına hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. Bazıları ise Washington’ın angajmanının artacağına şüpheyle yaklaşırken; çok sayıda uzmaın ortak görüşü, “bir ‘Trump Planı’nın gündeme gelmesi halinde bölge aktörlerinin ya hazırlıklı olacağı ya da gelişmeleri sadece izlemekle yetinecekleri" yönünde oldu.
“ABD’nin mevcut önceliklerinin Gazze ve Ukrayna, sonra Suriye”
Politis’e konuşan bir GKRY hükümeti kaynağı, “Barrack’ın bir kariyer diplomatı değil; siyasi bir atama olduğunu” söyledi ve “Barrack’ın, Trump’a yakınlığının Washington’da kurumsal bir politika dönüşümü için yeterli olmadığını” belirtti.
Kaynak, “ABD’nin mevcut önceliklerinin Gazze ve Ukrayna olduğunu; sırada Suriye’nin bulunduğunu, bu ülkenin ciddi finansman sorunları nedeniyle patlamaya hazır bir istikrarsızlık ürettiğini” belirtti.
Politis ayrıca, “özellikle Yunanistan–Türkiye diyaloğunda, bölgesel iş birliğini kilitleyen meselelerin çözüm yoluna girdiğini gösteren somut bir adımın bulunmadığını” kaydetti.
Ker-Lindsay: “Herkes, Türk–Yunan ilişkilerinin iyileşmesini ve Kıbrıs’ta bir çözüm görmek istiyor”
Politis’e konuşan uluslararası ilişkiler uzmanı James Ker-Lindsay ise “herkesin Türk–Yunan ilişkilerinin iyileşmesini ve Kıbrıs’ta bir çözüm görmek istediğini, ancak ABD’nin bunu geçmişte başarısız olmuş süreçlerden farklı şekilde nasıl yöneteceğinin belirsiz olduğunu” söyledi.
Ker-Lindsay, ABD’nin son barış girişimlerinin kaygı verici olduğunu da ekledi. Ukrayna için hazırlanan 28 maddelik planı “rahatsız edici ve Rus söylemlerinin tekrarı” olarak nitelendirdi.
“Gazze planının ilgi çekici olduğunu ancak detaydan yoksun kaldığını, ateşkes sonrası planın etrafındaki çalışmaların durduğunu” söyleyen Ker-Lindsay, "Trump’ın Doğu Akdeniz için 28 maddelik bir plan açıklayacağını hayal edin. Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’nin buna dair endişe duyması çok doğal olur” dedi.
Ellinas: “Amerikan politikasının amacı, deniz yetki alanı anlaşmazlıkları ve Kıbrıs sorununu ortadan kaldırmaktır’
Politis’e konuşan enerji analisti Charles Ellinas ise Trump’ın, bölgeye yönelik kapsamlı bir strateji uyguladığını belirterek, Atina’daki son P-TEC enerji konferansında görülen yoğun Amerikan varlığının bunun göstergesi olduğunu ifade etti. Ellinas, “Amerikan politikasının amacı, deniz yetki alanı anlaşmazlıkları ve Kıbrıs sorunu gibi büyük sorunları ortadan kaldırmaktır” dedi.
Ellinas, Trump yönetiminin Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs ve İsrail’e siyasi atama büyükelçiler göndererek bölgesel stratejiyi hızlandırdığını belirtti. Stratejinin iki enerji koridoruna dayandığını söyleyen Ellinas, Kuzey–Güney Koridoru’nun (İsrail–Ukrayna) odak noktasının Yunanistan, Doğu–Batı Koridoru’nun (Hazar–İtalya) odak noktasının ise Türkiye olduğunu kaydetti.
ABD’nin ilgisinin enerji şirketleri ve Yunanistan’a LNG ihracatıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Ellinas, Avrupa’nın bölgede etkisinin neredeyse sıfırlandığını ve Trump’ın bölgedeki sorunları kendi inisiyatifiyle çözeceğini ifade etti.
Koukkidis-Procopiou: “Kıbrıs, bölgesel bir gerilim noktası”
Düşünce kuruluşu Politeia Başkanı Anna Koukkidis-Procopiou, “Kıbrıs’ın acil müdahale gerektiren bir kriz alanı olmadığını ancak bölgesel bir gerilim noktası olduğunu” belirtti.
Türk–Yunan normalleşmesinin bölgeyi enerji akışının geçtiği bir bağlantı merkezi haline getireceğini ve bunun uluslararası enerji şirketlerinin çıkarlarını koruyacağını vurgulayan Koukkidis-Procopiou, Kıbrıs konusunda ise tam bir çözüm değil, karmaşık konularda parametre paketi içeren “siyasal bir düzenleme” beklendiğini ifade etti.
Koukkidis-Procopiou, Kıbrıs liderliğine, “Yakında Türkiye’ye bir şey vermemiz istenecek, ‘kazan–kazan’ için alternatif planlar üzerinde şimdiden çalışılmalı” uyarısında bulundu.
Kaynak:ANKA