Eğitim Sen’den bakanlık önünde MESEM ve ÇEDES eylemi: Çocuklar iş cinayetleri ve tarikat etkinlikleri arasında tercihe zorlanıyor

Eğitim Sen’den bakanlık önünde MESEM ve ÇEDES eylemi: Çocuklar iş cinayetleri ve tarikat etkinlikleri arasında tercihe zorlanıyor
Eğitim Sen üyeleri, 'Çocukların Geleceğinin MESEM ve ÇEDES Uygulamaları Üzerinden Karartılmasına İzin Vermeyelim' sloganıyla Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eğitimde yaşanan sorunları beyaz önlükleriyle protesto...
Eğitim Sen üyeleri, 'Çocukların Geleceğinin MESEM ve ÇEDES Uygulamaları Üzerinden Karartılmasına İzin Vermeyelim' sloganıyla Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eğitimde yaşanan sorunları beyaz önlükleriyle protesto eden öğretmenler, MESEM ve ÇEDES uygulamalarını eleştirerek çocukların iş cinayetleri ve tarikat etkinlikleri arasında tercihe zorlandığını ifade etti.

Eğitim Sen üyeleri, "Çocukların Geleceğinin MESEM ve ÇEDES  Uygulamaları Üzerinden Karartılmasına İzin Vermeyelim" sloganı ile Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı.

Eğitimde yaşanan sorunların yazıldığı beyaz önlükleriyle Milli Eğitim Bakanlığı önünde toplanan Eğitim Sen üyeleri, Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) ve Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamalarını protesto etti. Öğretmenler, "Çocukların iş cinayetleri ve tarikatların etkinlikleri arasında tercihe zorlandığını" dile getirdi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak yaptığı açıklamada, ÇEDES Projesi, müfredat ve MESEM ile ilgili sorunları anlatarak, "Bakan Yusuf Tekin’i, eğitim alanındaki birçok sorun karşısında sadece penceresinden dışarı bakan bir bakan olarak tanımıyoruz. Sayın Bakan, tüm sorunlara kulağını tıkamış. Varsa yoksa eğitimi nasıl dinselleştiririz diye düşünüyor.” ifadelerini kullandı.

"Yüzbinlerce çocuk ve gencimiz ‘çırak’ ya da ‘stajyer’ kimliğiyle işçi gibi çalıştırılıp emek sömürüsünün sınırları zorlanmaktadır"

Eğitim-Sen Ankara Şubeler Platformu Sözcüsü Melek Aşır da şu açıklamada bulundu:

“Bir gün okul, dört gün iş sloganıyla hayata geçirilen MESEM uygulaması öğrencilerin patronlara ucuz iş gücü olarak sunulmasının önünü açmıştır. MESEM projesiyle 300 bini çocuk olmak üzere, 1,5 milyonun üzerinde insanın emeği patronların hizmetine sunulurken, yüzbinlerce çocuk ve gencimiz MESEM’in çarkları arasında acımasızca öğütülmektedir. Yüzbinlerce çocuk ve gencimiz ‘çırak’ ya da ‘stajyer’ kimliğiyle işçi gibi çalıştırılıp emek sömürüsünün sınırları zorlanmaktadır.

Son yıllarda iktidar eliyle derinleştirilen ağır ekonomik ve toplumsal sorunlar MESEM’leri bir tercih olmaktan çok, yüzbinlerce çocuk ve genç için adeta bir zorunluluk haline getirilmiştir. Ülkede en düşük emekli aylığının 10 bin lira olduğu koşullarda MESEM kapsamında çalıştırılan yoksul ailelerin çocukları, okumak yerine zorunlu olarak çalışmaya zorlanmaktadır. Ekonomik sorunlarla ve ağır borç yüküyle boğuşan yoksul emekçi aileleri, asgari ücretin yüzde 30’u ila yüzde 50’si arasında ücret ödenmesi nedeniyle MESEM gibi uygulamalara mecbur bırakılmıştır.

Çocukların yasal olarak tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılması yasak olmasına rağmen, MESEM bünyesinde çalıştırılan çocuklar/gençler iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırılması anlamı taşıyan MESEM uygulaması nedeniyle sadece son bir yıl içinde en az 8 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir.” (ANKA)