CHP'li Gürer: Yem fiyatlarındaki artış, hayvancılığı bitirme noktasına getirdi

CHP'li Gürer: Yem fiyatlarındaki artış, hayvancılığı bitirme noktasına getirdi
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancığın en önemli girdilerinden olan yem fiyatlarındaki artışın besiciyi zora sokarken rafta et ve süt fiyatlarının artışına vatandaşı da olumsuz etkilediğini belirtti. Gürer,...

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancığın en önemli girdilerinden olan yem fiyatlarındaki artışın besiciyi zora sokarken rafta et ve süt fiyatlarının artışına vatandaşı da olumsuz etkilediğini belirtti. Gürer, “Yem fiyatlarıyla baş edemediği için besici  damızlığını ineğini  satıyor, ahırlar boşalıyor. Hayvancılık risk altında. Raftaki ürün fiyatının düşmesi için yem konusunda üreticilerin desteklenmeli, maliyetler en aza indirilmeli” ifadesini kullandı.

CHP Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Gürer, çok sayıda yetiştirici ile görüştüğünü ve hepsinin ortak sorununun yem ve ahır giderlerindeki artışın hayvancılığı küçük aile işletmelerinde sürdürülmesi sıkıntıya soktuğunu söyledi.

“Yem konusunda üretici desteklenmeli”

Yem fiyatlarındaki artışın et ve süt fiyatlarını etkilediğini anlatan Gürer, “Bu bağlamda sübvanse ile Tarım ve Orman Bakanlığı yem fiyatları için destek sağlaması gerekiyor. Rafta ürün fiyatının düşmesi için giderlerin azalması, özellikle de yüzde giderlerin 70’ini bulan yem giderlerinin düşmesi gerekir. Aşı, çoban, veteriner giderleri, mazot, elektrik giderleri artmasında hayvancılığı zora soktu” dedi.

“Bir düvenin kesilmesi 5 yavrunun yok olmasına neden oluyor”

Hayvan pazarlarını ziyaret ettiğinde, süt ineklerinin ve düvelerinin dahi satışa getirilmiş olduğunu gözlemlediğini ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Yetiştiriciler yem fiyatları aşırı derecede arttığı için hayvanlarına bakamıyor ve mecburen hayvan pazarlarına getirip satıyor, ya da kesime gönderiyor. Bu anlamda hayvancılık risk altına giriyor. Çünkü bir düve 5 yavru yapar. Eğer bunlar kesine giderse yavrular daha annelerine kavuşmadan yok olup olacaklar” diye konuştu.

“Üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya ürün alıyor, aracı kazanıyor”

Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt için 11 lira 50 kuruş tavsiye fiyata belirlediğini anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ancak üreticilerle görüştüğümüzde aracıların sütü 9 liradan aldığını öğrendik. Aracının 9 liradan aldığı sütün litresi marketlerde 30 liradan satılıyor. Üretici para kazanamazken aracılar ve firmalar üreticisinin sırtından para kazanıyor, tüketici de pahalıya süt almış oluyor. Üretici, ‘Biz yüzde 15-20 ile kazanamazken, market yüzde 100 kazanıyor’ diyerek sisteme tepki gösteriyor. Bu ortamda hayvancılık yapmanın artık zorlaştığını belirtiyorlar. Hayvancılık yapan değil, aracılar para kazanıyor. Bu gidiş, gidiş değil. İthal hayvanlar da geliyor. Yerli üretici, besici korunmuyor, desteklenmiyor. Bunun olumsuz yansımaları ahırların boşalmasıyla ortaya çıkıyor. Ülkemizde hayvancılık giderek geriye yöneliyor” şeklinde konuştu.

“Süt üretimi düşüyor”

Ulusal Süt Konseyi’nde süt üreticilerini temsil edebilecek sektörle alakalı kişilerin olması gerektiği yönünde talepler olduğunu da aktaran CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Süte bir yıl içinde hiç zam gelmezken, raftaki süt ürününe hemen her gün zam geliyor. Sütün fiyatı artmıyor ama raftaki peynirin sütü sürekli artıyor. Bu nedenle de süt üretimi düşüyor. TÜİK’in verilerine göne süt üretiminde yüzde 19 oranında azalma var. Bundan sonraki süreçte daha da azalır. Çünkü besicilik para kazandırmıyor” diye konuştu.

“Hayvancılık yapanlar bu işi bırakmak istiyor”

Hayvancılığın en büyük giderlerinin, tüm giderlerin yüzde 70’ini oluşturan yem gideri olduğuna değinen Gürer, yem fiyatlarındaki artışın hayvancılık yapanları bu işten soğuttuğunu da vurgu yaptı.

“Yem fiyatlarındaki artış süt inekçiliğinin getirisini düşürdü”

Eskiden 6 ayda, senede bir gelen yem zamlarının artık neredeyse günlük gelmeye başladığını ifade eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Süt inekçiliğinin getiri yem fiyatlarındaki artış nedeniyle düştü. Bu nedenle de herkes hayvancılığı bırakma noktasına geldi. Hayvancılık yapanlar yem fiyatlarını artmasından dolayı ya hayvanlarını satışa ya da kesime gönderiyor. Bu da hayvan varlığının azalmasına neden oluyor. Çiğ süt fiyatları baskılandıkça yem fiyatları da artıyor ve böylece sorunlar katlandıkça katlanıyor. Hayvanın hastalığı, bakımı, hayvanın kaliteli yem isteği arttıkça hayvan yetiştiricisi boğuluyor. Kaliteli yemin torbası 500 lira oldu. Tavuk yemi bile 500 lira. Saman, yonca, arpa, fiyatlarıyla süt yemi fiyatlarına bakıldığında bu işin sürdürülebilirliği kalmıyor. O nedenle de kırsala geldiğimizde ahırların boşaldığını net bir şekilde görebiliyoruz. Şu anda Türkiye et ve sütte Lale Devri’ni yaşıyor. Böyle giderse zor bir sürecin içine girilebilir. Et ve süte erişimde ciddi sorunlar yaşanabilir” ifadelerini kullandı.

“Yoksul kesim et ve süt mamullerine hasret”

Gürer, dar gelirli ve yoksul kesimin et ve süt mamullerine hasret kaldığına da işaret ederek, “Ulusal Et Konseyi verilerine göre karkas dana eti Eylül 2022’de kilosu 100 TL, kuzu etinin kilosu 91 TL iken, Eylül 2023 tarihinde konsey verileri göre dana etinin kilosu245 TL , kuzu etinin kilosu 212 TL oldu. Etin farklı bölümleri ise bu fiyatların iki katına kadar marketlerde satılmaktadır. Hayvancılık yapan ise raftaki ürün fiyat artışı kadar kazanamadığı için hayvancılığı bırakma noktasındadır. Ciddi hayvan varlığında azalma ve ithalata rağmen sorunlar artmakta nedeni küçük aile tipi işletmeler yem fiyatlar baş edemeyerek hayvancılığı bırakmasıdır. İthalat ise iktidar çözüm olarak görmesi sorunları sürekli kılıyor. Bakanlar 2023 et ve canlı hayvan ithalatı bitecek derken bu yıl hayvan ithalatı yeniden patladı. Buzağı ölümü ve hayvan hastalıkları da açığı artırıyor. TÜİK’in mayıs ayı dış ticaret verilerine göre, yılın ilk beş ayında canlı hayvan ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 370 arttı” diye konuştu.