Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

Erteleme

Bugünlerde hepimiz oturuyoruz, kalkıyoruz ekonomiden konuşuyoruz. Kimimiz artan fiyatlar diyoruz, kimimiz enflasyon diyoruz, kimimiz de geçim sıkıntısı; ama sözcükler dönüp dolaşıp ekonomi etrafında kilitleniyor. Bugün toplumun büyük bir kesimine göre Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi ve zamlar. Bazılarımızı artan gıda fiyatları, kimilerimizi son gelen elektrik ve doğal gaz faturaları çarpıyor, bazılarımız da her ürün ve hizmette yaşanan fiyat artışları karşında far görmüş tavşan misali donup kaldık, ne yapacağımızı bilemiyoruz.

Devletin resmi rakamları da vatandaşların yaşadığı bu şoku belgeliyor. Kasım ayında yüzde 21.31 olarak açıklanan tüketici fiyat endeksi, aralık ayında yüzde 36.08 ve ocak ayında da yüzde 48.69 olarak açıklandı TÜİK tarafından. Alternatif enflasyon hesapları çok daha büyük oranlardan söz ediyor. Enflasyon katlanarak büyüyor. Tüketiciler geleceğe endişe içinde bakıyor.

Tüketicilerin enflasyon karşısında yaşadığı şokun şiddetini arttıran çok önemli bir demografik özellik var. Bugün Türkiye’de 15 yaşın üzerinde 65 milyon genç ve yetişkin tüketici var ve bu tüketicilerin yaklaşık yüzde 40’nın bir tüketici olarak yüksek enflasyon ile ilgili bir deneyimi yok. Toplumun önemli bir kesimi enflasyon karşısında çıplak, bagajında taşıdığı savunma stratejisi yok.

Bu yazıda toplumun yükselen enflasyon karşısındaki ilk tepkilerini ele almak istiyorum.

Sia Insight’ın ocak ayında yaptığı bir araştırmaya göre (1), metropol illerinde yaşayan yetişkin tüketicilerin artan fiyatlar karşısında giderlerini öncelikle dışarıda yeme ve içme, eğlence ve içki kalemlerinde dizginlediklerini ve bu alanlarda kısıtlamalara gittiklerini görüyoruz. Bu üç harcama alanını kültürel harcamalar takip ediyor. Gıda harcamaları, ev temizlik ürünleri ve okul giderleri mümkün olduğu kadar en az dokunulan alanlar; tüketiciler bu alanlar için ayırdıkları harcama tutarlarını elden geldiğince benzer bir düzeyde tutmaya çalışıyor.

Tüketicilerin her ne kadar başta gıda olmak üzere belirli tüketim alanlarındaki alışkanlıklarını korumak gibi bir isteği olsa da ocak ayında metropollü tüketicilerin yaklaşık yarısının fiyat artışlarından dolayı belirli alışverişlerini ertelediklerini görüyoruz (yüzde 45). Ertelenen alışveriş kalemlerinin başında gıda ürünleri geliyor (tüm metropol nüfusunun yüzde 7’si) ve gıda ürünlerinin ilk sırasında da et ve et ürünleri bulunuyor. Ertelenen ikinci alışveriş kalemi de kıyafet (tüm metropol nüfusunun yüzde 6’sı).

Artan fiyatlar karşısında tüketiciler sadece alışveriş için ayırdıkları bütçeleri kısıtlamakla kalmıyor, alışveriş noktalarında da değişiklik yapıyorlar. Marketing Türkiye için yine ocak ayında yapılan bir başka araştırmaya göre (2), metropollü tüketicilerin yüzde 60’ı, fiyat artışlarından dolayı yakın dönemde alışveriş yaptıkları marketleri değiştirdi ve özellikle indirim marketlerine yöneldi. Aynı tüketici kitlesinin yüzde 87’si, marketlerin indirim fırsatlarını çok daha yakından takip etmeye başlamış görünüyor ve yüzde 80’i de sadece zorunlu olarak gördüğü harcamaları yapıyor, keyif amaçlı alışverişleri bir yana bırakmış bulunuyor. Benzer büyüklükteki bir tüketici kitlesi de her zamanki markaları yerine daha ucuz olarak gördükleri farklı markaları artık tercih ediyorlar.

Keyif veren alışverişten ve eğlenceden uzaklaşan, dışarıda harcama yapmamaya odaklanan metropol tüketicilerinin yaklaşık yüzde 60’ı, önümüzdeki 12 ay içinde enflasyonun artmasını bekliyor (1). Tüketicilerin en çok fiyat artışı beklediği gıda ürünleri de et ve et ürünleri (yüzde 80), kuru gıda (yüzde 79) ile süt ve süt ürünleri (yüzde 77) (2).

Kalan kış ayları da zorlu geçmeye aday, ama görünen o ki bahar aylarında da bizi zor günler bekliyor.

(1) Sia Insight, Ekonomik Gündem Araştırması Ocak 2022, 3 büyük ilde yaşayan 18-65 yaş grubu 420 tüketici ile 12– 18 Ocak 2022 tarihleri arasında bilgisayar destekli telefon görüşmesi
(2) Sia Insight, Zincir Marketler Kurumsal Algı ve Enflasyon Araştırması, 3 büyük ilde yaşayan 18-45 yaş grubu ve alt sosyo-ekonomik sınıf harici 401 tüketici ile 13– 18 Ocak 2022 tarihleri arasında online görüşme

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00