Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

FIRSAT MI, RİSK Mİ?

‘Otomobil bir ihtiyaç mıdır, yoksa yatırım aracı mıdır?’ ODD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, ‘Bir ihtiyaç’ cevabını veriyor ama ekliyor: “Ama mevcut enflasyon ortamında bir çeşit yatırım olarak değerlendiriliyor.” Peki biri gelip otomobilinize çarpsa veya vergilerde ani bir değişiklik olsa yatırımdan eser kalır mı, işte en büyük risk de bu.

Hyundai’nin çok satan C-SUV modeli Tucson’un hibrit versiyonu 1.210.000 TL’ye satışa sunulmuş. 44 kW’lik elektrik motoruyla kombine edilen 1.6 T-GDI benzinli motora sahip aracın gücü 230 beygir.

MAYIS ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 19.1 artarak 65 bin 167 adet oldu. Aynı dönemde otomobil satışları yüzde 20 artışla 51 bin 750 adet, hafif ticari araç satışları ise yüzde 15,7 artışla 13 bin 417 adet oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) raporuna göre ilk 5 ay sonunda ise otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı yüzde 12 daralarak 277 bin 252 adet oldu. 5 ay sonunda otomobil satışları yüzde 13,6 oranında azalarak 214 bin 148 adede, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 5,7 azalarak 63 bin 104 adede geriledi. Aslında 5 ay sonunda da daralma mayıs ayındaki artışla birlikte azaldı.

ARTIŞIN SEBEBİ YATIRIM
Sonuç olarak son 4 yılın en iyi mayıs ayı sonuçları ortaya çıkarken, 10 yıl ortalaması olan 65 bin adetlik satış rakamı da yakalanmış durumda. Mayıs ayında otomobil satışlarındaki artışın temel sebebi ise; “Fiyatlar daha da artacak” diye imkânı olanların yatırım amaçlı yaptığı alımlardan kaynaklandı. Yetkililer yeterli araç olsa daha da satılacağını belirterek, otomobilin şu anda en likit yatırım aracı olduğunun altını çiziyorlar. Zaten 1 Haziran itibarıyla hem kurlar hem de yurtdışı fiyat artışlarından dolayı otomobil fiyatlarındaki zamlar, alanların büyük avantaj sağladığını da gösteriyor.

KOLAY NAKDE DÖNÜYOR
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, ellerinde otomobil alanların ne kadarının yatırım amacıyla aldığını gösteren bir istatistiğin olmadığını belirterek, “Ancak birikimi olanların gayrimenkul ve otomobil arasında bir seçim yapması durumunda otomobili daha fazla tercih etmelerinde iki ana sebep ön plana çıkıyor. İlki otomobil fiyatlarına ulaşmak gayrimenkule göre nispeten daha kolay. İkincisi ise ihtiyaç halinde otomobili daha hızlı nakde çevirebilecek olmaları” yorumunu yaptı.

“Peki otomobil gerçekten bir yatırım aracı mı?” sorusuna ise Bozkurt şu cevabı veriyor; “Bence otomobil bir ihtiyaçtır. Ama mevcut enflasyon ortamı sebebiyle bir çeşit yatırım olarak değerlendiriyor.”

BÜYÜK KUMAR OYNANIYOR
Bence de otomobil bir ihtiyaçtır. Şu anda ODD Başkanı Bozkurt’un dediği gibi enflasyonist ortamda belki yatırım olarak değerlendiriliyor ama riskleri de göz ardı etmemek lazım. Düşünsenize otomobilinize biri gelip vursa veya yarın pat diye vergiler inse veya ÖTV matrahları güncellense, büyük zarara girmiş oluyorsunuz. Aslında başka bir seçenek olmadığından otomobillere yatırım gözüyle bakıyoruz ama büyük bir kumar oynadığımızın da farkında olalım.

Yeni Mercedes GLC, Türkiye’ye yılın son çeyreğinde gelecek.

EN KÖTÜSÜ; ENFLASYON
YILLARCA otomobil fiyat seyrini takip ederken, bir gözümüz hep döviz kurunda oldu. Çünkü otomobil fiyatının belirlenmesinde en temel indikatör hep dövizin ne olacağı oldu. Ancak geldiğimiz noktada sanırım döviz kurundan daha önemli bir gösterge, hepsinden önemli bir noktaya gelmiş bulunuyor; o da enflasyon.

Gözlediğimiz kadarıyla, yüksek enflasyon, yüksek kurdan da daha tehlikeli gibi. Örneğin bir gün gelip olur da kurlar düşerse, buna bağlı ürün ve hizmetlerin de maliyeti aşağı geleceğinden, fiyatların da düşme ihtimali doğabilir. Ancak enflasyon, geçmiş bir dönemin maliyet/fiyat parametrelerinin günümüze uyarlanması anlamına gelmektedir. Örneğin son 12 aylık enflasyona göre ücretlere yapılan zam, artık ‘bugünün yeni normali” olmuştur ve gelecekte enflasyonun düşmesi durumunda dâhi tekrar aşağı çekilemez. İki sebepten dolayı yapamazsınız bunu. Birincisi ücretlerin düşmesi yasal olarak mümkün değildir. İkincisi ve daha da önemlisi geçmiş dönem enflasyon çarpanına göre artık bugünün gerçeğine göre ayarlanmıştır o ücretler.

Aynı durumu kiralar, diğer giderler ve benzerleri için de söylemek mümkündür. Enflasyonun bugünden sonra sıfır olsa dahi, bugünkü ücretler, kiralar ve diğer kalemler artık bugünkü seviyesinden devam ederler. Yani eski haline getiremezsiniz, bugünün normali artık bu seviyedir. İşte bu nedenle yüksek enflasyon, yüksek kurdan daha da tehlikeli görünüyor. En kötüsü de enflasyonun kontrol altına alınması her zaman uzun soluklu olmuştur. Umarım bu endişemde yanılıyorumdur ve kısa sürede bu yüksek enflasyon sarmalından çıkmayı başarabiliriz.

HER İŞİN BAŞI SAMİMİYET
HER işin başı samimiyet, devletin de vatandaşında da samimi olması…

Konutta, otomobilde ve birçok hizmet ve üren fiyatlarındaki artışın talepten veya ürün bulunamamasından kaynaklandığı söyleniyor. Oysa girdi maliyetlerindeki dolara bağlı artışın maliyetleri yukarı çektiği gerçeği göz ardı edilmekte. Duruma otomotiv açısından bakalım.

Tüm dünyada hammadde ve lojiktik maliyetleri dolar bazında 5-6 kat artmışken, ülkemizde döviz kuru devamlı artarken, “Araç fiyatlarında düşüş beklemeyin aksine artış ihtimali daha yüksek” dediğimiz zaman, “Siz de firmaları savunuyorsunuz” şeklinde akıl almaz yorumlara maruz kalıyoruz. Kaldı ki, yazdığımız her şeyin matematiksel dayanağı olmasına ve tahmin ettiğimiz gibi da araçlara sürekli zam geliyor olmasına rağmen.

Bazılarının mesnetsizce yaptığı gibi, “Bekleyin, bir kaça aya ara fiyatları düşecek” gibi gerçek dışı, saçma sapan beklentiler yaratarak, okuyanlarımızı yanıltmadığımız için mi eleştiriliyoruz, bilemiyorum.

Samimiyet demiştim; şu anda otomobil almaya çalışan herkes, “ÖTV düşsün, ÖTV kaldırılsın” diye feveran ediyor ama ne zaman ki araçlarını satın alıp bir kenara geçiyorlar, işte o zaman da, “Aman ha ÖTV düşmesin, aracımın değeri düşür” diye dua etmeye başlıyorlar.

Evet samimiyet çok önemli. Kamunun ekonomi politikalarında, kurum ve firmaların uygulamalarında, vatandaş olarak da beklentilerimizde… Aksi takdirde ekonomi yönetimi günlük ve popülist yaklaşımlarla sürdürülebilirlikten uzak kararlar almaya devam eder. Fırsatçılık artmaya devam eder ve bu konuda madalyonun diğer yüzü olan müşteri de olmayacak beklentilere girerek farklı hayaller kurar.

Kiralamak için araç bulunmuyor: https://www.gazetepencere.com/kiralamak-icin-arac-bulunmuyor/

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi