Doğuşundan bugüne AKP belgeseli

Doğuşundan bugüne AKP belgeseli
Sol Tv, “Medusa’nın Salı” isimli AKP’nin iktidara nasıl geldiğini anlatan yeni bir belgesel dizisine başladı. Araştırmasını ve metin yazarlığını Deniz Sözüak’ın yaptığı belgeselde Türkiye’nin hangi süreçlerden geçerek bir dönüşüm geçirdiğini izliyoruz.

Belgeselle ilgili görüştüğümüz Deniz Sözüak’a tüm belge ve bilgileri gözden geçirirken nasıl bir eleme yaptığını sorduğumuzda şöyle yanıt verdi:

Ankara-Milli Kütüphaneye giderek gazete arşivlerinden 2000-2008 dönemini taramış binlerce fotoğraf çekmiştim. Editörümüz Yiğit Günay bana ilgimi çeken bir hikâye olup olmadığını sorduğunda anlattıklarımdan biri onu epey heyecanlandırdı. Bu, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ile Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç arasında geçen bir görüşmeydi. AKP iktidarının ilk yılı yeni dolmuşken Özden Örnek’in endişeli olduğu; onun endişesini yatıştırmaya çalışan Rahmi Koç’un ise karşısındaki yüksek komutanın halinden huzursuz olduğu görülüyordu. Aradan yıllar geçmiş Amiral Örnek’in, Donanmanın, TSK’nın başına olmaz işler gelmişti. O yılları sermaye sınıfı sessizlikle geçiştirdi. Ve fakat 2018 yılında Özden Bey yaşamını yitirdiğinde, cenaze töreninde yönetmen oğlu Tolga Örnek, duygulu bir konuşma yapmış ve konuşmanın sonunda da Koç Ailesine hususen teşekkür etmişti. Ayrıca Örnek Ailesi, Özden Amiral’in askeri hatıralarını da Rahmi Koç Müzesi’ne bağışlamıştı. Bu dramatik çelişkiyi Yiğit Günay’a anlattığımda dediğim gibi heyecanlanmış ve elimdeki tüm malzemeyi “asker neden kaygılıydı” ve “sermaye neden umutluydu” sorularının nezaretinde yeniden süzmemi istemişti. Belgeselimizin AKP iktidarının ilk dönemini kritik ettiği birinci sezonunun iskeleti bu iki sorunun peşine düşerek şekillendi.

cekim2.jpeg

Neden Medusa’nın Salı?

Belgesel ismini Fransız ressam Théodore Géricault’un 27 yaşındayken yaptığı bir tablodan alıyor. Napolyon Bonaparte düşmüş, Bourbon Hanedanı için yol açılmıştır. Fransa yeniden krallık yönetimine dönmeye hazırlanmaktadır. İngiltere, iç çatışmalardan yararlanıp elinden aldığı Senegal’in yönetimini Fransa’ya geri vererek yeni hanedana jest yapmaya karar verir. 1816’da devir-teslim töreni için dört gemilik bir filo oluşturulur. Filonun bayrak gemisi Medusa firkateynidir. Senegal’e gönderilen geminin 400 yolcusu vardır fakat Medusa gemisi, yolculuğa hazır değildir. Kaptan bu yolculuk için gereken tecrübeden yoksun olmasına rağmen kral yanlısı olduğu için bayrak gemisine kaptan yapılmıştır. Gemi Cebelitarık Boğazı’nı geçer ancak kayalıklara oturur ve darmadağın olur. Filika sayısı sınırlıdır, kaptana, kraliyet görevlilerine, tüccar ve soylulara yer vardır. Geriye kalan herkes, parçalanan geminin kerestelerini halatlarla bağlayarak büyük bir sal yapar. Salı filikalar çekecek, böylece herkes kurtulmuş olacaktır. Fakat bir süre sonra deniz kabarır, filikadakiler batmaktan korkar. Halatlar kesilir, saldakiler kaderlerine terk edilir. Salda hayatta kalma mücadelesi bir insanlık trajedisine dönüşür. Su azdır, gıda yetersizdir. Birbirlerine saldırmaya, akıllarını kaçırmaya başlarlar. Denizin ortasında geçen 17’nci günün sonunda ufukta kurtarma gemisi belirir. Yalnızca 17 kişi hayatta kalır. Onlardan beşi de birkaç gün içinde ölür.

Théodore Géricault bu olayı Fransa’nın kaderine benzetir. 1789’da devrim yapmış Fransa Cumhuriyeti, Medusa firkateynidir. Devrim, kaza geçirir. Devrimini yitirmiş Fransız halkı, bir salın üstünde birbirine düşer. Bu hikâyeden yola çıkarak belgesel ekibi de projeye en uygun isim olarak Medusa’nın Salı’nı seçmiş. Sözüak “Saldakiler, bizler, kaderimizle baş başa kaldık. Bu belgeselde, salın üzerindekilere, gemiye ne olduğunu anlatıyoruz” diyor.

Kaynak:Eda Yılmayan

Öne Çıkanlar