EHP Başkanı Hakan Öztürk: Akbelen ormanı bu halkın malı, ne hakla alırsınız?

EHP Başkanı Hakan Öztürk: Akbelen ormanı bu halkın malı, ne hakla alırsınız?
Muğla'da Akbelen Ormanı’nda kömür sahasının genişletilmesi için Pazartesi sabahı başlayan kesim ve bu kesime karşı köylülerin direnişi devam ediyor. EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk Akbelene Dokunma demek için Kadıköy'de...

Muğla'da Akbelen Ormanı’nda kömür sahasının genişletilmesi için Pazartesi sabahı başlayan kesim ve bu kesime karşı köylülerin direnişi devam ediyor. EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk Akbelene Dokunma demek için Kadıköy'de açıklama yaptı. Öztürk, "Akbelen ormanı bu halkın malı, ne hakla alırsınız?" dedi.

Hakan Öztürk, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün yine önemli bir mesele için bir araya geldik. Bu ülke halkının sahip olduğu topraklara ilişkin bir mesele. Muğla Akbelen’de halk ormanına sahip çıkıyor. Oradaki halk “Devlet nerede?” diye soruyor. ‘O şirket nerede?’, ‘o hukuk nerede?’ diye soruyorlar. Seçimden sonra da görüyoruz ki, yargı dediğimiz, hükümet, devlet ve bu şirketler dediğimiz şey tek adam rejiminde birleşti. Halkı soluksuz bırakmak için birleşti. Zaten halkın olan o toprakları, ormanı halkın elinden almak için birleşti. Sadece orada değil, halkın sahip olduğu her türlü birikim elinden alınmak isteniyor. İstanbul’un merkezinde bir hastane varsa, oradan kaldırıp onun arazisine konmaya çalışıyorlar. Eskiden askeri olarak kullanılan bir alan varsa, onu şirketlere sermayeye peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Kamunun malı olan her yeri sermayeye peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Biz bunu Gezi direnişinden hatırlıyoruz. O güzelim parkı sermayeye peşkeş çekmek istediler. Şimdi aynısı Akbelen’de yaşanıyor.

Eskiden Erdoğan çevre ile ilgili bir gündem olduğunda, ‘çevrecinin daniskası benim’ diyordu. Şimdi oradaki halk soruyor: ‘siz hiç köyde yaşamadınız mı, hiç köyde büyümediniz mi? Sizin köyde akrabalarınız yok mu?’ Nasıl buranın ormanlarını yok etmeye çalışırsınız diye soruyor. Bu halk Erdoğan’a da, bu hükümete de, şirketlere de bu soruları soruyor. Biz istiyoruz ki mahkemeler bir idari karar alıp yürütmeyi durdursun. Ama tek adam rejiminde bağımsız hukuk yok. Halkın lehine karar veren mahkemeler yok ki. Hukuku da halkı da bu ülkeyi de rahat bırakmıyorlar. Her yeri ranta dönüştürmeye çalışıyorlar. Küçük bir arazi mi var hemen ranta çevirmek istiyorlar. 

"Orman bizim, mülk bizim kahrolsun kapitalizm"

Hukuksuzluğun, halkın mülksüzleştirilmesinin, tek adam rejiminin bizi getireceği yeri bilelim. Ve ona göre hareket edelim. O topraklar, o orman zaten bu halkın malıydı. Zaten halkın mülkü, öz varlığı iken ne hakla alırsınız? Neye dayanarak alırsınız. Hani beka sorunu vardı. Beka sorunu yaratanlar halkın ormanlarını alanlardır. Dışarıdan gelip birisi oraya balta vurmuyor, siz gelip vuruyorsunuz. 

Bizim mülkümüz olmuş olmamış ne önemi var diyemeyiz. Eğer bir hastanenin mülkü bize, devlete ait değilse, sağlık hizmeti alamazsınız. Eğer okullar bu halkın mülkü, öz varlığı olarak kalmazsa, eğitim hizmeti alamazsınız. Eğer ulaşım hizmetleri bu şirketlere devredilirse, ulaşım hizmeti alamazsınız. 

"Akbelen halkı yalnız değildir"

Şimdi oradaki halk bunların nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor. Biz size oy verdik, destekledik, devletimiz, milletimiz dedik diyorlar. Nerde millet diyor? Millet sana ulaşamıyor ki. Millet örgütlü değil ki.  Kamu malları sırayla giderken gözünü kapatıyor. Sen gözünü kapatırsan, o ağaçtan nasıl meyve alacaksın, o dere nasıl akacak. Oradaki halkımız diyor ki halkın hakkı olduğu kadar kurdun, suyun, böceğin, kelebeğin de hakkı var. Sen nasıl olur da o şirketlerine burayı gasp ettirirsin. Hani devletçiydin, hani milletçiydin? Millet nerede diye sesleniyor oradaki köylü kardeşimiz. Buradayız ey köylü kardeşim buradayız, sizin arkanızdayız. Sonuna kadar da Akbelenli kardeşlerimizi destekleyeceğiz. İstanbuldan bugün nasıl desteklediysek, yarın İzmir’den Ankara’dan her yerden destekleyeceğiz. 

O nedenle siz oyunuzu verin, bu meseleri bana bırakın sözlerinde aldanmayın. Bu meseleleri çözecek tek bir kuvvet vardır. Halkın örgütlü, eylemli gücü. Bu mücadeleyi ülkenin her bir köşesinde vereceğiz. Ve bu ülkeyi satan, ormanlara kasteden davranışı köküyle birlikte geri püskürteceğiz. Yolumuz, mücadelemiz açık olsun. ”