Samandağ Devlet Hastanesi’nde malzeme ve tıbbi cihaz sıkıntısı: Bazı ameliyatlar yapılamıyor

Samandağ Devlet Hastanesi’nde malzeme ve tıbbi cihaz sıkıntısı: Bazı ameliyatlar yapılamıyor
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, depremin üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesine rağmen Samandağ Devlet Hastanesi’nde yaşanan sorunların devam ettiğini söyledi. Aşkar,...

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, depremin üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesine rağmen Samandağ Devlet Hastanesi’nde yaşanan sorunların devam ettiğini söyledi. Aşkar, “Çeşitli malzeme eksiklikleri, tıbbi cihaz eksiklikleri nedeniyle bazı ameliyatlar yapılamıyor, müdahaleler yapılamıyor. Mesela ameliyathanede havalandırma ile ilgili sorunlar var, muhtemelen elektrik kesintilerine bağlı olarak ya da binadaki bazı yapısal sorunlar ile ilgili olarak. Elektrik kesintisi oluyor, bir sürü sıkıntı ortaya çıkıyor. Mecbur kalmadıkları sürece bu ameliyatları yapmak istemiyor hekimler” dedi.

SES Hatay Şubesi Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin büyük yıkıma neden olduğu Hatay’da sağlık alanında yaşanan sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Aşkar, malzeme ve tıbbi cihaz eksikliği nedeniyle hastaların Samandağ Devlet Hastanesi’nden hizmet alamadığını, sağlık çalışanlarının barınma sorununun devam ettiği belirtti. Aşkar, şunları söyledi:

“Günlük malzemelerle ilgili sıkıntıların olduğunu söylüyor arkadaşlarımız. Diğer yandan tıbbi cihaz eksiklikleri var”

“Samanda Devlet Hastanesi ile ilgili hem çalışma koşulları açısından hem arkadaşlarımızın yaşadıkları sorunlar açısından ciddi sorunlar var. Biz, bunları görüşmelerimizde maalesef ki çözemedik. Bir şekilde bu sorunları hastane yönetimi üzerine alınmadı. ‘Bizimle ilgili değil; bakanlık ile ilgili, belediye ilgili’ dedi.

Nedir bu sorunlar diye baktığımızda, arkadaşlarımız ile yaptığımız görüşmelerde çok ciddi malzeme eksiği sorunları olduğunu görüyoruz. Yani ameliyat yapılacak, muayene edilecek ama peçete yok, sabun yok, pamuk yok. Günlük malzemelerle ilgili sıkıntıların olduğunu söylüyor arkadaşlarımız. Diğer yandan tıbbi cihaz eksiklikleri var. Bir doktor, hastasının mide kanaması geçirdiğini söyledi ama endoskopi yaptıramamış hastaya ya da laboratuvardan istediği tetkikleri alamamış. Bu nedenle mide kanamasına, kendisinin beceresi olduğu halde müdahale edememiş. Bu, hekimin kendisini de hem öfkelendiriyor, bir yandan da diyor ki ‘Benim buradaki varlığım bu insanlar için zarara dönüşüyor, çünkü hekim var diye buraya gelmiş oluyorlar. O yok, bu yok derken zaman kaybediliyor’ gibi bir noktaya sürükleniyor hekimler. Çeşitli malzeme eksiklikleri, tıbbi cihaz eksiklikleri nedeniyle bazı ameliyatlar yapılamıyor, müdahaleler yapılamıyor. Küçük ameliyatlar yapılıyor; yatış gerektiren ameliyatlar, kapsamlı ameliyatlar daha tehlikeli ve ciddi müdahale gerektiren ameliyatların yapılması çok tercih edilmiyor. Mesela ameliyathanede havalandırma ile ilgili sorunlar var, muhtemelen elektrik kesintilerine bağlı olarak ya da binadaki bazı yapısal sorunlar ile ilgili olarak. Elektrik kesintisi oluyor, bir sürü sıkıntı ortaya çıkıyor. Mecbur kalmadıkları sürece bu ameliyatları yapmak istemiyor hekimler.

“Elektrik kesintisi sorununu bir türlü çözemiyor hastane”

Bu yeni bir hastane, taşınma süreci depremden 2-3 ay önce olmuştu. Aslında sistemli bir şekilde çalışıyordu ama depremden sonra binadaki çeşitli sıkıntılardan dolayı ya da ildeki bazı sorunlardan dolayı yansımalar var. Elektrik kesintisi sorununu bir türlü çözemiyor hastane. Doğrudan elektrik kesildiğinde devreye girecek bir jeneratör olması gerekiyor, var ama devreye sokamıyorlar. Sistemi kuramıyorlar. Bunlar, depremden sonra ortaya çıkan sorunlar. Önceden ameliyatlar yapılıyordu. Ciddi elektrik kesintileri olmuyordu, buna bağlı sıkıntılar yaşanmıyordu. Genişlemesi nedeniyle Samandağ Devlet Hastanesi’nin hizmet verdiği alan çok daha büyük oldu, nüfus da artmış oldu. Buna bağlı olarak da hastanenin sınıfı yükseldi. Hastanenin B sınıfına yükseldiğini söylüyorlar ama bununla ilgili doktor eksiği, tıbbi cihaz eksiği bu süreçte tamamlanmamış.”

“Arkadaşlarımızın büyük bir kısmı hâlâ çok sağlıklı olmayan koşullarda yaşıyor”

Sağlık çalışanlarının barınma sorunu yaşadığını ve bu nedenle işlerine odaklanmadıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Burada ciddi yıkım olduğu için içinde kalınabilecek ev sayısı çok kısıtlı. Buradaki insanlar yaygın olarak ya çadırlarda kalıyor ya konteynerlerde kalıyorlar, sağlık emekçileri de dahil olmak üzere. Buraya yerleşik olan sağlık çalışanları, arsası varsa oralara çadır kurdular. Yakınlarının evlerinde barınıyorlar. Kimisi de başvuru yapıp konteynerkentlere yerleşmeye başladı ama arafta kalanlar var. Evleri yıkılmış, devletin verdiği yardım var. Eviniz yoksa konteynere yerleştiriyor. Şimdi arkadaşlar diyor ki ‘Biz kendimiz ev yapacağız, konteynerkentlerde oturmayacağız’. Dolayısıyla destek alıyorlar devletten, ancak bunu yapmak kolay olmuyor. Herkes kendine konteyner, ev yapmaya başladığı için malzeme bulmak çok zor, işçi bulmak çok zor. Bu eksiklikleri hızlı bir şekilde tamamlayıp işlerine yönelemiyor sağlık çalışanları. Dolayısıyla arkadaşlarımızın büyük bir kısmı hâlâ çok sağlıklı olmayan koşullarda yaşıyor. Başkaları ile ortak kullandığımız dar alanlarda yaşıyoruz ve bu hem bizim yaşam kalitemizi bozuyor hem de ayrıca ilgilenmemiz sorunları da beraberinde getiriyor.

“Ulaşım ile ilgili sorunlar var”

Genel olarak şehir sistemi bozulduğu için kreş yok, okul yok, yaşlılar ve engelliler için bakım veren kurum yok. Henüz açılmadı. Bu nedenler yüzünden bakmak yükümlü olduğumuz yakınlarımız ile ilgili çaresiz kalıyoruz. Ulaşım ile ilgili sorunlar var. Çocuğunuz için, bakıma muhtaç biri için birisini para ile tutsanız bile bu sefer onun bulunduğunuz yere ulaşımını sağlamak problem oluyor. Bütün bunlardan dolayı insanların, evdeki yaşamlarından dikkatlerini kendilerini iş hayatına vakfetmeleri, oraya odaklanmaları çok zor oluyor. Dolayısıyla stabil bir yaşam koşullarının olmaması ile ilgili sağlık çalışanları olarak sorunlarımız var.”(ANKA)

Öne Çıkanlar