Avukat Rezan Epözdemir'in gözaltı süresine bir gün daha uzatma
Gazete Pencere- Kamuoyunda birçok önemli davanın avukatı olarak tanınan Rezan Epözdemir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltında tutuluyor. Gözaltı kararı, avukat Epözdemir’in “FETÖ/PDY’ye yardım”, “rüşvet” ve “siyasal ve askeri casusluk” iddialarıyla bağlantılı yürütülen soruşturmalar çerçevesinde verildi.
Dün sabah saatlerinde, Epözdemir’in Levent’teki hukuk bürosunda Terörle Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından kapsamlı arama yapıldı. Soruşturma kapsamında avukatın ofisinde delil toplanması amaçlandı.
Gözaltı süresi uzatıldı
Bugün ise Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz’ın aktardığına göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Rezan Epözdemir’in gözaltı süresi bir gün daha uzatıldı.
Son günlerde Türkiye siyaset ve yargı çevrelerinde büyük yankı uyandıran Avukat Rezan Epözdemir soruşturması, AKP içindeki klikler arasındaki mücadeleyi gün yüzüne çıkardı. Münevver Karabulut, Pınar Gültekin ve Mattia Ahmet Minguzzi gibi önemli davaların avukatı olan Epözdemir, 10 Ağustos sabahı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla "rüşvet", "FETÖ’ye yardım" ve "siyasi-askeri casusluk" suçlamalarıyla gözaltına alındı. Hem evinde hem de ofisinde kapsamlı aramalar yapılarak dijital materyallere el konuldu.
Savcı ile avukat arasındaki rüşvet iddiası
Soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesi alınan A.D., Epözdemir ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Cengiz Çallı arasında gelişen ilişkiye dair çarpıcı bilgiler verdi. İddialara göre, tedbir konulan araçların şerhinin kaldırılması için başvuran A.D., Bakırköy’deki savcı Çallı tarafından doğrudan Epözdemir'e yönlendirildi. Epözdemir, Çallı'nın araç şerhinin kaldırılması için 50 bin Euro istediğini, bu paranın kendisi ve Çallı arasında paylaşıldığını söyledi. A.D., söz konusu parayı bir hafta içinde Florya'daki ofise teslim ettiğini ve ardından aracın üzerindeki şerhin kaldırıldığını aktardı.
İfadeye göre, savcı Çallı ve Epözdemir arasında yakın bir ilişki gelişti; birlikte gece kulüplerine gidip yemek yedikleri, Çallı’nın makam koltuğuna Epözdemir’in dahi oturduğu iddia edildi. Ayrıca savcıya tahsis edilen koruma araçlarından birinin Epözdemir tarafından kullanıldığı, savcının oğlu stajını Epözdemir’in ofisinde tamamladığı belirtildi. Epözdemir’in savcının UYAP ekranına erişim sağlayarak gizli dosyalarda sorgulamalar yaptığı iddiası da soruşturmanın önemli boyutlarından biri.
150 bin dolar rüşvet teklifi iddiası
Soruşturmaya göre, makaron kaçakçılığı soruşturması kapsamında 19 şüpheliyi ilgilendiren davada da savcı Çallı ile Epözdemir'in aralarında olduğu bir rüşvet pazarlığı yapıldı. İddiaya göre, şüphelilerden biri 150 bin dolar karşılığında tahliye sözü aldı. Paranın yarısı önceden, kalan kısmı tahliyeden sonra elden teslim edildi.
İktidar içindeki klikler çatışıyor
Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, soruşturmanın hemen ardından, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum dahil çok sayıda "hatırlı" ismin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e baskı yaptığını ileri sürdü. Tayyar, sosyal medya üzerinden "Başsavcıyı yalnız bırakmayın" çağrısı yaptı ve soruşturmanın uzamasının nedeni olarak Epözdemir’in telefon şifresini vermemesini gösterdi.
Buna karşılık, Uçum’a yakın isimlerden Mehmet Çek, Tayyar'ı "Operasyonel aparat" olarak nitelendirip sert ifadelerle karşılık verdi. Çek, Tayyar'ın hem savcıları töhmet altında bıraktığını hem de hukuka aykırı açıklamalar yaptığını savundu. Ayrıca Uçum'un avukatları Tayyar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu.
AKP'den karşılıklı destek ve sert açıklamalar
AKP içinde iki cephe oluştu. Şamil Tayyar'a, eski milletvekili Metin Külünk ve AKP’li Mücahit Birinci destek verirken, Uçum'a yakın çevreler ise Tayyar'a sert tepki gösterdi. Külünk, sosyal medya üzerinden "Telefon şifresini vermiyor… Neden korkuyor? Telefon şifresini vermeyerek kimleri saklıyor?" ifadeleriyle soruşturmanın önemine dikkat çekti. Birinci ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının baskı altına alınamayacağını ve yaşananların gözler önünde olduğunu belirtti.
Öte yandan Tayyar da Uçum’un avukatlarının suç duyurusu sonrası sosyal medya hesabından, "Mesajım yerine ulaştı, Cumhurbaşkanımızın ferasetinden asla endişe duymadım" diyerek polemiğe devam edeceğinin sinyalini verdi.
AKP içindeki klikler arasında açık bir savaş
Epözdemir soruşturması, rüşvet, FETÖ ile bağlantı, siyasi ve askeri casusluk gibi ağır iddiaların gölgesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in adeta kuşatma altına alındığı ve iktidar içindeki kliklerin karşı karşıya geldiği bir süreci başlattı. Soruşturmanın gizliliğine rağmen ortaya çıkan bilgiler ve taraflar arasındaki sert polemikler, Türkiye’nin en kritik hukuk ve siyaset meselelerinden birinin merkezine oturdu.
Gelişmelerin ilerleyen günlerde nasıl şekilleneceği ve yargı sürecinin hangi noktada tamamlanacağı yakından takip ediliyor. Ancak kesin olan bir şey var ki, bu dava sadece bir avukatın soruşturması değil, aynı zamanda AKP içindeki güç dengelerini ve klikler arasındaki hesaplaşmayı da gözler önüne seriyor.
Kaynak:Haber Merkezi