Buğra Gökce iddianamedeki çelişkileri açıkladı: Masumiyetinin belgelendiğini söyledi

Buğra Gökce iddianamedeki çelişkileri açıkladı: Masumiyetinin belgelendiğini söyledi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında 8,5 aydır tutuklu yargılanan eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce'den açıklama

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında 8,5 aydır tutuklu yargılanan eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianameyi inceleyerek bir kamuoyu açıklaması yaptı. Gökce, tutukluluğunun temel gerekçeleri olan "rüşvet" ve "suç örgütü üyeliği" suçlamalarına dair iddianamede hiçbir somut delil bulunmadığını belirterek, iddianamenin kendi içinde tutarsızlıklar taşıdığını vurguladı.

Gökce, 8,5 aydır tutuklu yargılanmasına temel gerekçe olan "rüşvet" suçuna ilişkin iddianamede herhangi bir somut isnat bulunmadığını kesin bir dille ifade etti:

"MASAK raporları ve diğer mali incelemelerde mal varlığımda artış, şüpheli para hareketi, gizli/açık tanık beyanı veya usulsüz gelir tespit edilmemiştir."

Sahibi olduğu iki konutun da 30 yıllık birikim ve banka kredileriyle edinildiğinin bizzat iddianamede yer aldığını belirterek, "tek kuruş haksız kazanç elde etmediğim resmî belgelerle ortaya çıkmış durumdadır" dedi.

Gökce, iddianamenin kendi içinde dahi tutarlı olmadığını gösteren çarpıcı bir detayı paylaştı:

Şahsına yöneltilen 12 adet ihaleye fesat karıştırma eyleminin dördü bakımından, isnat edilen tarihte görevde olmadığının kolaylıkla tespit edilebildiğini belirtti.

Bu isnatlardan ikisinin 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak görev yaptığı döneme, diğer ikisinin ise Kasım 2023'te İBB'den istifa ettikten sonraki döneme denk geldiğini ifade etti.

Gökce, görev yaptığı dönemle ilgili isnatların, İBB iştirakleri tarafından kazanılan belediye tesislerinin işletilmesi ve bazı hizmetlerin görülmesine yönelik ihalelere ilişkin olduğunu söyledi ve görev tanımının "ihaleye fesat" suçunun maddi unsurlarını oluşturmayacağını savundu:

Görevinin, muhammen bedeli belirleyen ya da şartnameyi hazırlayan teknik komisyonlarda yer almak değil, Genel Sekreter Yardımcısı sıfatıyla hazırlanan evrakı encümene sevk etmek ve sürecin mevzuata uygun işleyip işlemediğini denetlemek olduğunu belirtti.

Belediye şirketlerinin ihale almasının hukuka aykırı olmadığını, nitekim önceki AKP dönemlerinde görev yapanların da bu tür süreçlerde imza yetkilisi olduğunu hatırlattı.

Danıştay kararı

Reklam mecralarına ilişkin ihaleler konusunda daha önce verilen soruşturma izninin Danıştay 1. Dairesi tarafından iptal edildiğini ve bu kararda muhammen bedel belirlemenin uzmanlık isteyen bir iş olduğu ve genel sekreter yardımcısının bu işten sorumlu tutulamayacağının açıkça belirtildiğini ifade etti ve bu kararın yok sayılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Gökce, "örgüt üyeliği" iddiasının da mesnetsiz olduğunu ve yalnızca HTS ve sinyal kayıtlarından çıkarılan soyut yorumlara dayandığını savundu.

İddianamede örgütsel hiyerarşi, talimat ilişkisi, çıkar temini veya para trafiği içinde bulunduğunun somut şekilde gösterilemediğini belirtti.

Kamu görevi çerçevesinde yürütülen mesleki temasların ve görevin gereği olan iş ilişkisinin mesnetsiz şekilde "var olmayan örgütün üyeliği" olarak gösterilmeye çalışıldığını ifade etti.

Masumiyetim belgelendi

Gökce, açıklamasını iddianamenin kendisinin masumiyetini belgelediğini savunarak bitirdi:

???? Sonuç olarak söz konusu iddianame;

  • Mal varlığımda usulsüz bir artış olmadığını,

  • Maddi veya siyasi herhangi bir çıkar ilişkisine girmediğimi,

  • Örgüt üyeliğine veya ihaleye fesat suçuna dayanak teşkil edebilecek somut bir fiil bulunmadığını, BELGELEMEKTEDİR.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar