Bugün 19 Mayıs… Her ay 19 genç iş cinayetine kurban gidiyor!

Bugün 19 Mayıs… Her ay 19 genç iş cinayetine kurban gidiyor!
İSİG Meclisi'nin 19 Mayıs için yayımladığı rapora göre son 13 yılda en az 2728 genç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Raporun verilerine göre her ay ortalama 18-19 genç işçi hayatını kaybediyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle yayımladığı rapora göre, 2013-2025 yılları arasında en az 2728 genç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Raporun verilerine göre her ay ortalama 18-19 genç işçi hayatını kaybediyor. Pandemi döneminde kısmen düşen bu sayı, 2021 sonrası ekonomik krizle birlikte yeniden tırmandı. Ölen gençlerin %93’ü ücretli çalışanlardan oluşuyor. Bu oran, gençlerin neredeyse tamamının yaşamak için çalışmak zorunda bırakıldığını gösteriyor.

İSİG Meclisi raporun sonunda üç temel talep sıralıyor:

  1. Gençlere insanca ücret, iş güvencesi ve güvenli çalışma ortamı sağlanmalı.

  2. Yükseköğrenim parasız ve bilimsel temelli olmalı.

  3. Yaşam alanları çeteleşme ve uyuşturucudan temizlenmeli; gençlerin siyasal ve sosyal mücadele hakları engellenmemeli.

Rapor, genç işçilerin yaşadığı tabloyu “yoksulluk, güvencesiz işçilik, gericilik, şiddet, geleceksizlik ve iş cinayetleri cenderesi” olarak tanımlıyor. "Gençlerimiz bayram kutlayamıyor. Zira yarınımız dediğimiz gençlerimiz, sağlıklı ve güvenli yaşaması, okuması, çalışması gerekirken; yoksulluk, güvencesiz işçilik, gericilik, şiddet, geleceksizlik ve iş cinayetleri cenderesi altındalar" diyen İSİG Meclisi "Yarınımız’ olan gençlerimiz için ‘bugün’ mücadele etme" çağrısı yaptı.

whatsapp-image-2025-05-19-at-11-16-21.jpeg

İSİG Meclisi'nin raporunda öne çıkan kısımlar şöyle:

Özellikle AKP döneminde hayata geçirilen eğitim, istihdam ve sosyal politikalar her geçen gün gençlerin geleceğini ellerinden aldı ve sermaye için ucuz işgücü haline getirdi. Ancak gençlerimiz bayram kutlayamıyor desek de umut dimdik ayakta. Zira yıllardan sonra yeniden siyasal ve sosyal hakları için, yoksulluğa, adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı sokaklarda, meydanlarda, kampüslerde… mücadele ediyorlar. Bizlere de düşen görev onları yalnız bırakmamaktır…

Gençlik üzerine; TÜİK, OECD gibi kurumların açıklamalarını ve DİSK, Türk-İş gibi sendikaların değerlendirmelerini takip ediyoruz. Burada bunları tekrar etmeye veya takla attırarak yeniden ifade etmeye çalışmayacağız. Yıllara dayalı çalışmamızda alandaki mücadelemiz ve süzülen bilgiler -ki bunun en çıplak gerçekliği genç işçi ölümleri- ışığında bir değerlendirme yapmaya çalışacak ve önümüzdeki dönemde de buradan hareketle gençleri, yaşamı kurma mücadelelerinde yalnız bırakmayacağız.

‘Genç işçi’ kavramı üzerine
Gençlik dönemi (raporumuz özelinde genç işçiler), uluslararası ve ulusal kurumlar tarafından (UNESCO, BM, TBMM, GSB vb.) farklı yaş gruplarına (15-24, 15-25, 12-24, 14-29 vb. yaş gibi) ayrılabiliyor. İSİG Meclisi olarak bizler bu ayrımları gözönüne alıyoruz. Özellikle genç işçilerin örgütlenmesi konusunda yaş grupları arasında geçirgenliklerin olduğunu biliyoruz.

Yine ülkemizde yasalar tarafından “15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi genç işçidir” tanımını güncel olarak ve uzun vadede istisnalar, çalışma hakları, sosyal güvenceleri gözeterek unutmuyoruz. Ancak yine uluslararası ve ulusal yasaları ve sözleşmeleri de gözönüne alarak 18 yaşını doldurmamış toplumun her üyesini “çocuk” ve çalışanları da “çocuk işçi” olarak nitelendiriyoruz.

Bu ve benzeri gerekçelerle raporumuzda genç işçi kavramını “18-25 yaş grubu” için kullanacağız. (15-17 yaş grubu gençler için ve daha alt yaş grupları değerlendirmelerimizi çocuk işçi iş cinayetleri raporunda okuyabilirsiniz) Raporda genç tanımında üst yaş sınırını 25 olarak belirlesek de bazı mesleklerde doktor, avukat, gazeteci vb. 25 yaş da yukarı çekilebilir. Örneğin “Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi”nde de gençlik yaşı 29’a çekilmiş. Ya da sendikaların son dönem yaptığı genç işçi eğitimlerinde de yaş aralığı “30 yaş altı” olarak ifade ediliyor. Bu sebeplerle 25-29 yaş arası için de ayrı bir değerlendirme yapılması elzem.

Özetle hukuksal tanımlar dışında çocuk ve genç olmanın içiçe olduğunun ve bir bütün olarak ele alınmasının gerektiği bilinciyle de adımlarımızı atacağız. Bu anlamda “çocuk işçiler raporu” ve “genç işçiler raporu” içiçe geçmiş ve birbirinin devamı olan bir bütün olarak görülmelidir.

2013-2025 (ilk dört ay) yılları arasında en az 2728 genç işçi cinayeti
Yüzde 81’ini ulusal basından; yüzde 19’unu ise genç işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2013-2025 (ilk dört ay) yılları arasında en az 2728 genç işçi hayatını kaybetti…

• Her ay ortalama 18-19 genç işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Genç işçi ölümleri pandemide kısmen düşüş eğilimi gösterse de (çalışma kısıtı ve Covid-19’un bu yaş grubunda daha az ölümcül olması nedenleri göz önüne alınmalı) özellikle 2021 yılı Eylül ayı ile beraber derinleşen (döviz-enflasyon yükselişi ile hissettiğimiz) yoksullaştırma politikaları sonucu arttı.

• İstihdam dağılımına baktığımızda genç işçi ölümlerinin yüzde 93’ünü ücretliler oluşturuyor. (Tüm iş cinayetlerinde ise bu oran yüzde 86. Son yıllarda giderek iş cinayetlerinde ücretlilerin oranının yüzde 78’den buraya yükselmesinin nedeni de genç işçi ölümlerindeki bu tablodur) Bu durum geçmiş yıllara göre bugün gençlerin ücret dışında bir gelir sahibi olamadığını ve yaşamak için çalışmak (İSİG tabiriyle çalışmak için yaşamak) zorunda olduklarını gösteriyor.

• Sektörel dağılıma baktığımızda genç işçi ölümlerinin yüzde 34’ünü sanayi, yüzde 27’sini inşaat, yüzde 22’sini hizmetler ve yüzde 17’sini tarım oluşturuyor. Genç işçi ölümlerinin başta metal, maden, taşımacılık, enerji ve gıda olmak üzere sanayide yoğunlaştığını görüyoruz. Yine şehirleşmenin bir sonucu olarak inşaaatlarda ve hizmetlerde genç işçi ölümleri giderek artıyor. Çocuk işçi ölümlerinin yarısından fazlasını oluşturan tarımdaki ölümler (özellikle sayısal olarak azalmasına paralel olarak da çiftçi ölümleri) ise bu yaş grubunda giderek düşüş eğilimi gösteriyor.

• İşkolları açısından baktığımızda ise son yıllarda dikkat çekilmesi gereken iki işkolu var. Birincisi, kalıpçılık, sıvacılıktan vinç operatörlüğüne kadar özellikle güce dayalı farklı mesleklerde çalışan gençlerin iş cinayetlerinin kümelendiği “inşaat”. İkincisi, son altı yıldır (özel olarak moto kurye mesleğinin artışını da dikkate almak gerekli) güvencesizlik temelinde yaşanan kitlesel işçileşmenin bir sonucu olarak “konaklama”.(Moto kurye ölümlerini ana işverenden dolayı bu işkoluna kaydediyoruz)

• Özellikle tarım ve taşımacılıkta trafik ve servis kazası, inşaatta yüksekten düşme ve sanayide ezilme öne çıkıyor. Ancak elektrik çarpması gibi çok ucuza önlemler ile engellenebilecek ölümlerin oransal olarak bu kadar fazla olması keza benzer şekilde zehirlenme ve boğulmaların çokluğu, genç işçilerin çalışma koşullarına dair (aşırı-yoğun-fazla çalışma, önlem ve denetimsizlik) zemini ortaya koyuyor.

• Staj yaparken ölen üniversiteli gençler… Okumak için akşamları/haftasonları moto kurye ve inşaat başta olmak üzere sanayide, kafelerde, otellerde çalışırken ölen üniversiteli gençler… Yoksulluktan dolayı okumayı bırakıp çalışırken ölen üniversiteli gençler… Ataması yapılmadığı için yaşamına son veren başta öğretmenler olmak üzere üniversite mezunu gençler… Bildiğimiz onlarca üniversiteli genç çalışırken hayatını kaybetti ve bilmediğimiz onlarcası var. (Yine bu yaş grubunda ölen 12 lise öğrencisinin de olduğunu belirtelim)

• 18 yaşında ölen genç işçileri “18 yaşını doldurmuş” olarak değerlendiriyoruz. Ancak bazı işçiler 18 yaşını doldurmamış “çocuk işçi” de olabilir. Kimlik bilgilerini tam olarak öğrenemediğimiz için çocuk-genç işçi değerlendirmesinde 18 yaşın geçişken bir yaş olduğunu belirtmeliyiz. Bu yüzden infografikte 18 yaşında iş cinayetinden hayatını kaybeden “222 genç işçiyi” ayrı bir yaş grubu olarak kategorize ettik. Tersi bir durum da 25 yaş için olabilir. Bu yaş için tespit ettiğimiz işçilerin bir kısmı 26 yaşında olabilir. Yine yaşını bilmediğimiz ve fotoğrafından bakarak “25-30 yaş civarı” olarak kaydettiğimiz işçi ölümlerini de 25 yaşında olarak kaydettik.

• Genç kadın işçiler yoğunlukla mevsimlik tarımda, gıda-kimya-tekstil gibi sanayi işkollarında, market-büro-lokanta gibi hizmetlerde, sağlık alanında ve genel işler işkollarında çalışıyordu.

• Genç işçilerde göçmenlerin ölüm oranı yüzde 10 ile genel iş cinayetlerinin iki katıdır. Ayrıca çocuk işçilerdeki Suriyelilerin dışında başta Afganistan olmak üzere birçok ülkeden gelen göçmen işçi ölümleri vardır. Bu durum Türkiye işçi sınıfının bugün ve geleceğine dair örgütlenmesinde önemli bir duruma işaret etmektedir… Göçmen genç işçi ölümleri mevsimlik tarım, gıda-tekstil-metal gibi sanayi işkolları, inşaat, konaklama ve genel işler işkollarında yoğunlaşıyor.

• Genç işçi ölümlerindeki sendikalılık oranı genel iş cinayetlerinde ölen sendikalıların oranının yarım katı. Bu durum sendikal örgütlenmenin yeni işçileri daha az koruyabildiği tartışmasını da beraberinde getirmektedir. Tabi bir değerlendirme yaparken 27 genç işçinin Soma madeninde hayatını kaybettiğini de hatırlatalım.

• İstanbul başta olmak üzere İzmir, Konya, Manisa, Ankara, Gaziantep, Adana ve Kocaeli’nde sanayi; yine İstanbul başta olmak üzere Antalya, Ankara, Muğla, Samsun vb. hemen her şehirde inşaat; İzmir, Konya, Manisa, Şanlıurfa başta olmak üzere tarım ve her şehirde hizmetler işkolunda genç işçiler hayatlarını kaybetmektedir. Diğer yandan çalışmak için başka bir şehre göç eden genç işçiler ise tespit edebildiğimiz kadarıyla başta şu şehirlerden gelmektedir: Van, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Ordu, Kars, Ağrı, Mardin, Şanlıurfa, Batman, Çorum, Samsun ve Tokat…

Sonuç Olarak
2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin muhatapları kadınlar ve çocuk işçiler olduğu kadar diğer bir muhatabı da genç işçilerdir. Ancak Türkiye’nin genç nüfus avantajını kaybetmesi gerekçesiyle gençlere vaad edilenler gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında, var olmasının yegâne yolu ucuz işgücü ihracıdır ve gençlere dayatılan gerçeklik de budur. Tam da bu noktada üç temel talebimiz var:

1- İstihdam politikaları yeniden yapılandırılmalı, gençlerin insanca yaşayabilecekleri ücret, iş güvenceleri ve sağlıklı-güvenli çalışabilecekleri ortamlar sağlanmalıdır.

2- Yükseköğrenim teşvik edilmeli, parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında yapılandırılmalıdır. Gençlere dönük sosyal ve kültürel politikalar geliştirilmelidir.

3- Yaşam alanlarımız uyuşturucu, kumar ve çeteleşmeden temizlenmelidir. Gençlerin üzerindeki baskılar sona ermeli ve siyasal-sosyal mücadelelerini engelleyen tüm uygulamalara son verilmelidir.

Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor…

Aşağıda “genç işçi” iş cinayetlerinin yıllara, işkollarına, nedenlerine, yaşlara, cinsiyetlere, göçmenlere, sendikal örgütlenmeye ve şehirlere göre dağılımını gösteren grafikleri ve hayatını kaybeden genç işçilerin isimlerini paylaşıyoruz…

2013 yılında en az 193 genç işçi, 2014 yılında en az 226 genç işçi, 2015 yılında en az 222 genç işçi, 2016 yılında en az 233 genç işçi, 2017 yılında en az 232 genç işçi, 2018 yılında en az 225 genç işçi, 2019 yılında en az 206 genç işçi, 2020 yılında en az 202 genç işçi, 2021 yılında en az 174 genç işçi, 2022 yılında en az 252 genç işçi, 2023 yılında en az 260 genç işçi, 2024 yılında en az 239 genç işçi ve 2025 yılının ilk dört ayında en az 64 genç işçi olmak üzere; 2013-2025 yılları döneminde “en az” 2728 genç işçi hayatını kaybetti…

2013-2025 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:

İnşaat, Yol işkolunda 718 genç; Tarım, Orman işkolunda 455 genç (320 işçi ve 135 çiftçi); Konaklama, Eğlence işkolunda 241 genç; Taşımacılık işkolunda 180 genç; Metal işkolunda 164 genç; Madencilik işkolunda 152 genç; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 125 genç; Belediye, Genel İşler işkolunda 95 genç; Enerji işkolunda 88 genç; Gıda, Şeker işkolunda 72 genç; Tekstil, Deri işkolunda 60 genç; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 59 genç; Savunma, Güvenlik işkolunda 56 genç; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 53 genç; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 46 genç; Ağaç, Kağıt işkolunda 29 genç; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 29 genç; Basın, Gazetecilik işkolunda 16 genç; İletişim işkolunda 4 genç; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 genç; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 85 genç işçi hayatını kaybetti…

2013-2025 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:

Trafik, Servis Kazası nedeniyle 650 genç; Yüksekten Düşme nedeniyle 448 genç; Ezilme, Göçük nedeniyle 414 genç; Elektrik Çarpması nedeniyle 242 genç; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 209 genç; Şiddet nedeniyle 171 genç; Patlama, Yanma nedeniyle 128 genç; İntihar nedeniyle 110 genç; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 79 genç; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 63 genç; Kesilme, Kopma nedeniyle 32 genç; diğer nedenlerden dolayı 182 genç işçi hayatını kaybetti…

2013-2025 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle:

18 yaşında 222 genç, 19 yaşında 305 genç, 20 yaşında 312 genç, 21 yaşında 253 genç, 22 yaşında 344 genç, 23 yaşında 385 genç, 24 yaşında 368 genç ve 25 yaşında 539 genç işçi hayatını kaybetti…

2013-2025 yılları döneminde Genç İşçi iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 235 genç kadın ve 2493 genç erkek işçi hayatını kaybetti…

2013-2025 yılları döneminde 284 göçmen Genç İşçi hayatını kaybetti

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar