Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'ın oğlunun şüpheli ölümü yargı önünde

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'ın oğlunun şüpheli ölümü yargı önünde
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın, yaklaşık 6 yıl önce 26 yaşındaki oğlu Dorukhan’ın İzmir’deki bir inşaat şantiyesinde ölü bulunması ve dosyanın “intihar” denilerek kapatılmasına karşı verdiği mücadelede...
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın, yaklaşık 6 yıl önce 26 yaşındaki oğlu Dorukhan’ın İzmir’deki bir inşaat şantiyesinde ölü bulunması ve dosyanın “intihar” denilerek kapatılmasına karşı verdiği mücadelede önemli bir aşamaya gelindi.

Baba Büyükışık’ın çok sayıda devlet yetkilisiyle görüşmesinden sonra yeniden açılan dosyada, olay yeri görüntülerindeki ses kayıtlarını kararttıkları iddiasıyla 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenen, Jandarma Kriminal laboratuvarında görevli iki astsubay bugün hakim karşısına çıktı. Sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddederken Baba Büyükışık, 2 yıl boyunca olayla ilgili hiçbir araştırma yapılmadığını, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı’nın da dosyada hiçbir şey olmadığını görünce, “Sizden devlet adına özür diliyorum.” dediğini söyledi.

Müyesser Yıldız'ın haberine göre, bugün Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk celsesine sanık iki astsubay ve şikayetçi emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık ile avukatları katıldı. Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş başta olmak üzere çok sayıda devre arkadaşının da Büyükışık’a destek için hazır bulunduğu duruşmanın başlangıcında Hakim, Büyükışık’a hitaben, “Başınız sağolsun. Acınızı anlıyorum, dosyayı okudum. Dosyayı kasten öldürmeye dönüştürmez, iddianame ile sınırlı kalırsak daha sağlıklı ilerleriz.” dedi.

Sanıklardan O.K. 23 yıllık astsubay olduğunu, 2015’ten beri de ses inceleme uzmanı olarak görev yaptığını, bu zamana kadar 700’e yakın dosya incelediğini, ama hiçbirisinde suçlamayla karşılaşmadığını belirterek, Jandarma Kriminal Başkanlığı’nın akredite bir kurum olduğunu, her yıl denetlendiklerini ve dünya standartlarına inceleme yaptıklarını anlattı. O.K. şöyle devam etti:

“İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderdiği CD’nin tekrar tekrar üzerinden geçip mutabık kaldığımız konuşmaları metne döktük. Ne duyarsak onu yazarız. Net duyulmayanları da süresini belirterek ‘(…..)’ koyar veya ‘Anlaşılmadı.’ deriz. Ethem Büyükışık şikayet dilekçesinde, raporumuzu şüpheli polislerin ifadelerini görerek düzenlediğimizi iddia ediyor. Bu kesinlikle doğru değil. Ne ifadeleri ne polisleri gördük, biliyoruz. Hiçbir irtibatımız olmadı. Asıl bu iddia, suç uydurmaktır. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum.”

Diğer sanık astsubay O.B. ise olayın taraflarını tanımadıklarını, sadece işlerini yaptıklarını kaydederek, “Bizlik bir şey yok.” dedi.

Hakimin sorusu üzerine her iki sanık da olası bir cezalandırmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kesinlikle kabul etmediklerini bildirdi.

Katılan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık da şunları söyledi:

“Şikayetçiyim. 2018’de evladım katledildikten sonra çekilen video ve fotoğraflar 2.5 yıl bizden kaçırıldı. Kendi imkânlarımla 14 videodan 7’sini ele geçirdim. Elimizdeki videolar suçun nasıl işlendiğini ve delillerin nasıl yer değiştirdiğini ortaya koyuyor. Olay yerinde Cüneyt ve Emre adlı iki polis olduğunu, bunların olayın karartılmasına karşı çıkarak seslerini kayıtlara bıraktığını anlıyoruz. Her iki isim de hem İçişleri Bakanı hem Emniyet Genel Müdürü tarafından aranıyor. Çünkü hepsi kulağıyla bu konuşmaları dinledi.”

Araya giren hakimin, “Kim oldukları belli değil mi?” sorusunu, “Hayır, belli. İfade vermeleri engelleniyor.” diye cevaplandıran Büyükışık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Otopsi fotoğrafları da bizden yıllarca saklandı. Adli Tıp’tan dahi üç kez sahte rapor verildi. Aralarında üç emniyet müdürünün de bulunduğu 20’nin üzerinde polis delilleri toplamadıklarını, yani suçlarını kabul ettiler. Oğluma ilk bakan doktor bana geldi; ‘Oğlunuz yüksekten düşmedi, intihar etmedi. Üç ihtimal var: ya zehirlenme ya kalp krizi ya da darp edilmiş olabilir. Otopsi raporu alın.’ dedi. 15 gün sonra aradığımda da doktor, ‘Yüksekten düşmedi, darp edilerek öldürüldü. Çok iyi bir avukat tutun. Çünkü polisler dosyayı kapatmaya çalışıyor.’ dedi. Nedenini sordum; bilmediğini söyledi. İzmir’deki ekipler değişince, 2 yıl sonra Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in yardımlarıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcısı ve yardımcılarıyla görüştüm. Başsavcı, dosyayı getirtti. Bomboş olduğunu görünce, ‘Sizden devlet adına özür diliyorum.’ dedi. Adalet Bakanı, yardımcıları, İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, Jandarma komutanları o ses kayıtlarını dinledi. Sesler laboratuvarda değil, gürültülü bir ortamda bile anlaşılıyor. Hepsi suçu kabul etti.”

Büyükışık’ın bu son sözleri üzerine de Hakim, “Onlar bizi ilgilendirmiyor.” dedi.

Sanık Astsubayların avukatı Ergin Kılıç ise katılan tarafın dinletmek istediği uzman bilirkişi Levent Güner’in, Ethem Büyükışık’ın devre arkadaşı olduğunu, bu konuda sosyal medyada birçok paylaşım yaptığını, o yüzden tarafsız bilirkişilik yapamayacağını ve verdiği raporun kabul edilemeyeceğini öne sürdü. İddia makamının dosyayı bilirkişiye göndermek yerine Levent Güner’in raporunu esas alarak hata ettiğini öne süren Av. Kılıç şunları da kaydetti:

“Müvekkillerime yöneltilen suçlamayı asıl işleyen Levent Güner’dir. Ethem Büyükışık verdiği bir röportajda Emniyet Genel Müdürü’ne, başsavcılara gittiğini söylüyor. Yani tüm bu devlet kadroları iki polisi bulamıyorlar mı? Bulamıyorlar, çünkü o polisler yok.”

Av. Kılıç ayrıca videoların bilirkişi incelemesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini, Jandarma Kriminal Başkanlığı’nda keşif yapılıp burada görevli bazı isimlerin tanık olarak dinlenmesini ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın hazırladığı idari tahkikat raporunun getirtilmesini istedi.

Olay Yeri Konuşmaları Dinletildi Ama

Av. Kılıç’ın beyanında sonra Hakim, kendisinin görüntülerdeki konuşmaları dinlediğini, birazdan duruşmada da dinleteceğini açıkladı.

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın avukatı İlter Aksoylu da özetle şunları söyledi:

“Şüphelenmek için yeterince sebebimiz var. Sebebi, onlarca çelişkinin bir araya gelmesidir. Bu kadar çelişkinin bir araya gelmesi tesadüf olamaz, ancak delil olur. Sanıkların avukatı, dinletmek istediğimiz uzmana karşı görüş bildirdi. Bilirkişinin reddi, hakimin reddi sebepleriyle aynıdır. Bilime, hukuka, ahlâka bağlı kalarak arkadaş hakkında da rapor hazırlanmasında sakınca yoktur. Adli Tıp’tan rapor alınmasını istedi. Ölüm raporunun sahte olduğunu üstüne basa basa vurguladık. Biz Adli Tıp’a güvenmiyoruz, şikâyet ettik. Husumetimiz var. İstanbul Üniversitesi veya TRT’ye gönderilebilir. Polisler hakkındaki iddianame hazır. Kanun yaranına bozmanın sonucu bekleniyor. Neresinden tutarsanız tutun bu dosya dökülüyor.”

Beyanların tamamlanması ve Savcı’nın mütalaasını vermesinin ardından Hakim, olay yeri görüntü kayıtlarını dinletmek üzere katibe uzatırken, “Sonrasında kimseden bir şey sormayıp bunu 5 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edeceğiz. Kimseye söz vermeyeceğim, bu bilinsin.” uyarısında bulundu.

Söz konusu kayıtlar duruşma salonunda dinletildi, ancak bir şey anlaşılamayınca Hakim de, “Burada hiç kimse bir şey anlamamıştır. O yüzden sağlıklı tespit için bilirkişiye göndereceğiz.” dedi.

Bunun üzerine hem sanıklar hem de Büyükışık’ın avukatı İlter Aksoylu, duruşma salonunda net dinleme imkânı sağlayabileceklerini bildirince Hakim, mübaşiri göstererek şöyle konuştu:

“Ethem Bey şu iki hoparlörü bulmak için iki gün uğraştı. Yok, şimdi tartışma olacak. Sevmem öyle şeyleri. En iyisi, bilirkişi işini yapsın.”

Bir sonraki celse 8 Mayıs’a bırakılırken, duruşmadan sonra silah arkadaşlarıyla birlikte Adliye önünde bir basın açıklaması yapan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık şunları söyledi:

“Yaklaşık 6 yıldır verdiğimiz hukuk mücadelesinde ilk adımı atmaya geldik. Maalesef oğlumuz geri gelmeyecek; ama bu cinayetin katillerini, onları koruyanları, delilleri karartanları mutlaka bulup adaletin önüne çıkaracağız. Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a, Adalet Bakan Yardımcılarımıza, Ceza İşleri Genel Müdürü’ne, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na teşekkür ediyorum. Kanun yararına bozma görüşleriyle şu anda Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderilen dosyanın önünü açtılar. Bir cinayetin üstünün örtülmesine engel oldular. Kendilerine müteşekkirim. Adaletin geç de olsa tecelli edeceğine inancım tam. Türk Milleti’nin kendini güvende hissetmeye, adalete inanmaya, devletin adaletini ummaya ihtiyacı var. Bütün kurumların, bugüne kadar yaptıkları hataları tekrarlamayarak artık bu cinayeti çözmek için elinden geleni yapacağına inanmak istiyorum.”

TESUD Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş da Ethem Büyükışık’ın acısını paylaşmak için geldiklerin belirterek, “Suçlular varsa, ortaya çıkarılsın.” dedi.