İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için görkemli açılış

İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için görkemli açılış
Ankara'da, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunda önemli bir adım atıldı. CHP Gençlik Kolları, mitinglerin simgesi Pikachu ile birlikte coşkulu bir yürüyüş yaptı.

Gazete Pencere- 23 Mart'tan bu yana Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP tarafından milyonların oylarıyla partinin Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmişti.

Ekrem İmamoğlu için bugün, Ankara Üsküp Caddesi’nde bulunan Bülent Ecevit Parti Okulu binasında Cumhurbaşkanı Aday Ofisi açılışı düzenlendi.

whatsapp-image-2025-07-26-at-17-29-36.jpeg

Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nde, İmamoğlu’nun ofisinin girişindeki isimliği paylaşıldı.

2.png

CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın ve Gençlik Kolları, Pikachu ile birlikte coşkulu açılışın yapılacağı binanın öne yürüdü.

Dilek Kaya İmamoğlu: Değişim iradesine inanıyoruz

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu açılışta konuştu.

denushbdcsdc.jpg

İmamoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Bugün burada çok anlamlı, çok kıymetli bir buluşma için bir aradayız. Bugün yalnızca bir ofisin kapılarını açmıyoruz. Bugün birlikte hayalini kurduğumuz bir geleceğe ilk adımını atıyoruz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ofisini, umudun mekanı, dayanışmanın adresi, değişimin başlangıcı olarak açıyoruz.

Evet. Çok zor günlerden geçiyoruz. Ülkemizde haksızlıkların, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin gölgesi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Sevgili Ekrem ve pek çok yol arkadaşımız hukuksuzca, adeta susturulmak istenircesine özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Ama şunu herkes çok iyi bilsin ki bizler umudumuzu da, inancımızı da asla kaybetmedik.

Çünkü biz bu ülkenin insanına güveniyoruz. Milletimizin vicdanına, sağduyusuna, değişim iradesine inanıyoruz. Cumhuriyet bize yalnızca bir yönetim biçimi vermedi. Kendimize güvenmeyi öğretti. Değiştirme cesaretini, hayallerimizin peşinden gitmeyi öğretti. İşte bu ofis tam da bu inançla açılıyor.

uhwbedwed.jpg

Mansur Yavaş: seçimde İktidara giden programı yapmak için bu binayı hazırladık

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Aday Ofisi açılışında önemli açıklamalarda bulundu.

Yavaş, açıklamasında şunları söyledi:

"Bugün buraya toplanmamızın sebebi, inşallah yapılacak en erken seçimde iktidara giden programı yapmak, iktidara giden yolları hazırlamak için bu binayı hazırladık. Bunun açılışı için buradayız. Hayırlı uğurlu olsun.

Sevgili Ankaralılar, hep adalet peşinde koşuyoruz son günlerde. Hukuk istiyoruz. Eğer bir anayasa varsa, anayasadaki kuralların, hukuk kurallarının herkese eşit şekilde uygulanmasını istiyoruz. Bundan daha doğal bir talep olamaz.

Ve maalesef iktidar kendi çıkarttıkları yasalara da uymuyor. Dediler ki, 'Tutuklama esas olmayacak. Tutuklama istisnai bir tedbir olacak' derken geldiğimiz hale bakın. Akşam tweet atan, sabahı gözaltına alınıp yaka paça tutuklanıyor. Bu mudur özgürlük? Bu mu hukukun üstünlüğü?

"Murat Çalık'ın, Muhittin Böcek'in ölmesini mi bekliyorsunuz?"

Ve suçsuz olduğuna inandığımız insanları tutukladınız. Henüz ortada iddianame yok. Bakın, anayasada, bütün dünyadaki kurallarda şunlar geçerlidir: Tutuklanan bir kimse tutuklandığı andan itibaren devletin şefkatli kollarına teslim edilmiştir. Onun canı, hayatı, sağlığından artık sadece devlet sorumludur. E hal böyleyken Murat Çalık'ın ölmesini mi bekliyorsunuz? Niye tahliye etmiyorsunuz? Muhittin Böcek'in halini biliyorsunuz, 110 gün kendini bilmeden yattı. Ölmesini mi bekliyorsunuz? Bize adalet demeyin. Adalet demeyin. Milyarlık yolsuzlukları yapan, Forex skandalı, benzeri bilmem ne güzellik salonu skandalları, her biri milyarlık rakamlar konuşulurken hepsi serbest. Yok mu bunlarda yolsuzluk? Yargılayın. Ama lütfen tutuksuz yargılayın. İnsanların kendisini savunmasına müsaade edin ve sağlıklarıyla oynamayın.

Şunu görüyoruz, Zeydan Başkan'ı tutukluyorsunuz, gerekçe bir kişinin iddiası. Peki iddia eden kim? İhale mafyası başı. Peki suçladığı kim? Tertemiz geçmişiyle Adana'nın oylarını artırarak seçtiği Zeydan Başkan. Siz ihale mafyasının ifadesini hangi hakla Zeydan Başkan'ın ifadesine, savunmasına üstün tutuyorsunuz, Allah aşkına?

Dolayısıyla artık toplumda bu, bu operasyonların tamamı iyice siyasi olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi kalmamıştır. Ve eğer gerçekten hukuk ve demokrasi istiyorsak, bir an evvel iktidarın bu uygulamadan vazgeçip ve bütün belediye başkanlarımızın iddianamesini hazırlayıp, özellikle Ekrem Başkan'ın da talep ettiği gibi TRT'den yayınlayarak herkesin ne olduğunu görmesini, nelerle suçlandığını görmesini sağlamak zorundasınız.

Şuna kalben inanıyoruz. Öyle bir medya var ki, pireyi deve yapan, en ufak şeyde olmadık iftiraları atan. İki tane örnek vereyim: Gidip para sayma diye eski görüntüleri, o kasadan para çıkmış gibi gösteren. Ekrem Başkan'ın korumasının kasasını getirip içinden hiçbir şey çıkmadığı halde oradan dolarlar çıkmış gibi gösteren medya. Eğer Ekrem Başkan'ın gerçekten işlediği bir suç olsaydı, ellerinde bir delil olsaydı dünyayı yerinden oynatırlardı.

Dolayısıyla kendilerini hukuka davet ediyoruz. Hukuk herkese lazım. Hep şunu iddia ediyoruz: İnşallah, inşallah diyoruz ki bu sistem değişsin, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı gerçekleşsin. Ve dolayısıyla artık yeter. Bundan sonra 2015'te FETÖ döneminde olduğu gibi, şimdi olduğu gibi artık hukuk birilerinin elinde oyuncak olmasın. Rövanş hukuku bu milletin... ortadan kalksın artık ve bu millet Churchill'in dediği gibi, "Gece dörtte kapı çalınıyorsa, sütçünün geldiğinden emin olup başka insanın kapısını çalmayacağından emin olduğu zaman o ülkede demokrasi vardır." diyor. Dolayısıyla bizler de bunu istiyoruz. Devletin bizi koruduğundan emin, devletin bize adaletli davrandığından emin olmak istiyoruz. Ve bunu başarmak çok zor değil. Hukuku önünüze alırsanız, anayasayı herkese eşit uygularsanız, kanunlar önünde hiç kimsenin adaletten, hukuktan şüphe etmediği bir sistemi kurarsanız bunlar gerçekleşir. Ve işte biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna talibiz.

Böyle yapmadığınız zaman, hukuk olmadığı zaman, demokrasi olmadığı zaman ekmek olmuyor, fakirlik oluyor, faizler artıyor, enflasyon artıyor. Hiç boşuna uğraşmasın Sayın Şimşek. Ne yaparsa yapsın, hukuku üste çıkartmadığınız müddetçe yaptığınız çabaların hepsi yoksulların cebinden para almaktan öteye hiçbir fayda sağlamaz. Bu nedenle kendilerini hukuka davet ediyoruz ve inşallah eğer onlar bunu yaparlarsa seviniriz. Eğer yapmazlarsa inşallah yapılabilecek en erken seçimde inşallah bunu gerçekleştirecek iktidarı kuracağız. Ve bunun çalışmalarına bu binadan başlıyoruz inşallah."

rerfferf.jpg

CHP lideri Özgür Özel: Partimizin iktidara yürüyüşünü bu güzel mekandan başlatıyoruz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi" açılışında konuştu.

Özel'in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bu bina, bu bina 1978'de genel başkanımız Bülent Ecevit tarafından tarafından açıldı. Altıncı genel merkezimiz burası. Geçen hafta gözyaşlarıyla uğurladığımız Altan Öymen'in genel başkanlık yaptığı, biraz önce sevgiyle selamladığınız Hikmet Çetin'in genel başkanlık yaptığı, Türkiye'de sol bölündü, umutsuzluğunu ortadan kaldıran SHP-CHP genel merkezlerinin bir araya geldiği, Sayın Karayalçın'la Deniz Baykal'ın partilerimizi birleştirdiği birleşmenin genel merkezi burası.

"Partimizin yeniden iktidara yürüyeceği büyük yürüyüşü bu güzel mekandan başlatıyoruz"

Önünde Bülent Ecevit'in, Karaoğlan'ın, Kıbrıs Fatihi'nin ve partimizin yürütmede en yüksek noktaya gelmiş son siyasetçisinin heykelinin dimdik durduğu ve bugün yeni bir başlangıçla partimizin yeniden iktidara yürüyeceği ve bu ofisin açılmasıyla birlikte iktidar yürüyüşünde adımların sıklaşacağı, hızlanacağı, adımlara adımların katılacağı, omuzların omuzlara değeceği bir büyük yürüyüşü yine buradan, bu güzel mekandan başlatıyoruz.

Bir darbenin izlerini taşıyan, darbecilerin elimizden aldığı, kapattığı, Devlet Güvenlik Mahkemesi yaptığı, DGM olarak çok sayıda yoldaşımızın sorgulandığı bu binayı yıllar sonra büyük mücadelelerle aldık. Bir darbeye yenilmeyen, ezilmeyen ve oradan dimdik çıkan bu bina şimdi bir başka darbeye, 19 Mart darbesine yenilmeyenlerin, gerilemeyenlerin, o darbeye teslim olmayanların, direnenlerin mücadelesinin simge mekanı olacaktır. Buraya sahip çıkmaya hoş geldiniz, şeref verdiniz.

Anketlerde, anketlerde yüzde 95'lerde Atatürk sevgisi, ona hürmet, ona saygı, ona minnet varken bina varsın Cumhuriyet Halk Partisi'nin olsun, ofisi genel merkezden ayırdık. Buranın kapısı ardına kadar herkese açık. Fikri olana açık. Derdi olana açık. Önerisi olana açık. Enerjisi olana açık. Burası 100 yıl sonra Gazi'nin partisinin bir kez daha iktidara yürüyüşünün, iktidarı devralışının bir kez daha mağdurların, mazlumların yüzünü güldürüşünün, açlığı bir daha yenmesinin, yoksulluğun sırtını yere getirmesinin, yeni istihdamlar, fabrikalar, iş alanları kurmasının, işsizliği ortadan kaldırmasının, başı yere bakanların başını dik tutmasının, geleceğe umutla bakılmasının yolculuğu bugün burada, Cumhurbaşkanlığı aday ofisiyle birlikte başlıyor.

"Umudu Anadolu'ya taşıyacak bir büyük mücadele merkezini hep birlikte açıyoruz"

Biraz önce söylediğim gibi, cumhurbaşkanlığı adaylığı sadece bir kişinin iktidar yolculuğu değildir. Bir partinin iktidar hevesi değildir. Bir partinin kadrolarının kendilerine makam, mevki arayışı değildir. Aday ofisimiz 86 milyonun geleceğini hep birlikte kurmanın, bunun umudunu taşımanın, bunun hayalinde ortaklaşmanın simgesel mekanıdır. İcra heyetimizin koordinasyonunda, partimizin tüm organlarının desteğiyle, emeğiyle, katkısıyla, sivil topluma açık olarak, diğer siyasi partilere açık olarak, her geçen gün kapsayıcılığı artacak, her geçen gün daha renkli, her geçen gün çok daha farklı kesimleri temsil eden ve ülkenin kalıcı sayılan ama çözülebilecek sorunlarına en somut önerileri oluşturacak, bunun üzerinden tüm ülkeye, 81 ile buradan dalga dalga umudu yayacak. Evet, şartlar kötü ama nasıl çözeceksiniz sorusunun yanıtını üretecek, somutlaştıracak, sloganlaştıracak ve Anadolu'ya taşıyacak bir büyük mücadele merkezini hep birlikte açıyoruz.

"Birileri tıka basa karnını doyururken, doymayan karınlar, ağlayan çocuklar var"

Hal böyleyken büyük bir ekonomik çöküş içinde olduğumuzu, yedi yıldır bitmeyen bir krizle boğuştuğumuzu hepimiz biliyoruz. Artık birileri tıka basa karnını doyururken, Türkiye'de doymayan karınlar, ağlayan çocuklar var. Artık birileri sürekli kemer sıkarken, birilerinin bırakın kemeri gevşetmeyi, yedi sülalesine 700 yıl yetecek servetine rağmen doymayan gözleri, bitmeyen hırsları var. Atatürk'ten emanet, anayasada yazan eşit yurttaşlığı, sınıfsal bir ayrım yaratarak lekeleyenlerin, lekeletenlerin yönetimde olduğu bir dönemdeyiz. Türkiye'de zengin-fakir, güçlü-güçsüz, birileri tarafından kayrılan ya da şeytanlaştırılan toplum kademeleri, sınıfları oluştu. Maalesef bazı çocuklar hayata kapatamayacakları kadar büyük bir farkla geriden başlıyorlar. Eğitimde böyle, sağlıkta böyle, maalesef beslenmede bile böyle.

Hal böyle olunca artık kurdukları çarkın dişlileri hep zengine çalışıyor ama yoksulun etini, kemiğini çiğniyor. Bu düzeni biz kurmadık ama biz bir başka bozuk düzenden sonra, bir başka büyük umutsuzluktan sonra, önce kurtuluşu, sonra kuruluşu gerçekleştirip bir hayali gerçekleştiren kadroların devamıyız. Kendimize, şahsımıza, eşimize, dostumuza, mevkinin, makamın peşinde değil, bu ülkedeki mağdurların ve mazlumların yüzünü güldürmenin peşindeyiz. 100 yıl önce başardık. 100 yıl sonra yine başaracağız. Bu düzeni biz yıkacağız. Yerine adil bir düzeni, yerine güçlü bir düzeni biz kuracağız.

"Cesaretin varsa çık milletin karşısına, 2 Kasım'da seni sandığa davet ediyorum"

Buradan, Türkiye'nin dört bir yanından yaptığımız çağrıyı, bugün aday ofisimizin önünden Sayın Erdoğan'a Ankara'dan tekrarlıyorum. Ofisimiz var, her ne kadar içeri attınsa da adayımız var, cesaretimiz var, gençliğimiz var. Cesaretin varsa çık milletin karşısına, 2 Kasım'da seni sandığa davet ediyorum.

Tek bir iddialarını ispatlayamadılar. İstanbul'da lüks yatlarda gezen, lüks arabalara binen, lüks villalarda oturan, keyif düşkünü bir başsavcı, talimatlandırılmış ve Ekrem Başkan'ın adaylığına karşı kendisi en gözü dönmüş kararları alıyor. 31 yıllık diplomayı iptal ettirirken de, ki hatırlayın, yazıyı İstanbul Üniversitesi'ne yazdı ve dedi ki, bir hafta sonra 'Acele edin'. Bu diploma resmi kurumlara, parantez içine, 'YSK dahil verilmektedir.' YSK, üniversite diplomasını tek durumda, cumhurbaşkanlığı adaylığında istemektedir.

Yani savcı kendine verilen talimatı utanmadan, sıkılmadan İstanbul Üniversitesi'ne yollarken, 'Bu diplomayı iptal et ki cumhurbaşkanı adayı olamasın' demektedir. O günden sonra ertesi gün giriştiği, bir ucu terör zırvası, bir ucu yolsuzluk iftirasıyla 129 gündür bizlerle uğraşmaktadır. O günden bugüne kadar atmadığı yalanlar kalmadı. Delil var mı? Yok. İspat var mı? Yok. İddianame var mı? Yok. İnanan var mı? Yok. Millet, şükürler olsun ki, bu yalanlara inanmadı.

Peki ne var? Şantaj var, tehdit var, iftira var. Tutuklulara 'İftira at, suçu Ekrem Başkan'a at. Hemen evine git. Bundan sonrası senin için rahat' diyen savcılar var. Ama şunu bilsinler ki, bu başkentten ant içerek söylüyorum ki, 'Suçu Ekrem'e at. Bundan sonrası senin için rahat değil' İftiracıları, daha önce, daha önce AK Parti'ye çalışanları ya da bir kuyruğundan yakaladıkları suçluları kullanarak güya, güya ettikleri yemine, cübbelerine, üzerlerine verilen bu millet, bu devlet tarafından verilen bu kutsal göreve rağmen, sadece ve sadece bir kişinin korkularından, onun karşısındaki adayı adaylaşmasını engellemek için görev yapanlara söylüyorum.

"Savcı 80 yıllık maaşıyla alamayacak yatları geziyorsa hesap soracağım"

56 milyonluk tadilat yaptırılmış villada oturana söylüyorum. 30 yıl, 30 yıl görev yapan bir öğretmen, 1 milyon emekli ikramiyesi alıyorken bir savcının oturacağı villaya 56 milyon, 56 emekli öğretmenin 30 yıllık emeğini kimse boşu boşuna vermez. Diğer savcılar normal katlarda, normal katlarda böyle mütevazi apartmanlarda, lojmanda oturuyorken, tadilatına 56 milyon lira verilen bir yerde duran kişi 80 yıllık maaşıyla alamayacak yatları geziyorsa, lüks araçlara biniyorsa, birileriyle tuhaf ilişkiler kuruyorsa, buradan ant olsun ki bütün savcıların, bütün hakimlerin okuduğu derse, ettiği yemine sadık olan herkesin kul kölesi olayım ama bunlardan hesap soracağım.

"Pabucumun atanmışı, dışişleri bürokratı Hakan Fidan..."

Buradan Hakan Fidan'ı uyarıyoruz. Netanyahu'ya tık yok. Trump'a tık yok. Millet, 12 ülke ne güzel eylem planı alıyor, tık yok. Ondan sonra orada burada geziyor, ikide bir TikTok. TikTok'a video koyuyor, Kurtlar Vadisi koyuyor. Pabucumun kenarı, Kurtlar Vadisi'nden umut besleyen, TikTok'la gençleri kaldıracak olan, pabucumun atanmışı, dışişleri sözcüsü, dışişleri bürokratı, yazıklar olsun sana.

Bırakın sonra aklına gelmiş. Efendim, yoksa Yunan tezini mi destekliyorsun? Yunan tezini destekleyeni de, işgal ordusuna halı sereni de, onları geldikleri gibi gidecekler diyeni de, Yunan tezine karşı Kıbrıs'ı kurtaranı da bu millet biliyor. Sen kimsin Hakan Fidan? Sen kimsin?

Bu yüzden bu Erdoğan'ın da, Hakan Fidan'ın da, bütün kadrolarının da Trump'ın karşısında sus pus olduklarını, Filistin davasını sattıklarını cümle alem bilsin. Biz 74'te Erbakan'la nasıl Kıbrıs Harekatı'nda birlikte olduysak ve o günlerde Yaser Arafat-Bülent Ecevit dostluğundan nasıl yıllardır bir adım geri atmadıysak, bugünkü duruşumuz Ecevit'in duruşudur, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının duruşudur."

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar