Orman Genel Müdürlüğü'nden yangın söndürme uçaklarına dair açıklama

Orman Genel Müdürlüğü, orman yangınlarında hava trafiğini ve helikopterlerin seri müdahalesini bozmayacak dikkatte kullanılmaları nedeniyle uçak müdahalesinin "daha seyrek bir görünüm sergilediğini" bildirerek, "Bu nedenle kamuoyu tarafından "yeterli uçağımız yok" algısı oluşmaktadır. Tonaj bakımından uçaklarımızdan daha fazla su atabilen helikopterlerimiz mevcuttur. Bu, uçağa kıyasla aynı sürede defalarca yangına su atımı sağlama avantajı sunmaktadır" açıklamasını yaptı. Genel müdürlük, Çeşme ve Ödemiş'te süren yangınlara 6 uçak ve 16 helikopterin müdahale ettiğini bildirdi.

Orman Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, halen İzmir’in Çeşme ve Ödemiş ilçelerinde etkili olan yangınlara 6 uçak, 16 helikopter ve kara ekipleriyle yoğun şekilde müdahale edildiği belirtildi.

Yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgarın yangın riskini artırdığı ve akut bir dönemden geçildiği ifade edilen açıklamada, Türkiye’nin orman varlığının yüzde 64’ünün yangına hassas bölgelerde yer aldığı hatırlatıldı.

Açıklamada, iklimsel etkiler nedeniyle dünya genelinde yanan orman alanlarında son 10 yılda iki kat artış yaşandığı ve şiddetlendiğine dikkat çekildi.

Çok yüksek kapasitede hava gücüne sahip ABD'de, Kaliforniya eyaleti orman yangınının ancak iki haftada kontrol altına alınabildiği aktarılan açıklamada, şiddetli rüzgar nedeniyle hava araçlarının verimli kullanılamadığı, yangında 12 binden fazla yapının zarar gördüğü, 180 bin kişinin tahliye edildiği ve müdahalenin ancak iki haftada tamamlanabildiği aktarıldı.

“Bir seferde havadan su atma kapasitesi 73 tondan 438 tona yükseltildi”

"Bu durumun, yangına müdahalenin sadece hava araçlarıyla mümkün olmadığını kamuoyunun gözleri önüne bir kere daha sergilediği" ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Oluşturulan olumsuz algıların aksine ülkemiz bir seferde havadan su atma kapasitesini 73 tondan tam 438 tona yükseltmiştir. Bu veri hava gücümüzü yansıtması bakımından son derece önemlidir. Yangın esnasında temel gücümüz olan kara ekiplerimizle, ormanın derinliklerinde müdahalede bulunuyoruz. İş makinelerimizle, yangının atlamasını önleyecek şeritler ve boşluklar oluşturuyor, yanıcı maddeleri azaltıyoruz. Yangının ilerleyişini hava ekiplerimizle durduruyor ve kara ekiplerimizle yangını kontrol altına alıyoruz. Oluşturduğumuz yangın havuzları ve göletleriyle helikopterlerimizin ring düzeni içinde seri müdahalede bulunmasını sağlıyoruz. Uçaklarımız da bu müdahaleye destek veriyor. Ancak uçaklar, hava trafiğini ve helikopterlerin seri müdahalesini bozmayacak dikkatte kullanıldığı için uçak müdahalesi daha seyrek bir görünüm sergilemektedir. Su dolum süreleri, havaalanı uçuş prosedürleri, hava trafiğinin uygun duruma getirilmesi, yakıt ikmali ve uçakların deniz ve barajlardan su alması nedeniyle geçen süre, bu algıya neden olmaktadır. Bu nedenle kamuoyu tarafından "yeterli uçağımız yok" algısı oluşmaktadır. Tonaj bakımından uçaklaramızdan daha fazla su atabilen helikopterlerimiz mevcuttur. Bu, uçağa kıyasla aynı sürede defalarca yangına su atımı sağlama avantajı sunmaktadır" denildi.

Hava trafiği açısından aynı anda onlarca hava aracının görev yapmasının yüksek risk teşkil ettiği belirtilen açıklamada, yangın söndürme faaliyetlerinin, yüksek teknolojili karar destek sistemleri ve yangın tecrübesine sahip uzmanlar tarafından koordine edildiği ifade edildi.