Su tehdidi kentleri sarıyor: İstanbul’a yetmeyecek

Su tehdidi kentleri sarıyor: İstanbul’a yetmeyecek
İstanbul'da yaşanabilecek olası kuralık riskine karşı uyarılarda bulunan İBB Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seval Sözen, "Kanal’ın yapımı bir su kaynağının devre dışı kalmasına ve bir su toplama havzasının küçülmesine...

İstanbul'da yaşanabilecek olası kuralık riskine karşı uyarılarda bulunan İBB Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seval Sözen, "Kanal’ın yapımı bir su kaynağının devre dışı kalmasına ve bir su toplama havzasının küçülmesine neden olacak" dedi.

İBB Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seval Sözen, AKP'nin ısrarla hayata geçirmek istediği Kanal İstanbul projesinin kentin su kaynakları için oluşturacağı tehdide dikkat çekti.

BirGün'den Deniz Güngör'ün haberine göre, Sözen, "Kanal güzergâhı itibarı ile bir taraftan Sazlıdere Barajı’nı devre dışı bırakacak, diğer taraftan da Terkos Barajı havzasının 13 kilometrekare küçülmesine neden olacaktır" dedi.

Yağışların azalması ve aşırı su tüketimi barajları olumsuz yönde etkiledi. Durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstanbul’da 3’ü Asya yakasında, 11’i Avrupa yakasında olmak üzere 14 baraj ve 2 de regülatör olan su kaynağı mevcut. Bu su kaynaklarının biriktirme kapasitesi yaklaşık 900 milyon metreküp. İstanbul’a günde yaklaşık 3 milyon metreküp su veriliyor, bu da yılda 1100 milyon metreküp su verilmesi anlamına geliyor. Barajların tamamı yıl içindeki yağışlarla tam dolu olsa dahi İstanbul’un yıllık su ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. İstanbul’un su ihtiyacını kendi havzasından sağlayabilmesi için bu barajların yağışlar ile yıl içinde birden fazla kez dolması gerekiyor. Yağış rejimindeki değişiklik ve artan kuraklık dolayısı ile kendi kendine yetmeye mümkün olmadığından İstanbul’a komşu havzadan, Melen’den su taşınıyor.

Asya yakasındaki Ömerli ve Darlık barajları Melen’den gelen su ile beslendiğinden genel ortalamadan çok daha iyi durumda, yüzde 60 ve 50 mertebelerinde. Ancak Avrupa yakasındaki barajlar, bu yıl yaşanan kuraklıktan çok etkilendi. Terkos yüzde 13, Alibey yüzde 17, Sazlıdere yüzde 11, Istırancalar yüzde 22. İstanbul’da tüketilen suyun yaklaşık 3’te 2’sinin Avrupa yakasında olması, bu durumu biraz daha önemli hale getiriyor. İSKİ, Avrupa yakasındaki su ihtiyacını karşılamak üzere İstanbul Boğazı’nın kuzeyi ve güneyinde yer alan 2 büyük sistemle suyu Anadolu yakasından Avrupa yakasına aktarıyor.

İstanbul’da su yönetimi su kaynaklarının entegre yönetimi ile sağlanıyor. Barajlar 1 Ekim-30 Eylül olarak tanımlanan Su Yılı içerisinde öngörülen “su bütçesi” kapsamında işletiliyor. Melen’den aktarılan suyun bir kısmı arıtılarak, Asya yakasından Avrupa yakasına taşınırken, bir kısmı Asya yakasında kullanılıyor, bir kısmı da Asya yakasındaki barajlarda biriktiriliyor

Dolayısı ile medyada sıkça rastladığımız su seviyesi oldukça düşmüş barajların görüntüleri verilerek felaket senaryoları çizmek büyük ilgi çekmekle birlikte, teknik olarak bir anlam ifade etmeyebiliyor. Avrupa yakasındaki barajların görevi Asya yakasındakiler vasıtasıyla yerine getiriliyor.

İstanbul geneli baraj doluluk oranı yüzde 24,69. Geçen senenin aynı ayına kıyasla ciddi bir düşüş söz konusu. Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

İstanbul yüzde 99 yüzeysel su kaynaklarıyla, bu kaynaklar da yağmur suları ile besleniyor. Bu yıl ciddi bir kuraklık yaşandı ve bu kuraklık da doğal olarak barajları etkiliyor. Diğer taraftan bu yıl yaşanan yüksek sıcaklıklar nedeniyle su tüketiminde rekor seviyelere ulaşıldı. Yüksek sıcaklıklar nedeniyle bir miktar buharlaşma da arttı.  Karşı karşıya olduğumuz sorun sadece yağış miktarıyla ilgili değil. İstanbul’da nüfus önlenemez şekilde artıyor, bu da su kullanımına yansıyor.

Arz-talep dengesi bozulmuş durumda. Bu sürdürülebilir ve yönetilebilir bir durum değil. Bu artış nereye kadar sürecek? Bu konuda mutlaka önlem alınmalı.

Bizi bekleyen kuraklığın günah keçisi olarak iklim değişikliğini görmemek ve su kıtlığının bir ölçüde aşırı su tüketiminden kaynaklandığını anlamak gerekiyor. Kaynaklar hiç tükenmeyecekmiş gibi davranmaktan vaz geçmeliyiz. Bireysel olarak su tasarrufuna özen göstermeli, yönetimsel olarak da gerekli tedbirlerin acilen alınmasını talep etmeliyiz.

İSKİ ne tür adımlar atıyor?

Park-bahçe sulamaların kontrollü yapılması için girişimde bulundu, şebekede kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesi amacına yönelik olarak, kapsamlı çalışmalar yürütülüyor. Barajlardan ya da regülatörlerden alınan, arıtılarak şehir şebekesine verilen ancak daha musluklara ulaşmadan şebeke hattında israf olan sular var. Kayıp-kaçak olarak nitelendirilen bu suların oranı 2019 yılında yüzde 22,3 iken, yapılan çalışmalar ile 2022 sonu itibarıyla yüzde 19,45’e düşürüldü. Bu sayede 3 yıl içerisinde 60 milyon metreküp suyun israf olmasının önüne geçildi.

Bir başka çalışma ise atık suların geri kazanılarak sanayide proses suyu ve park bahçelerde sulama suyu olarak kullanması yönünde. 2022 yılında 30 milyon metreküp su, bu amaçla kullanıldı.

Mevcut Taşoluk içme suyu arıtma tesisinin kapasitesi ikinci bir tesisle iki katına çıkartılarak artan su talebinin karşılanması sağlandı. Avrupa yakasındaki su ihtiyacının karşılanması ve Melen suyunun nüfusun yoğun olduğu bölgelere iletilebilmesi için 3000 mm çapında Kağıthane-Bahçelievler-Sefaköy Tüneli’nin yapımına devam ediliyor. Ayrıca Melen’den daha fazla suyun kullanılabilmesi adına, Cumhuriyet İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin kapasite artırımına yönelik ihale çalışmaları başlatıldı.

İstanbul İçme suyu ve Kanalizasyon Master Planı İstanbul’un su ihtiyacının karşılanabilmesi yönünde hangi öngörüleri yaptı? Plan hayata geçerse ne tür etkileri olacak?