Suriye'de süreç nereye doğru evirilecek: Emekli büyükelçi Vural 'YPG meşru muhataba dönüşebilir' dedi

Emekli büyükelçi Volkan Vural, T24'ten Cansu Çamlıbel ile yaptığı söyleşide yeni yayımlanan kitabı “Olağanüstü ve Tam Yetkili” üzerinden Türkiye'nin dış politikasın değerlendirdi. Kürt meselesinden ABD-Türkiye ilişkilerine, Erdoğan’la anılarından diplomatların gerileyen rolüne kadar birçok başlıkta çarpıcı tespitlerde bulundu.

Vural’a göre Kürt sorunu, askeri tedbirlerin ötesinde demokratik yöntemlerle çözülmeli. Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın Türkiye’nin koyduğu çekinceler kaldırılarak uygulanabileceğini söyleyen Vural, “Biraz ademi merkeziyetçilik Türkiye’yi zayıflatmaz, güçlendirir” diyor. YPG’nin terörden arındırılması halinde, Ankara açısından meşru muhatap haline gelmesinde de bir sakınca görmüyor. İş YPG'nin Ankara açısından meşru bir muhataba dönüşeceği noktaya doğru gidiyor.

“ABD Türkiye'de zayıf değil, uyumlu hükümet ister”

Yeni ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın alışılmış diplomatik çizginin dışında bir profil çizdiğini belirten Vural, “Suriye’de patron biziz” mesajı verildiğini savunuyor. “ABD, Türkiye’de zayıf bir hükümet değil, çıkarlarına karşı çıkmayan güçlü bir iktidar ister” görüşünde.

“Bugün diplomatlar etkisizleşti”

Diplomasinin liderlere indirgenmesini eleştiren Vural, Dışişleri Bakanı dahil hiçbir makamın artık kendi ağırlığını taşıyamadığını söylüyor. Kendi döneminde, Ankara’dan talimat almadan CNN International yayınına çıktığını hatırlatıyor, “Bugün yapsa bir büyükelçinin başına neler gelir, düşünmek bile istemem” diyor.

“Erdoğan bir lider kumaşına sahipti ama gidişat değişti”

1997’de Erdoğan’la Köln’de tanıştığını anlatan Vural, o dönemde ölçülü, açık sözlü ve pragmatik bir siyasetçi portresi çizdiğini söylüyor. “O gün ‘bu adam lider olur’ demek zordu ama kumaşını fark ettim” diyor. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde AB sürecinde yakın çalıştıklarını, iki kritik krizde kendisinin tavsiyesini dinlediğini de belirtiyor.

“MHP’nin değişimi ihtiyatla izlenmeli”

Volkan Vural, MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan’a dair kullandığı yeni söylemlere değinirken, bu değişimi hem “olgunlaşma” hem de “iktidarda kalma stratejisi” olarak yorumluyor. Bahçeli’nin Suriye’de Kürtlerin statü kazanmasına karşı pozisyonunun da bu stratejik hesapların parçası olduğunu söylüyor.

“Türkiye AB’ye katılım kriterlerinden uzaklaştı, dosya fiilen kapandı”

2000’li yılların başındaki AB reformlarının mimarlarından biri olan Vural, bugün gelinen noktada Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaşıldığını, üyelik sürecinin de fiilen askıya alındığını belirtiyor. “AB de artık Türkiye’yi üyelik yolunda görmüyor, bu karşılıklı bir kopuş” ifadesini kullanıyor.

“Denktaş, Kıbrıs’ta çözümü engelleyen aktörlerden biriydi”

AB zirvelerine katılmayan Rauf Denktaş’ı eleştiren Vural, Annan Planı çerçevesinde birleşik Kıbrıs'ın mümkün olduğunu ama Denktaş’ın, bazı çevrelerin de etkisiyle bu süreci engellediğini savunuyor.