Peş peşe açıklamalar geldi: Türkiye, soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a sundu
Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olacağını açıklayan Türkiye, davaya müdahillik beyanını, bugün Divan'a sundu.
Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından Türkiye, müdahillik bildirimde bulunan yedinci ülke oldu.
Güney Afrika tarafından 29 Aralık 2023'te İsrail'e karşı açılan soykırım davasında, Soykırım Sözleşmesi'nin çeşitli hükümlerinin yorumlanması söz konusu ve Türkiye, sözleşmeye taraf olduğu cihetle davaya müdahillik beyanı sunma hakkına sahip bulunuyor.
Türkiye'nin UAD'deki İsrail'e karşı soykırım davasına müdahillik başvurusuna ilişkin merak edilen 5 soru ve diplomatik kaynakların verdiği cevaplar şöyleydi:
"1- Müdahilliğin dayanağı nedir?
Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divan'na müdahillik beyanı, Divan'ın Statüsü'nün 63. maddesindeki şu ifadeye dayanıyor:
1- Uyuşmazlığın taraflardan başka devletlerin de katıldığı bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğu zaman, yazman bu devletlere hemen durumu bildirir. 2. Bu şekilde bilgilendirilen her devlet davaya müdahil olma hakkına sahiptir; ancak bu hakkını kullanırsa, kararla verilen yorum kendisi için de eşit derecede bağlayıcı olacaktır."
2- Türkiye'nin müdahilliğine ilişkin hukuki süreç nasıl ilerleyecek?
Kurallara göre Divan, müdahillik beyanını görülmekte olan davanın tarafları olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsrail'e bildirerek yazılı gözlemlerini isteyecek.
Divan, kabul edilebilirliğe ilişkin kararını, gerekmesi halinde sözlü duruşma tertip ederek verecek.
Davanın tarafları müdahillik beyanına ilişkin gözlemlerini yazılı olarak sunabilecek, yazılı taraf gözlemleri alınması halinde, Türkiye'nin, karşı gözlemlerini yazılı olarak sunma hakkı saklı bulunuyor.
3- UAD'Deki Güney Afrika-İsrail başvurusuna diğer ülkeler müdahillik talebinde bulunabilir mi?
UAD'deki Güney Afrika/İsrail başvurusuna bugüne kadar Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulundu.
Divan bu başvurular ile ilgili henüz karar vermedi.
4- Müdahillik mekanizması başka davalarda uygulandı mı?
UAD Statüsü'nün 63. maddesiyle düzenlenen müdahillik müessesesine UAD önündeki diğer başvurularda da müracaat edilmişti.
Buna örnek olarak, Ukrayna ve Rusya Federasyonu arasındaki başvuruda UAD 32 ülkeden gelen müdahillik beyanını kabul edilebilir bulmuştu.
Bunun yanı sıra Gambiya ve Myanmar arasındaki başvuruda, Divan 7 ülkenin müdahillik talebinin kabul edilebilir olduğunu kararlaştırmıştı.
5- Dava sürecinin ne zaman sonuçlanması beklenmektedir?
Divanın önündeki sürecin sonuçlanacağı tarih konusunda öngörüde bulunulmasının güç olduğu ifade ediliyor.
UAD önündeki süreç, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 29 Aralık 2023 başvurusuyla başladı. Mevcut aşamada Divan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, davaya görüş sunması için son tarih olarak 28 Ekim 2024'ü belirledi.
İsrail'in karşı görüşünü sunması için son tarih de 28 Temmuz 2025 olarak belirlendi.
Divan'ın bugüne kadarki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda, dava sürecinin 4-5 yıl sürebileceği değerlendiriliyor.
Güney Afrika'nın İsrail aleyhine açtığı soykırım davası
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: İsrail'in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırım suçuyla yargılandığı davaya müdahil olmak üzere TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel, Anayasa Komisyonu Üyesi Cahit Özkan'dan oluşan heyetimiz başvurusunu yapmıştır. Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanına yapmış olduğu bu başvuru, Filistin davasının geleceği açısından somut ve tarihi bir adım olmuştur. İsrail'in, soykırım suçu için uluslararası mahkemelerde yargılanması, Netanyahu ve çetesinin işlediği suçlar karşısında hak ettiği en ağır cezayı alması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Millî davamız olarak gördüğümüz Filistin davasını her platformda savunmaya, başkenti Kudüs olan özgür Filistin devleti kurulana kadar tüm insanlık cephesiyle birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu Uluslararası Adalet Divanı'na az önce sunduk. İşlediği suçların cezasız kalmasından cesaret alan İsrail, her geçen gün daha fazla masum Filistinliyi öldürüyor. Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır. Türkiye, bu yolda elinden gelen her türlü gayreti gösterecektir.
Hükümetten peş peşe açıklamalar
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Türkiye, İsrail'in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırım suçuyla yargılandığı davaya müdahil olmak üzere başvurusunu yaptı. Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanına yapmış olduğu bu başvuru, tüm insanlık adına ve insani değerleri barbarlık karşısında savunmak içindir. Çağdaş nazilerin vahşetlerine karşı insanlık adına atılmış güçlü bir adımdır. Netanyahu ve soykırım şebekesinin insanlığa karşı işlediği suçların, insani değerler adına mahkum edilmesi için çalışmayı sürdürüyoruz.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik talebimizi Adalet Divanına sunduk.
Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı olarak ortaklaşa hazırladığımız davaya müdahillik beyanını içeren dosyamız ve eklerinde, İsrail’in “BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”ni ihlal ettiği, tüm delilleri ve unsurlarıyla net bir şekilde ortaya konmuştur.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde attığımız bu somut adım, işgalci İsrail tarafından Gazze’de yapılan soykırımın ve katliamın karşısında olduğumuzu tüm dünyaya açıkça göstermektedir.
7 Ekim’den bu yana en temel insan haklarını yok sayarak 40 bin Filistinli kardeşimizin şehit edilmesine, 90 binin üzerinde Filistinlinin ise yaralanmasına neden olan barbar İsrailli yetkililer, uluslararası hukuk önüne çıkarılarak hak ettikleri cezayı alana kadar davanın takipçisi olacağız.
Dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz.
1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilene ve Filistinli kardeşlerimiz özgür olana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Kaynak:Haber Merkezi